Kubilay: Kürt sorunu Kürtlerle çözülür!

HDP Sözcüsü Günay Kubilay, "Çözümün anahtarı Ankara, Diyarbakır ve İmralı’dadır. Kürt sorunu Kürtle çözülür. İmralı'nın sesine kulak verilmeli" dedi.

HDP Sözcüsü Günay Kubilay, bugün parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

'ÖCALAN'IN SESİNE KULAK VERİLMELİ'

Kubilay, Rojava'daki işgalci saldırılar ve son gelişmelere ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

"Yüzlerce insan katledildi. 'Savaşa hayır' sözü suç sayıldı ve milyonların barış iradesini bastırmak için sokaklarda baskılar yapıldı, barış diyen herkes gözaltına alındı, tutuklandı. 300 binden fazla insan yerinden yurdundan edildi.

Çözüm için en maliyetsiz, en rasyonel ve en kalıcı yöntem budur: Diyalog, müzakere, uzlaşma ve çözüm… Kalıcı sorunlara kalıcı çözümler ancak muhataplarıyla üretilebilir. İktidara defalarca söyledik, yine söylüyoruz: Kürt sorunu ancak ve ancak Kürtlerle çözülebilir. Çözümün anahtarı Washington ya da Moskova'da değil, Ankara’da, Diyarbakır’da ve İmralı’dadır.

Şimdi AKP iktidarının gerçek anlamda bir muhasebe yapmasının tam zamanıdır. Çözümü askeri harekatlarda değil, siyasi müzakerelerde aramak gerekir. Çünkü bu sorun bir güvenlik sorunu değil barış, demokrasi ve özgürlük sorunudur. Çözüm yeri meclis, muhatabı herkestir. Erdoğan, Washington ve Moskova arasında mekik dokumak yerine 'İmkân verin bu sorunu bir haftada çözerim' diyen İmralı’nın sesine kulak vermelidir. İmralı’daki tecride son verilerek ortaya konulan bu güçlü ve kararlı irade onurlu bir barış ve kalıcı çözüme giden yolu açacak bir imkana dönüştürülmelidir, dönüştürülebilir.

10 gündür devam eden saldırılarda başta Kürtler olmak üzere yüzbinlerce Kuzey Suriyeli/Rojavalı topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Buraları terk etmek zorunda kalan tüm halkların insani ihtiyaçlarının güvence altına alınması, korunması, karşılanması zorunluluktur.

Taraflara ve uluslararası topluma sesleniyoruz. Yerlerinden edilen 350 bin Kuzey Suriyelinin evlerine dönmeleri için bir an önce adım atılmalıdır. Savaş suçları işlendiğine, sivillerin öldüğüne, kimyasal silah kullanıldığına dair ciddi iddialar araştırılmalıdır, es geçilmemelidir. Uluslararası kurumların, bağımsız-resmi uzmanların sahada inceleme yapması sağlanmalıdır ve bu konuda girişimler başlamalıdır. İnsani dramların son bulması için, yaşanan yıkımın yarattığı yaraların sarılması için hızla adımlar atılmalıdır. Ancak, buna rağmen ateşkesin sağlanması her şeyden önce önemli bir gelişmedir. Savaşın bir süreliğine durması bile başlı başına olumludur. Yaşamı sekteye uğratan, insanları yerinden yurdundan eden, kan dökülmesine ve gözyaşı akıtılmasına ‘dur’ diyen her girişim önemlidir, desteklenmelidir.

Türkiye her şeyden önce saldırgan, yayılmacı ve militarist bu dış politikaya son vermelidir. Kayıtsız ve koşulsuz olarak Suriye topraklarından çıkmalı, kendi sınırlarına çekilmelidir. Suriye’de savaşın son ermesi ve demokratik bir siyasi çözümün önünde engel olmamalı, Suriye halklarının kendi siyasi geleceklerini belirleme haklarına saygılı olmalıdır."

'BU İKTİDAR ARTIK MEŞRU DEĞİL'

Kubilay, belediyelerinin gasp edilmesi ve gözaltı-tutuklamalara ilişkin de şunları söyledi:

"15 Ekim sabahı eş zamanlı gerçekleştirilen operasyonlarda Hakkari merkez, Yüksekova, Van Erciş ve Mardin Nusaybin Belediye Eş Başkanları evleri basılarak gözaltına alınmıştır. Hakkâri Belediye Eş Başkanı Cihan Karaman, Yüksekova Belediye Eş Başkanları Remziye Yaşar ile İrfan Sarı, Erciş Belediye Eş Başkanları Yıldız Çetin ve Bayram Çiçek,Nusaybin Belediye Eş Başkanları Semire Nergiz ve Ferhat Kut, Nusaybin Belediye Meclis üyesi Mehmet Emin Alkan, Erciş Belediyesi Meclis üyesi Erhan Akbaş gözaltına alınmıştır. Bu sabah yapılan operasyonlarda da yine belediye meclis üyelerimizin gözaltına alındığı bilgisi geldi. Gözaltıların yapıldığı günün sabahında, sınır hattından gelen havan mermileri sonucunda, Nusaybin’de mağdur olan kişilere yönelik çözüm geliştirmek amacıyla oluşturulan kriz masası basılarak, 3 kişi darp edilmiş ve göz altına alınmıştır. Gözaltı işlemlerinin ardından, tüm eş başkanların dosyalarına gizlilik kararı getirilmiş ve avukat sınırlaması kararı verilmiştir. Mevcut gözaltı süresi dolduktan 4 günlük ek gözaltı kararı alınmıştır.

Belediye eş başkanlarının gözaltına alınmasına paralel, belediyelerde de odalarında aramalar yapılmış, kapılar kırılmış ve çeşitli dosyalara el konulmuştur. Nusaybin Belediyesi Eş Başkanımız Ferhat Kut ve Semire Nergiz’in partinin 'Tecridi Kıralım Faşizmi yenelim' adı altında gerçekleştirmiş olduğu etkinlik bahane edilerek gizli tanık ifadesiyle 'silahlı örgüt üyesi olduğu' iddiasıyla tutuklanmıştır. Hakkâri Belediyesi Eş Başkanı Cihan Kahraman, Yüksekova Belediyesi Eş Başkanı İrfan Sarı ve Remziye Yaşar, gizli tanık ifadeleri ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 'örgüt üyeliği' ve 'örgüt propagandası' yapmak suçundan tutuklanmıştır. Erciş Belediye eşbaşkanlarımız da benzer bir gerekçeyle savcılık tarafından gözaltına alınmıştır.

Bu sabah öğrendiğimiz kadarıyla Nusaybin’e Nusaybin kaymakamı kayyum atanmış. Bir belediyemize kayyum atanması hiç de şaşırtıcı değil. Her şeyden önce bu kayyumcı zihniyeti sert bir dille kınıyoruz. Ülkeyi artık demokratik ve meşru siyaset yöntemleriyle yönetemiyorlar. Kimse bunların yalanlarına, iftiralarına inanmıyorlar. Bu iktidar çoğunluk desteğini yitirmiş, gayrimeşru bir iktidardır."