MİT yeniden DAİŞ’i örgütlüyor

Türk devleti, DAİŞ’i hem Türkiye’de hem de Suriye’de yeniden örgütlüyor ve DAİŞ’i devlet güçlenerek eklemleyerek paramiliter üç olarak da kullanıyor.

Türk devletinin Suriye iç savaşı boyunca politik ve yayılmacı hedeflerine ulaşmak için Müslüman Kardeşler, Cephet El Nusra, DAİŞ ve diğer çeteler çinde en fazla umut bağladığı ve desteklediği DAİŞ oldu ve DAİŞ’i Türkiye’de devletin önemli mekanizmalarında, paramiliter güç olarak da kullandı.

Türk devleti, DAİŞ elemanlarını Türkiye’de yeniden organize etmeye çalışıyor. MİT bünyesinde çalıştırılan ve DAİŞ sorumlularını Suriye’den Türkiye’ye kaçırmakla görevlendirilen bazı Suriyeli DAİŞ’lilerin isim ve bilgilerine ulaştık.

YENİDEN ORGANİZE EDİYOR

Edinilen bilgilere göre; QSD’nin operasyonları sonucu sıkışan DAİŞ’lilerin bazıları MİT planlamasıyla bazıları da insan kaçakçıları tarafından Türkiye’ye geçirildi. Türk devleti geçmişte bunları ordu, polis ve istihbarat güçleri içinde kullanırken bazılarını topluma serpiştiriyor. MİT Türkiye’deki DAİŞ elemanları ve ailelerinin yeniden toparlanması, içlerinde savaşa katılabileceklerin belirlenmesi için bir çalışma başlattı. Bu doğrultuda örgütsüz bir biçimde Türkiye’ye kaçanlar bazı kamplarda bir araya getirilip yeniden örgütlendiriliyor. Bu çalışma, DAİŞ adı kullanılmadan çok gizli bir biçimde yürütülüyor.

DEVLETTE ÇALIŞTIRILAN DAİŞ ELEMANLARI

Türkiye’de MİT içinde çalışan, DAİŞ emirleri ve elamanlarını Türkiye’ye geçirmekten sorumlu olan bazı isimler şöyle:

İsmail El İdo: Ebu Abdullah olarak tanınıyor. Girê Spîlidir (Til Ebiyad). DAİŞ içinde silahlardan sorumluydu. Daha sonra Türkiye’ye geçen bu şahıs şu anda MİT’le çalışıyor.

Abdülbasit El İdo: İsmail El İdo’nun kardeşidir. DAİŞ içinde savaşçıydı ve Türkiye sınırında görev yapıyordu. Suriye’den mültecileri ve DAİŞ elemanlarını Türkiye’ye geçiriyordu. Şu anda MİT’e çalışıyor.

Musiab El Bedir El Marûf: Ebu Teyir ismiyle tanınıyor. Girê Spîlidir. DAİŞ içinde sınır güvenliği ve istihbaratında görevliydi. Şimdi MİT’e çalışıyor.

Sadun El Aşiq: Lesuud Aşiq’in kardeşi. Bu DAİŞ elemanı da şimdi Türkiye’de MİT’e çalışıyor.

Brahim El Şoia: Girê Spîli. DAİŞ istihbaratında yer alıyordu. Şu anda Türkiye’de ve MİT’e çalışıyor.

Birahim Elzakir: Ebu Muhammed ismiyle tanınıyor. Dêrazor’un Meyadin ilçesinin Mehken köyünden. Cizîr Fırtınası Hamlesi başladıktan sonra Türk devletinin işgali altındaki Şehba alanlarına geçerek ‘Fırat Kalkanı Güçleri’ adı verilen Türk devlet çeteleri içinde yer aldı. Şu anda Kuzey-Doğu Suriye’de saklanan DAİŞ emirleri ve elemanlarını Türkiye’ye kaçırmayı organize etmekle görevli.

DAİŞ TÜRKİYE’YE KARŞI EYLEM YAPMADI

DAİŞ çetesi Girê Spî, Hol, Şeddadê, Minbic, Reqa, Dêrazor’da QSD tarafından geliştirilen hamleler sürecinde hem savaşçılara hem de Kuzey-Doğu Suriye ve Rojava’daki sivillere karşı yüzlerce intihar saldırısı ve silahlı saldırı gerçekleştirdi. Türk devletin Cerablus ile başlayan işgal saldırılarına karşı ise Türkiye’de tek bir eylem yapmadı. ‘Fırat Kalkanı Harekatı’ sürecinde de DAİŞ’liler sakallarını kesip üniformalarını değiştirerek ‘ÖSO’ elemanı oluverdi.

Türkiye içerisinde de DAİŞ’in geliştirdiği bütün saldırılar, Kürtlere veya demokratik güçlere karşı geliştirildi. 20 Temmuz 2015’te Kobanê’deki çocuklara yardım için sınırı geçmek isteyen gençlere, Ağustos 2016’da Antep’teki Kürt düğününe, yine Mayıs 2015’te HDP’nin Adana ve Mersin’deki binalarına, Haziran 2015’te HDP’nin Amed’deki mitingine saldırılar gibi. Zaten Adana ve Mersin saldırılarını yapan DAİŞ’li Savaş Yıldız, Şubat 2016’da Girê Spî’de yaptıkları katliam sonrası yaralı yakalanınca MİT’le ilişkilerini ve saldırıların MİT-DAİŞ ortaklığıyla gerçekleştirildiğini itiraf etti.

KARAYILAN: DAİŞ’LİLER, TÜRK GÜÇLERİNİN YANINDA

Türk devleti, Türkiye’deki Suriyeli DAİŞ elamanlarını hem Güney Kürdistan dağlarında HPG gerillalarına karşı geliştirdiği operasyonlarda hem de öz yönetim direnişçilerine karşı Kuzey Kürdistan kentlerinde kullandı. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, 22 Ekim 2015’te ANF’de yayınlanan söyleşisinde, bu durumu şu sözlerle ifade etmişti: “Savaşın kirliliğinin daha net açığa çıkması açısından bir örnek daha vereyim: Halkımız, Cizre’de mahallelere saldıran polislerin birbirleriyle Arapça konuştuklarına şahit olmuş. Aynı şekilde şu an Çarçella’da ordu içinde kendi aralarında Arapça muhabere yapanlar varmış. Herhalde o muhabereyi yapanlar Türk askeri değildir. Biraz önce ‘DAİŞ’le savaşıyor mu savaşmıyor mu’ diye sordunuz ya; işte DAİŞ’le olan ittifakın bulguları.”