Kobanê Davası: Mahkemede düşman hukuku uygulanıyor

Kobanê Davası'nın duruşmasında konuşan siyasetçiler, mahkemede düşman hukukunun uygulandığına dikkat çekti.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutsak 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 15'inci duruşması, dördüncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına çok sayıda avukat, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kemal Pekgöz, Züleyha Gülüm, Filiz Kerestecioğlu ve HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatları ve çok sayıda izleyici katıldı. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.  

MAHKEMEYE TEPKİ

Duruşma tanık Gül Tanrıverdi’nin dinlenmesiyle başladı. Tanığın dinlenmesine yönelik söz alan Avukat Kenan Maçoğlu, “Siz bu tanığa sadece üzerine ifade verdiği Gültan Kışanak’a ilgili sorular sorabilirsiniz. Daha önceki tanıklara beyanları dışında sorular sordunuz” dedi. Ardından söz alan Avukat Çiğdem Kozan, “Tanığa iddianameyi özetleyebilirsiniz ama sadece birleşen dosya iddianamesini özetleyebilirsiniz. Burada tüm müvekkillerimizin isimlerini tek tek saymanız usule uygun değildir. Diğer müvekkillerin fotoğraflarını göstererek teşhis yaptıramazsınız” diye konuştu.

Heyet, avukatların itirazlarını reddederek, tanığa diğer siyasetçilerin fotoğraflarının gösterilmesine ve dava hakkında bilgi verilmesine karar verdi. Daha sonra tanığın ifadesi alındı.

Tanık Tanrıverdi, siyasetçileri Kandil'de görmediğini  belirtti, "Kobanê olaylarının büyütülmesine ilişkin bir bilgim yok” dedi.

KIŞANAK'A ENGELLEME

İfadenin ardından Ayla Akat Ata, tanığa “Tanık çok net bir şekilde ifade etti. Diğer tanıklar ‘Bu siyasetçiler askeri-siyasi eğitim aldı’ dediler. Gül’ün bu konuda bilgisi var mıdır, çünkü orada arşivde çalışıyordunuz” diye sordu. Akat’ın sorusuna ilişkin tanık Tanrıverdi, “Böyle bir bilgim yok. Olsaydı bilgim olurdu" ifadesini kullandı.

Mahkeme heyeti, sorular sırasında sık sık Kışanak’ın sözlerini kesti. Mahkeme heyeti, Kışanak’ın mikrofonunu kapattı. Kışanak’ın taleplerini reddeden heyet, tanık Mesut Fırat’ın dinlenilmesine karar vererek, duruşmaya bir saat ara verdi.

Mahkemeye verilen aranın ardından tanık Mesut Fırat dinlenildi. İstanbul Adliyesi’nden SEGBİS bağlantısıyla katılan Fırat, “Zeki Çelik, MYK toplantısına katılmadı. Kurultay’da olmadığım için kimin katıldığını da bilmiyorum" dedi.

Avukatlar, heyetin yönlendirmeci sorularına tepki gösterdi.

'SİVİL YARGILAMA YOK, TECRİT ALTINDAYIZ'

DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Biz mahkemenin başından beri söyledik. Burada sivil bir yargılanma olmadığını söyledik. Etrafımıza bakınca görüyoruz. Burada tecrit altındayız. Yan yana bile oturmamıza izin verilmiyor. Askerlerle karşı karşıyayız. Askerlere sorunca ‘mahkeme heyeti karar verdi’ diyor. Siz de onların kararı diyorsunuz. Bilerek bizi tecrit altında tutuyorsunuz. İki gündür Zeynep Kahraman hastaydı ve korona olma ihtimali var. Test verdi, sonuç pazartesi çıkacak” dedi.

'DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR'

Tuncel, şöyle konuştu: “Tanıkların dinlenilmesi hukuka aykırıdır. Daha sorgular bitmeden tanıkları dinlediniz. Bizim itirazlarımızı dikkate almıyorsunuz. Yaptığınız usulsüzdür, tanık dinlenmeleri geçersizdir. Kendi işlediğiniz suça bizi de ortak etmeye çalışıyorsunuz ama biz bu suça ortak olmayacağız. Bu suça ortak olmayacağız diyenlerin başına neler geldiği gördük. Barış akademisyenleri ihraç edildi, birçoğu yurt dışına gitti ama biz bu suça ortak olmayacağız. Tanıklar birbirini yalanladı ama siz hala dinliyorsunuz. Siz bir yargılama yapmıyorsunuz yargısız infaz yapıyorsunuz. Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun yalan söylediği ortaya çıktı. Birçok tanık dedikoduları aktarıyor, kendilerinin gördükleri bir şey yok. Bu ülkedeki hakimler, savcılar suç işliyorlar. Biz hukuk devletinde miyiz, güvenlik devletinde miyiz? Sizin davranışlarınıza göre burası bir güvenlik devletidir. Tanıkların yalan söylediği ortadayken, siz karakollardaki ifadeleri esas alıyorsunuz. Bize düşman hukuku uyguluyorsunuz, demokratik hukuku uygulamıyorsunuz. Peki, niye bunu yapıyorsunuz? Siz bu davanın bir önce bitirilmesini istiyorsunuz, üzerinizde siyasi baskı var. Süreci hızlandırmak istiyorsunuz ama bir yönetememe krizi olduğu için dosyayı uzatıyorsunuz. Yönetim sorunu var bunu her gün bu salonda görüyoruz. Bu yöntemsizliğinizden vazgeçin. Siz Cumhur İttifakı adına bir yargılama yapıyorsunuz. Buradan adalet çıkar mı?”

Tuncel, mahkeme heyetinin davranışlarının hukuka uygun olmadığını söyledi. Tuncel, “Sizden adalet beklemiyorum. Kadınların katledilmesi bu düzenin bir sonucudur. Bütün bunlar bizim sorunumuzdur. Bu dosyada da kadın mücadelesi yargılanıyor. Bu zihniyetle bu sorun çözülmez. Sürecin bittiği 2015’ten bugüne Türkiye’nin durumuna bakın. Geldiği duruma bakın, bunlar hukuksuzluğun sonucudur. Demokrasinin olmadığı ortamda her türlü çürüme vardır. Bu çürümenin nedeni demokratik siyasetin ortadan kaldırılmasıdır. Siz siyasi iktidarın temsilci olduğunuz için bunu size söylüyorum” dedi.

Tuncel’in ardından tutuklu siyasetçilerden Dilek Yağlı söz aldı.

Avukat Çiğdem Kozan da tanık ifadelerinin hukuksuz olduğunu söyledi.

Av. Hürrem Sönmez, “Tanıkların ifadelerinde yer vermediği şeyleri savcılık iddianamesinde yer alan söylemler var. Dedikodulardan ibaret tanık ifadeleriyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

Beyanların ardından mahkeme heyeti duruşmayı bitirdi. Mahkeme heyeti, 1 Ağustos’ta Aysel Tuğluk’un SEGBİS’le dinlenilmesine karar verdi.