MİT'in suikast planları Koç’la sınırlı değildi

Cihan Erol: "Aldığım tehdit ve duyumlardan şunu çıkarıyorum. Suikast sadece Yüksel Koç’la sınırlı kalmayacaktı. Hedefte olan birçok Kürt siyasetçi var.'' 

MİT ajanı Mehmet Fatih Sayan’ın Hamburg Yüksek Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamasına devam edildi. Sayan’ı ifşa eden ve MİT ajanı olduğuna dair bilgi ve belgelerimi Yeni Özgür Politika Gazetesi'ne ulaştıran Cihan Erol, dün mahkemede ifade verdi.

Sayan’ın MİT bağlantısı hakkında ayrıntılı bilgi veren Erol’un MİT’e çalışmayı reddettiği için fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldığı da ortaya çıktı. Almanya'da suikast planları yapan ve MİT'e çalışan Mehmet Fatih Sayan, gazetemizin 15 Kasım 2016'da "Fatih Sayan ve ekibi cinayete hazırlanıyordu" başlıklı haberiyle ifşa edilmişti. 15 Aralık 2016’dan bu yana tutuklu bulunan Sayan hakkında "MİT ajanlığı" suçlamasıyla açılan dava, 7 Eylül’de başlamıştı. Sayan hakkında Hamburg Yüksek Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada dün Cihan Erol tanık olarak dinlendi. Sayan’ın hazır bulunduğu duruşmaya koruma altına alınan Erol, polisler eşliğinde geldi. Polisler, duruşma boyunca da Erol’a eşlik etti.

DENGE TV ARACILIĞIYLA TANIŞTI

Tanık olarak dinlenen Erol’un anlatımlarından öne çıkanlar şöyle: "Mehmet Fatih Sayan'la 2013 yılında bir iş görüşmesi için tanıştık. Denge TV'de çalışmak üzere bir elemana ihtiyaç olunca kendisiyle görüştük. İşe başladıktan sonra kendisini televizyonun dış ekip sorumlusu olarak tanıttı. Kültürel ve ekonomik programlar yaptığını söyledi. İlk yurtdışı gezimiz Irak'a oldu. Sayan'ın isteği üzerine Mexmûr Kampı'nda çekim yaptık. Sayan, bu kampta PKK yöneticilerinin olduğunu söylüyordu. Normalde çekimleri kameramanlar yapmasına rağmen buradaki çekimi bizzat kendisi yaptı.

Kendisiyle beraber çalışmamıza rağmen yazılı bir sözleşmemiz yoktu. Yeme, içme ve konaklama masraflarımız karşılanıyordu. Kaynağı belirsiz çok parası vardı. Bu paranın nereden geldiğini sorduğumuzda reklam gelirinden elde ettiğini söylüyordu. Sayan'ın lüks sayılabilecek bir hayatı vardı. Denge TV'de de bir ağırlığı vardı. İstediği programın çekimini yaptırıp yayınlatabiliyordu. Bana bin 600 TL vermesi gerekirken 600 TL'sini kesip bin TL veriyordu."

TECAVÜZE MARUZ KALDI

Aralarında yakınlaşma olduğunu belirten Erol, "Aramızda duygusal anlamda bir aşk yoktu. Bana bir şeyler içirdikten sonra sahip olduğunu düşünüyorum, kendimde değildim o sırada. Bunu bana karşı bir silah olarak kullandı. Sayan'ın şiddetine ve dayaklarına üç buçuk sene katlanmak zorunda kaldım. Hep sustum. Kendisine çalışmak istemediğimi söyleyince de buna mecbur olduğumu aramızda geçen her şeyi aileme anlatacağını söylüyordu. Bir nevi beni kullandı. Türkiye'de beni asistanı, Avrupa'da eşi olarak tanıtıyordu. Beni bir kukla gibi kullandı. Karşı koymama rağmen defalarca bana sahip oldu.

Sayan Avrupa'da Denge TV'nin şubesini açmak istediğini söylüyordu. Bunun giderlerini ise reklam çekimi ve fonlardan karşılanacağını söylüyordu. Televizyonun şubesini Hollanda'nın Arnheim kentinde açacağını söylüyordu. Ben Avrupa'ya gelmek istemiyordum. Vizemi çıkarıp beni buraya getirdi. Ona karşı koyacak irade gösteremiyordum. Önce Hollanda'ya sonra da Hannover'e geldik.

İLK HEDEF YÜKSEL KOÇ

Hannover'e geldikten sonra da Yüksel Koç ile irtibata geçti. Bremen'e giderek Yüksel Koç'un evine misafir olduk. Mehmet Fatih Sayan, burada Denge TV için çalıştığını ve kültürel programlar yapmak istediğini söyleyince Koç, yardımcı olabileceğini söyledi. Kendisinin yardımıyla Hanover'de ilk programımızı yaptık. Daha sonra Bremen’de Brati Derneği'nde Yüksel Koç'la görüşerek röportaj yaptı.

Mehmet Fatih Sayan, özellikle Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar'a ulaşmak istiyordu. Remzi Kartal görüşme isteğini kabul edince Belçika'ya giderek kendisiyle görüştük. Ardından tekrar Türkiye'ye gittik."

AKP’Kİ VEKİL VİZE ALDIRDI

Sayan'ın AKP'li bir Uşak milletvekili aracılığı ile vize aldığını sözlerine ekleyen Erol, duruşmada devamla şu ifadeleri kullandı: "İkinci kez Hollanda'ya gelmek isteyince vize alamadık. Mehmet Fatih Sayan, AKP Uşak Milletvekili olan birinin aracılığı ile bize 1 aylık vize çıkardı. Koç, Sayan ile isteksizce konuşurken Sayan bu konuda çok ısrarcı oluyordu. Yüksel Koç'un akrabalarıyla ilişki kurdu. Hatta, Yüksel Koç'un köyünde yapılan bir festivale katılmak için köylerine gittik.

'MİT’E ÇALIŞIYORUM’

2016'da Mehmet Fatih Sayan bana MİT mensubu olduğunu ve sürekli iki kişi ile ilişkide olduğunu söyledi. Verdiği bilgiler karşılığında para aldığını söyledi. Kendisi ile Ankara'ya gittiğimizde hep lüks sayılabilecek otellerde kalıyorduk. Ama Ankara'da iken sürekli 'bana telefon açma, mesaj yazma' diyordu. Sebebini sorduğumda ise iş görüşmelerinde olduğunu söylüyordu. Çok ısrar edince de "Tevfik" adında bir MİT elemanı ile görüştüğünü söyledi."

MİT ajanı Mehmet Fatih Sayan 7 Eylül’de görülen ilk duruşmada Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube’de polisler Yakup Tufan Karacalı ve Kemal Sakin ile irtibatının olduğunu, Kürt siyasetçiler hakkında kendisinden bilgi istendiğini söylemiş, MİT ile bağlantısını ve suikast planlarını inkar etmişti.

AYDIN DERE İLE GÜNLÜK KONUŞUYORDU

Fatih Sayan ısrarla Koç’un yaşadığı Bremen'de ev tutmak istediğine dikkat çeken Erol, "İsviçre'ye gittiğimizde ise Aydın Dere'nin evinde kaldık. Aydın Dere ile günlük konuşuyordu diyebilirim. Dostluğuna çok büyük önem veriyordu. Bunun yanı sıra Yüksel Koç ve ailesi ile ilişkisini sürdürüyordu" dedi.

Sayan’ın birçok kez yalan söylediğine şahitlik ettiğini aktaran Erol, "Almanya'dayım dediği an bir başka ülkede çıkıyordu. Hiçbir yerde çalışmamasına rağmen para sıkıntısı çekmiyordu. Para kaynağını sorduğum için de çoğu kez fiziksel şiddete maruz kaldım. Cinsel ve fiziksel baskı hiçbir zaman hayatımdan eksik olmadı. Gittiğimiz her ülkede kendisi tarafından şiddete maruz kaldım. Ama dediğim gibi sanki iradem elimden alınmıştı. Karşı çıkamıyordum" diye konuştu.

Sayan’ın bilgilerini bilgisayarda topladığına işaret eden Erol şöyle devam etti: "Gözünden sakındığı iki tane bilgisayarı vardı. Hele birine beni hiç yaklaştırmıyordu. Şifrelemişti. Mehmet Fatih Sayan'ın özel bir telefon numarası vardır. Çoğu zaman kapalı tutardı. Türkiye'ye gittiğinde açar ve bu insanlarla konuşuyordu.

ÇEKTİĞİ GÖRÜNTÜLERİ NE YAPTI?

2016'da TV ile ilişkimiz resmi anlamda kopmasına rağmen ilişkisi hala devam ediyor görüntüsü veriyordu insanlara. Yapılan yürüyüşlerin görüntülerini çekerek bunları yayınlayacağını söylüyordu. Ama o görüntüler hiçbir zaman yayınlanmadı.Büyük bir ihtimalle çektiklerini ilişkide olduğu insanlara gönderiyordu."

Sayan’dan ayrılmak istediğinde "seni doğduğuna pişman ederim" diyerek tehdite uğradığını belirten Erol, "İlk başlarda MİT mensubu olabileceğine ihtimal vermedim. Beni korkutmak için bunları söylediğini sandım" diyerek, sonrasında evde bulduğu notlar ardından her şeyin netleştiğini aktardı.

 

'MİT İÇİN VAZGEÇİLMEZİM’

Erol konuşmalarına şöyle devam etti: "Evde temizlik yaparken Yüksel Koç, Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar için tuttuğu notlara rastladım. Bunun yanı sıra ilişkide olduğu insanlarla yazışmalarını gösterdi. Kaynağı belirsiz paralarda buna eklenince kesinlikle MİT elemanı olduğuna kanaat getirdim. Yaptıklarının çok tehlikeli şeyler olduğunu ve eninde sonunda onu kullanıp bir köşeye atacaklarını söyleyince bana sıradan bir MİT elemanı olmadığını söyledi. Ben öyle hemen köşeye atılacak kadar sıradan bir ajan değilim diyordu. Çok şey bildiğini ve MİT için vazgeçilmez bir insan olduğunu söylüyordu. Asıl görevinin Kürt siyasetçiler hakkında bilgi toplamak olduğunu söyledi bana.

Kendi yaptığı onursuzluk yetmiyormuş gibi ayda 5 bin Euro karşılığında bana da aynı şeyi teklif etti. Bunu kabul etmedim ama sanki istekliymişim gibi davranarak olayın iç yüzünü öğrenmek istedim. Bana Kürt siyasetçilerinin aileleri ve akrabaları ile ilişki geliştirmemi ve bunlar hakkında topladığım bilgileri kendisine bildirmemi istiyordu. Bir nevi kendisine bağlı çalışmamı istiyordu. Bu hizmetlerinin karşılığını ise Ankara'ya gittiğinde makbuz karşılığı olarak nakit aldığını söylüyordu."

Cihan Erol, hakimin "Sayan’ın MİT içerisinde önemli bir görevi olduğundan nasıl emin oldunuz" sorusuna ise şu karşılığı verdi: "Tüm bu bilgilere sahip olduğum için benim de hayatım tehlikedeydi. Ajan olduğu ortaya çıkınca MİT elemanları defalarca ailemi tehdit etti. Benim nerede olduğumu bilmek istiyorlardı. Okula giden 15 yaşındaki kardeşimi komalık edene kadar dövmüşler. Kendisini hastaneye götürdüklerinde doktorlar rapor bile vermeye korkmuşlar.

'SUİKAST KOÇ İLE SINIRLI KALMAYACAKTI’

Aldığım tehdit ve duyumlardan şunu çıkarıyorum. Suikast sadece Yüksel Koç’la sınırlı kalmayacaktı. Hedefte olan birçok Kürt siyasetçi var. Ben de dahil. Bu olayla bağlantısı olan bir çok kişiyi ortadan kaldırmak istiyorlar. Tüm bunlardan şu anlaşılıyor ki Mehmet Fatih Sayan sıradan bir ajan değil. Onlarda Mehmet Fatih Sayan’ın kendilerini ele vermesinden korkuyorlar.

600 BİN TL SUS PARASI TEKLİF ETTİ

Sayan’ın MİT ajanı olduğunu öğrendikten sonra uzun süre bocaladığını belirten Erol, "Beni 10 günlüğüne Türkiye'ye gönderdi. Psikolojim alt üst olmuştu. Geldikten sonra kendisiyle görüştüm ve bana teklif edilen ajanlık dayatmalarını asla kabul etmeyeceğini söyledim. Bunun özerine bana 600 bin TL sus payı parası teklif etti. Ama bunun karşılığında kimseyle irtibata geçmememi istedi. Her ay düzenli olarak kontoma 3 bin TL para göndereceğini söyledi.

KABUL ETMEYİNCE ÖLDÜRMEYE ÇALIŞTI

Yine kimlere zarar vereceksin dediğimde ise bana fiziksel şiddet uyguladı ve saç tokasını gırtlağıma dayayarak bildiklerimi ve duyduklarımı herhangi birilerine anlatmam halinde beni yaşatmayacağını söyledi. Bu bilgileri kime verebileceğim konusunda bocalarken, Yüksel Koç hakında suikast haberini Yeni Özgür Politika Gazetesi'nde okudum. Bunun üzerine tüm bilgileri kendisiyle paylaşabileceğime dair bir kanaat oluştu bende."