Kubilay: Sayın Öcalan'a kulak verilmeli

HDP Sözcüsü Günay Kubilay, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın, direnişiyle komployu boşa çıkardığını belirtti. Kubilay, 'kaotik süreç' uyarısında bulunarak, "Sayın Öcalan’a kulak veriniz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Günay Kubilay, partisinin genel merkezinde basın toplantısını düzenleyerek, güncel gelişmeleri değerlendirdi.

SİYASİ SOYKIRIM

Kubilay'ın konuşmasının satır başları şöyle:
"Dün Van’da 17 kişi gözaltına alındı. Bugün de Dersim’de 10, Kocaeli’nde 9, Diyarbakır’da en az 5, Ankara’da 5 olmak üzere yaklaşık 50 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında ağırlıklı olarak il ve ilçe yöneticilerimiz yanı sıra gazeteciler, öğrenciler yer alıyor. 15 Şubat komplosunun yıl dönümü vesilesiyle yapılan bu keyfi ve hukuksuz gözaltıları kınıyor, arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.

SURİYE

Rusya’dan NATO’ya doğru yaşanan hızlı eksen kaymasını izah etmeleri mümkün değil. Çünkü neresinden tutarsanız dökülen bir dış politika söz konusu.
Astana ve Soçi süreçlerinde de sona yaklaşıldıkça, yayılmacı ve sömürgeci amaçlarla, militarist yöntemlerle Kürtlerin kazanımlarını yok etmek, bölgenin doğal varlıklarına el koymak isteyen ilkesiz, savruk ve militarist bir dış politikanın için sürüklendiği vahim tabloya tanık oluyoruz. Hatırlanacağı gibi Rusya uçağının düşürüldüğü dönemde ‘Rusya’nın Suriye’de ne işi var?’ deniliyordu. ABD, Kobanê’nin IŞİD’den kurtarılmasına destek sağladığı dönemde ise ‘ABD’nin Suriye’de ne işi var?’ sorusu tek koro halinde yüksek sesle soruluyordu. Peki, ‘Türkiye’nin Suriye topraklarında ne işi var? Türkiye askerinin İdlib’de ne işi var, Türkiye askeri İdlib’de ne uğruna ölüyor?’ sorusuna ise, fena halde bozuluyor ve öfkeleniyorlar. Siyasi etikten ve adaptan uzak her cümleyi kuruyorlar. Ancak, onlar hangi cümleyi kurarlarsa kursunlar HDP olarak biz sormamız gerekenleri sormaya, gerçekleri gün ışığına çıkarmaya devam edeceğiz.
Erdoğan, 'İdlib’de dostlarımızla birlikte rejim güçlerine karşı mücadele ediyoruz' diye açıklama yapıyor. Sayın Erdoğan, Suriye rejimine karşı omuz omuza mücadele ettiğiniz ÖSO çeteleri değilse, şu meşru dostlarınız kimler, açıklayın da bilelim.

KIBRIS
2004’te federal ve birleşik bir Kıbrıs önerisini içeren Annan Planı’na Kıbrıslı Türkler, barıştan ve çözümden yana tutumlarını ortaya koyarak referandumda ‘evet’ demişlerdi. Bu iradenin bir yansıması olarak önce eski Cumhurbaşkanı Sayın Talat ve şimdi de Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı, yapıcı ve kalıcı bir çözüm için Kıbrıslı Türklerin temel haklarını gözeterek bugüne dek samimi bir çaba göstermişlerdir.
Irkçı ve yeni Osmanlı heveslerine dayalı bir ilhak seçeneğine karşı, Sayın Akıncı’nın demokratik ve çoğulcu tutumuna yönelik sergilenen saygısız ve üstenci tavırları da, daha önce Kıbrıslı Türklere karşı ‘besleme’ ifadesini kullanan bu üstenci ve kibirli anlayışı da çok iyi tanıyoruz. Eğer AKP-MHP İktidarı gerçekten Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını savunuyorsa, Kıbrıslı Türklerin iradesine saygı duymalı ve baş müzakereci sıfatıyla seçilmiş Cumhurbaşkanının düşüncelerine ve kendi kaderlerini belirleme haklarına saygı duyma erdemini göstermelidir.

15 ŞUBAT KOMPLOSU

Yarın 15 Şubat. Öcalan şahsında Kürtleri Ortadoğu nezdinde tasfiye etme sürecinin ve uluslararası komplonun 21’inci yılı. Bugün başta Suriye’de olmak üzere bölgedeki gelişmeler, Kürtlerin özgürlük mücadelesini akamete uğratma, özgürleşme sürecini belirsiz bir geleceğe erteleme hamleleri ve İmralı’da kurulan mutlak tecrit sistemi dikkate alındığında Öcalan’ın neden Suriye’den çıkarılmak istendiği sorusunun yanıtı daha iyi anlaşılacaktır.
ABD, İngiltere, Rusya gibi birçok ülkenin planlayıcısı olduğu bu komplo amacına hiçbir zaman ulaşmadı. Kürtler 1999’dan bu yana çok ağır bedeller ödediler, çok büyük acılar yaşadılar. Binlerce insan hayatını kaybetti, zindanlara atıldılar, evleri başlarına yıkıldı, zorunlu göçe tutuldular. Bunların hepsi komplonun bir parçası olarak devreye politikaların birer sonucuydu. Ne var ki, Öcalan’ın İmralı’da kararlı duruş, onurlu direniş ve tutarlı mücadele sayesinde, barış, diyalog ve demokratik çözüm konusunda gösterdiği ısrar sayesinde uluslararası komplo boşa çıkarılmış ve başarıya ulaşmamıştır.
Bugün hâlâ Ortadoğu’da halklar nezdinde var olan direniş, Rojava halklarına yol gösteren eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik yaşam projeksiyonu ve örgütlü halk iradesi komplonun başarıya ulaşmadığının kanıtıdır.
Bu vesileyle iktidara sesleniyoruz; kendi yasalarınıza ve Türkiye’nin altında imzası bulunan uluslararası sözleşmelere uyunuz. İmralı’da tecride son veriniz, diyalog ve müzakerenin, onurlu barış ve demokratik çözümün kapısını açınız. Ülkede de bölgede de büyük barışın olmasını isteyen, bu sorunu bir haftada çözerim diyen Sayın Öcalan’a kulak veriniz. Hatırlanacağı gibi Öcalan daha önce bu tür politikalara savrulduğunda sürecin darbe mekaniğine döneceğini ifade etmişti. Bu dönemde böylesine kaotik bir süreçten geçtiğimizin altını çizmek istiyoruz. Bu dönemlerde başka başka darbe mekaniğinin güçlenmekte olduğunun altını çizmek ve hükümeti bölgede de ülkede de barışa dönmesi çağrısı yapıyoruz.

KONGRE

HDP büyük sularda kulaç atmaya büyük sularda yelken açmaya, Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa etmeye öncülük yapacak bir partidir. Bunun için 6 milyon oy yeterli değildir. HDP demokratik halk iktidarına taşıyacak bir potansiyeli yaratabilecek güçtedir. Kongremiz bu potansiyeli yaratacaktır. HDP, umudun, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin şaşmaz adresidir. HDP, barışa, demokrasiye, insanca yaşama gidecek yolun kapsıdır. Gelin, 23 Şubat’ta bu kapıda buluşalım, geleceği bir inşa edecek yolun kapısını birlikte açalım.”