Kobane Davası: Aysel Tuğluk duruşmada hazır edilecek

Kobanê Davası’nda dinlenilen tanık Muhammed Zengin, daha önce verdiği ifadeyi hatırlamazken, mahkeme hasta tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk'un 28 Haziran’daki oturumda hazır edilmesi için kararı verdi.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 14’üncü duruşması, 1’inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülmeye devam ediyor.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına HDP’li milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat ve izleyici katıldı.

Verilen aranın ardından SEBGİS ile duruşmaya bağlanan Kürt aktivist Sibel Akdeniz, mahkemeye zorla getirilme kararına dair konuştu. Köyde yaşayan Akdeniz, “Duruşmalara her zaman katılma şansım olmuyor. Periyotlar çok sık. Köyden bu periyotlara yetişmem de imkansız. Periyotlardan dolayı çalışamıyorum” dedi. Akdeniz, bir sonraki periyoda kadar duruşmadan vareste olma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, Akdeniz’in vareste tutulma talebinin reddine karar verdi.

GAZETECİ TANIK!

Ardından tanık Cem Tekel’in dinlenmesine geçildi. Şemdinli'ye gözlem yapmaya giden ve aralarında BDP vekillerinin de olduğu araçların 17 Ağustos 2012 tarihinde PKK tarafından durdurulmasını hatırlatan mahkeme başkanı, orada ne yaşandığını sordu. O tarihte Şemdinli’ye gazeteci olarak bölgeye gittiğini ifade eden Tekel, “Öncesinde veya sonrasında ne oldu, bilmiyorum” dedi.

YÜKSEKDAĞ’IN MİKROFONU KAPATILDI

Tekel, mahkeme başkanının Kobanê olayları ile ilgili sorularına da “bilgim yok” yanıtını verdi.

Sonrasında söz alan HDP eski Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, tanık dinlenmesinin usulsüz olduğuna dikkat çekti. Mahkeme başkanı bu sözlerin ardından Yüksekdağ’ın sözünü keserek mikrofonunu kapattı.

Sonrasında bir diğer tanık Muhammed Zengin beyanlarda bulundu. Zengin, 3 yıl önce yazılı ifade verdiğini belirtirken, hatırlamadığını söylemesine rağmen ifadesini yinelediğini aktardı. Siyasetçiler hakkında önce “kendileri hakkında çok bir bilgim yok” diyen tanık Zengin, sonrasında siyasetçilerin örgüt üyesi olduğunu iddia etti. Beyanlarını hiçbir somut delile dayandırmayan tanık Zengin, “Kadro oldukları söylendi” ifadesini kullandı.  

ÖNCE TANIMADI

Mahkeme başkanı SEGBİS kamerasını Mesut Bağcık’a doğru yöneltti ve “tanıyor musun” diye sordu. Tanık Zengin, Bağcık’ı hiç tanımadığını belirtti. Sonrasında mahkeme başkanı tanık Zengin’in geçmişte Bağcık hakkında verdiği ifadeyi okudu. Ardından tanık Zengin, “Sanırım saçları dökülmüş. Şimdi tanıdık geldi” dedi. 

Söz alan avukat Kenan Maçoğlu tanığa yönelik, “4 Mart 2020’de ifade vermişsiniz. İfadeyi nerede verdiniz?” diye sordu. Tanık Zengin, Ankara’ya tanık olarak getirildiğini ve ifadeyi emniyette verdiğini söyledi. Ardından avukat Özgür Erol, “Meryem Adıbelli hakkında örgütsel çalışmalar yaptığını söylediniz. Somut örnek verir misiniz?” dedi. Tanık Zengin, “Adıbelli PM üyesiydi. Ne yaptığını bilmiyorum” diye cevap verdi. Erol, “Bu bir örgütsel bir çalışma mıydı” diye sorarken, tanık Zengin, “örgütsel çalışma” olarak kadın çalışmalarını örnek gösterdi. 

‘ÇATIŞMALAR DURSUN DİYE GİTTİK’

“Biz muhalefet yaptık” vurgusu yapan DBP eski Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, “Gün geliyor tüm haklarımı kullanabiliyorum. Gün geliyor aynı şeyler hakkında yargılanıyorum. 2012’de Şemdinli’ye gittik. O köyde ne oluyor diye öğrenmeye gittik. Çatışmalar dursun diye gittik. Vali ve kaymakamlığın haberi vardı. Hatta eşlik edeceklerdi. Kürtler ısrarla barış köprüleri kurmaya çalışıyor ancak devlet bu köprüleri hep yıkmaya çalışıyor. Bunu istediğimiz için terörist oluyoruz. O dönem diyalog süreci vardı. Yasa çıkarıldı, yasa kapsamında olanlar yargılanamaz dendi. Şimdi ne oldu? Tanık olarak getirdiğiniz kişi, dönemin parti çalışmalarını ‘örgüt çalışması’ olarak nitelendirdi” dedi. 

Tuncel, devamında şöyle konuştu: “Bütün bu meselelerin saçma olduğunu sizler de bizim kadar biliyorsunuz. Ben 1998’den beri legal siyasette yer alıyorum. Değişecek diyorum. Böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum. ‘Kürdistan’ dediğimde yargılanmak istemiyorum. Kendi kültürümüzü var etmek için kurduğumuz tüm kurumlarımız KHK'yle kapatıldı. Kürtlerin kurumları olmazsa Kürt sorununu kiminle konuşacaksınız? Devlet bizim davamızda müşteki olmuş. Adalet Bakanlığı da dahil. Bu durumda bakanlığın AİHM’e bir bilgi verirken objektif olması beklenir mi?

YÜZÜNÜZE GÖZÜNÜZE BULAŞTIRIYORSUNUZ

Tanıkların hepsine birer belge tutuşturulmuş. Emniyet’te çay içerek ifade vermiş. İfadelerin hiçbirini kabul etmiyorum. Gizli tanıklarının bazılarının aslında hiç olmadığını düşünmüyorum. FETÖ’nün topladığı bütün belge bilgileri önümüze koyuyorsunuz. Onlar biraz iş biliyordu ama sizler yüzünüze gözünüze bulaştırıyorsunuz.”

Söz alan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak da, duruşma periyotlarının yoğunluğuna tepki göstererek, "Belgeler zamanında tebliğ edilmiyor. Belgeleri araştırarak duruşmaya katılma şansımız yok. Oysa bu bizim hakkımız. Kendimizi savunmak için olan imkanlarımızı elimizden almaya çalışıyorsunuz. Savunma hakkımızı ihlal ederek suç işliyorsunuz. Siz bizi davadan koparmak istiyorsunuz” diye belirtti. 

'TANIK GAZETECİ NEDEN HİÇBİRİNİ YAYINLAMADI?'

Şemdinli ile ilgili tanık beyanına dair konuşan Kışanak, tanık beyanları sırasında aile görüşünde olduğu için sormak istediği soruları soramadığını ifade etti ve mahkeme heyetinin usulsüz tanık dinlemesini eleştirdi. Kışanak, “Bizi hiçbir güvenlik görevlisi durdurdu mu orada? Havan toplarından, çocuk düşüren kadınlara kadar her şeyi gördük, tanık olduk. Orada insanlar bize derdini anlattı. O tanık gazeteci de oradaydı. Neden bunların bir haberi yayınlanmadı? Bombardıman basıncından dolayı sağır olan insanlar yanımıza gelip dertlerini anlattı. Orada siviller çatışma ortamında kalmış ve yaşam mücadelesi veriyordu. Sizin de gazeteciler olarak bunları kamuoyuna taşımanız gerekirdi ama böyle bir dert yok” diye konuştu.

Duruşmaya 10 dakika ara verildi. 

Aranın ardından konuşan avukat Çiğdem Kozan, dosyadan suret alma hakkını hatırlatırken, buna rağmen mahkeme kaleminden tanık beyanlarını alamadığını ifade etti. Avukatların tanığa yönelik sorduğu sorulara mahkeme başkanı tarafından izin verilmemesine tepki gösteren Kozan, “Sorduğumuz sorular, tanığın güvenilirliğini test etmek için sorduğumuz sorulardı. Çapraz sorgu işleminin daha doğru şekilde işletilmesi için sorularımızın yönetilmesini talep ediyorum” dedi.

GİZLİ TANIK OLMA KOŞULLARI

Gizli tanık koşullarına dikkat çeken Kozan, “Kişinin gizli tanık olarak dinlenmesi noktasında mahkemeniz ihtimam ile davranmak zorundadır. Bir tanık ‘ben korkuyorum’ diye bir soyut beyanla koruma programı alamaz. Tanığın gizli tanık olabilmesi için kuruntu sayılabilecek algılamalarından uzak somut veriler gereklidir. Korku doğrudan doğruya yargılanan sanıktan dolayı olmalıdır. Böyle bir durum söz konusu değil. Burada birçok açık tanık dinledik. Bu tanıklara bir şey oldu mu? Diğer tanıklarla ilgili neden ağır bir tehlike olduğuna dair şüphelisiniz? Bu tanıklar yönünden var olmayan ağır tehlike diğer tanıklar yönünden neden var? Aslında yok” şeklinde konuştu. 

Birleşen dosyalar yönünden tanık dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Kozan, “CMK gereği birleşen dosya sanıklarının isimlerini sayabilirsiniz ama ana dosyayı tanığa aktarıp beyan alamazsınız” dedi.

HASTA TUTSAK AYSEL TUĞLUK’UN DURUŞMADA HAZIR EDİLMESİ KARARI

Beyanların ardından mahkeme başkanı, hasta tutsak Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk'un 28 Haziran tarihli oturumda hazır edilmesi için bulunduğu infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme başkanı, Tuğluk’un savunmasının alınmadığı takdirde müştekilerin dinlenmesine karar verdi. 

Duruşma yarın devam edecek.