‘Kürdistan’da çalınan oy batıdan dengelenmek zorunda’

Baraj sorununa dikkat çeken HDP İstanbul milletvekili adayları, bölgede sandık taşımalar ve hilelerle ortaya çıkabilecek açığın, batıdan dengelenmesi gerektiğini vurguluyor.

Erken seçimde son düzlüğe doğru girilirken sandıkların taşınmasından baraj sorunun kadar birçok tartışma yaşanıyor. İktidar ve ittifakı HDP’yi sandığa gömmek istediğini sık sık dile getirirken buna ilişkin yapılan hamlelere karşı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) birçok çalışma yürütüyor. Bölgede özellikle HDP’nin yüksek oy oranına sahip olduğu yerlerde seçim sandıklarının taşınması da bu hamlelerin başında geliyor. HDP bu karara karşın 144 binden fazla seçmenini taşımaya hazırlanıyor. Ama bunun ötesinde seçim güvenliğinin riskleri de göz önünde bulunduruluyor.

Bir yandan taşınan sandıklara ilişkin bu önlemler alınırken diğer yandan HDP’nin metropollerdeki oy sayısının, tehlikede olabilecek oyların açığını kapatabileceği önermeleri de gündemde. 7 Haziran’da İstanbul’da 1 milyonun üzerinde oy alan HDP’nin bu rakama yeniden ulaşması ve hatta geçmesi olası. İstanbul’un bu anlamda nasıl bir kilit rol oynadığını, seçim çalışmaları boyunca halkın nabzını da tutan HDP’nin İstanbul milletvekili adaylarıyla konuştuk.

BATIDAKİ SEÇMENE ÖNEMLİ BİR GÖREV DÜŞÜYOR

İstanbul 2. Bölge Milletvekili adayı Ayşe Berktay’a göre barajın aşılması konusunda ciddi bir risk var. Bu yüzden hem İstanbul hem de metropollerin burada kilit bir önemi bulunuyor özellikle de İstanbul’un. “HDP barajı aşamazsa diğer partilerin meclise girmesi çok da önemli olmayacak” diyen Berktay, HDP’nin barajı aşıp aşmamasının sadece HDP’lilerin ya da birlikte yürüdükleri demokrasi güçlerinin değil, muhalefetin de ciddi bir sorunu olduğunu dile getiriyor. Ayşe Berktay, HDP’nin AKP- MHP kurumsallaşması önündeki tek engel olacağını dile getiriyor ve İstanbul’un önemini şöyle anlatıyor: “HDP’nin barajı aşmamasının üzerine politikalar kurulmuş vaziyette gittikçe söylemler de bu yönde sertleşiyor. Sahada da sandıkları birleştirdiler ve en az 144 bin seçmenimizi etkiliyor bu durum. Kürdistan’da yapılan bu sandık birleştirmenin dışında yapabilecekleri birçok şey var. Bizim seçmenimiz ‘Sandık neredeyse oraya gideceğiz’ dese de iktidarın faklı şeyler yapabileceğini de tahmin etmek güç değil. Dolayısıyla buradaki görev batıdaki görece daha normal koşullardaki seçmene özellikle İstanbul’a düşüyor. Orada kaybedilecek ve tehlikede olan oyları buradan karşılamak lazım. O yüzden mutlaka sandığa gitmek ve sandık güvenliği için orada bulunmak gerekli.”

SON GÜNE KADAR EV EV DOLAŞACAĞIZ

Berktay öte yandan İstanbul’da özellikle de gençler ve kadınların yoğun olduğu coşkulu bir kitlenin var olduğunu söylüyor. “Halkımız bunca baskı ve engellemeye rağmen gerek mahalle çalışmalarında gerek büro açılışlarında gerekse de stant başlarında önemli bir katılım gösteriyor. Her yerde halaylarımız çekiyoruz” diyen Berktay son güne kadar ev ev, mahalle mahalle dolaşacaklarını ve İstanbul’un önemli bir potansiyelini yakalayacaklarını ifade ediyor.

SARAY’I BİRLİKTE DURDURALIM DİYEN BİR KİTLE VAR

HDP 1. Bölge milletvekili adayı Musa Piroğlu da İstanbul’da coşkulu bir potansiyel olduğundan söz ediyor. Piroğlu’na göre gittikleri her yerde yüzünü HDP’ye dönmüş, 7 Haziran’ı bile aşan bir kitle söz konusu. Piroğlu bunu şöyle açıklıyor: “Burada iki durum var. Öncelikle yaşanan bu sürece dair politik bir çıkış arayan ve bunun peşine düşmüş, artık kendini HDP ile tarif eden bir kitle var. Öte yandan sarayın yarattığı bu hukuksuzluktan rahatsız olan ve bu sıkıntının HDP ile aşılacağını, bu yüzden mutlaka barajı geçmesine dair bir duruş sergileyenleri görüyoruz. Neredeyse 2 insandan biri HDP’yi destekliyor ve diyor ki sarayı birlikte durduralım.”

BU BARAJ TÜM ÜLKEYE KURULDU SADECE HDP’YE DEĞİL

İstanbul’un hem baraj hem de bölgede yapılması muhtemel seçim hilelerine karşın kilit bir öneme sahip olduğunu, bütün seçim toplantılarında anlatıyoruz diyen Musa Piroğlu’na göre normal koşullarda HDP’nin kendi oyu barajı aşmaya zaten yetiyor. Ama iktidar kendi varoluş koşullarını HDP’nin barajın altına kalmasına bağladığı için her şeyiyle HDP’nin oylarını etkisiz hale getirmeye çalışıyor: “Bunun bir ayağını sandıkların birleştirilmesi ve oylarımızın çalınması oluşturuyor; öte yandan diğer ayağında ise HDP’nin halka kurduğu bağın zayıflatılması var. Bu baraj sadece HDP’ye değil bu ülkeye koyulmuştur. Biz ulaşabildiğimiz herkese bu barajın ancak omuz omuza yürüyerek aşılacağını izah ediyoruz. Kürdistan’da çalınan oy batıdan dengelenmek zorunda. Bunu kilit yerlerinden birisi de İstanbul’dur. Bence halk da bunun farkında.”

7 HAZİRAN’I DA AŞAN BİR PORTANSİYEL HİSSEDİLİYOR

İstanbul 1. Bölge milletvekili adaylarından olan Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu da esen olumlu rüzgârdan bahsediyor: “Gittiğim yerlerde CHP'lilerin standı varsa görüp onları da kutluyorum, hayırlı olsun diyorum, onlar da bana milletvekili seçimlerinde size oy vereceğiz diyorlar. Anlaşılan böyle stratejik bir oy kullanma durumu var. Fakat bunları ötesinde de doğrusunu isterseniz ben şöyle bir duyguya da kapılıyorum; sanki halk bu gerçekleşmeyen ittifakı gerçekleştirmek üzere davranacak. HDP lehine oluşan sessiz ve dipten gelen güçlü bir potansiyel var. Doğru mudur göreceğiz ama benim de hakikaten hissettiğim bu. Görece geçmişteki potansiyelimizin de üstünde hatta. Geçenlerde 1 Mayıs Mahallesi’ne ve Esatpaşa’ya gittim oralarda insanlar şöyle diyorlar: Hocam birinci bölgeden 4 değil, 5 milletvekilini dahi çıkarmayı planlıyoruz.”

SAVAŞ HALİ YARATIP MANİPÜLE EDECEKLER

Katırcıoğlu yine de gerçekçi olmak gerektiğini vurguluyor. Çünkü Erol Katırcıoğlu’na göre her ne kadar o sessiz potansiyel olsa da aksi bir durum da söz konusu olabilir. Katırcıoğlu, bu riske örnek olarak Kandil operasyonunu dile getiriyor. Erol Katırcıoğlu’na göre bölgede sandık taşıma işlemi iktidarın istediği gibi sonuçlanmayacağı için Kandil operasyonu ortaya atıldı ve yeniden bir savaş havası estirilmeye çalışılıyor: “Bölgede sandık taşımakla istediklerine ulaşamayacaklarını anlayınca orayı bir savaş bölgesine çevirip farklı bir manipüle yöntemi seçiyorlar. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı bulunduğu koltuğu kaybetmek istemiyor ve bu yüzden yapabileceklerinin sınırı da yok. Elbette bunda genel anlamda bir milliyetçilik dalgası yaratma fikri olsa da bence daha çok sınır illerinde bir savaş havası yaratmak daha muhtemel. Çünkü sandık kaydırma düzenlemesine karşın diğer muhalefet partileri de harekete geçti. Onlar da müşahit gönderip bunu takip edeceklerini söyledi. Bu da istenilen sonucu iktidar açısından riske atıyor.”

İSTANBUL İLE BARAJI GEÇECEĞİZ

İstanbul 2. Bölge milletvekili adayı Tülay Korkutan ise seçim çalışmaları boyunca sadece HDP çevresinden değil birçok kesimden olumlu tepkiler aldıklarını ifade ediyor: “Çünkü insanlar HDP’nin mecliste olmasını istiyor. Sadece HDP seçmeni de değil böyle düşünen. Ülkenin geleceği açısından mutlaka mecliste olması gerektiğine dair birçok şey söyleniyor ziyarete gittiğimiz yerlerde farklı kesimlerden.”

Ama tüm bu olumlu havaya rağmen Korkutan, HDP ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş üzerinden yürütülen bir kara propagandanın varlığının yadsınamaz olduğuna dikkat çekiyor: “En yaygın basın olarak havuz medyası var ve insanlar tüm gün bunları izliyor. Ama yine de başta dediğim gibi HDP’nin meclisteki gerekliliğine inanan büyük bir kitle de mevcut. Yine de biz barajı geçtik ya da geçeceğiz diyemiyoruz. Elbette geçmek için çaba sarf ediyoruz ama sınırda bir durum söz konusu.” Öte yandan Tülay Korkutan İstanbul’da bölgedeki sandıkların taşınmasına ilişkin “Evet oradakiler oy kullanmaya gidecek ama yine de risk var ve burada o oyun çok daha üstüne çıkmalıyız. Yani İstanbul ile barajı geçeceğiz!” anlayışının da yaygın olduğunun altını çiziyor.