MAKALE- Efrîn’e yönelik abluka!

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed’in Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi için kaleme aldığı makale….

Türkiye kapsamlı bir şekilde Efrîn’i ablukaya almak ve Efrîn’i korkutup teslim almak istiyor. Türkiye devleti sürekli olarak bu korku yöntemleri ile planlarını sonuçlandırmaya çabalıyor. Ne şekilde olursa olsun, eğer Efrîn’e yönelik bir saldırı yapılırsa, bunun sadece Türkiye’nin iradesi ile olmadığını anlayacağız. Böyle bir durumda Rusya’nın destek verdiğini ve ABD’nin de buna sessiz kaldığını düşüneceğiz. Türkiye uluslararası güçlerin hesabını yaparken ne oldu ki korkusuz davranıp tehdit edebiliyor ve Efrîn’e korku salmaya çalışıyor. Zorla ve korku ile bazı şeyleri kabul ettirmek isteyen Türkiye’yi uluslararası güçler Efrîn’in üstüne sürüklüyor. Bu yaklaşım sözleşme ahlakına ters bir durumdur.

Efrîn ve İdlib hem toplum hem de coğrafya bakımından birbirine çok yakındır. Biliyoruz ki İdlib halkı alternatifsizlikten dolayı gelişmelere ve Türkiye’nin işgaline karşı sessiz kalıyor. İdlibliler isyan ruhludurlar. Rejim her zaman İdlib’ten uzak durdu ve ihmal etti. Ondandır ki İdlib’e unutulan şehir deniliyor. İsyankarlık ve boyun eymemezlik bu kentin ruhunda ve yapısında olan bir özelliktir. Ancak bu kadar acı ve baskı görmelerinden kaynaklı, yine Kürtlere karşı bu kadar kara propaganda yapılmasından dolayı Kürtler korku öznesi olarak görülüyor. Türkiye’nin çok rahatlıkla bu hat üzerinden oynamasının nedeni budur.

Türkiye hükümetini, Suriyeler hiç sevmiyor ve Osmanlı’nın karanlık tarihini onlara yeniden hatırlatıyor. Türkiye’nin PKK’yi gerekçe gösterip İdlib’e girmesi ve Efrîn’i ablukaya alma isteği uzun ömürlü olmayacak. İdlib halkı ayağa kalkacak ve Türkiye’nin İdlib’teki varlığına karşı çıkacak. Eğer Efrîn ve İdlib halkı bu zalimlere karşı bir olup ayaklanırsa her şey değişecek. Çünkü her türlü işgale karşı halkların birliği ve direnişi önemli ve gereklidir.

Şu anda Suriye bölgesinde halkları örgütleyecek yapılar zayıf. Ancak bu durum böyle sürmeyecek. Bir süre sonra büyük bir halk direnişi başlayacak. Şu anda tüm Suriye halkını bir araya getirecek, güçlü bir program sunacak ve bu topraklarda kan döken ve halkın kanı üzerinde ticaret yapan tüm grupları silebilecek öncü bir harekete ihtiyaç var. Bu tür hareketler her zaman başarılı olurlar. Çünkü söylemlerine uygun adım atıyorlar.

Efrîn’e yönelik saldırı sadece yerel bir sorun değil, tüm Suriye’nin gelecek sorunudur. Yine bu topraklarda oluşacak birlik ruhu tüm Suriye’nin birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirecektir. Buradaki halklar arasındaki birlik Suriye halklarının meselesidir. Efrîn’nin direnme ruhu gurur ve onur vericidir. Bu ruhun sürekli olması gerekir. Böyle bir tutumun sürekli sergilenmesi gerekir ki Türkiye kolay kolay saldırıya kalkışmasın. Eğer saldırsa bile bilsin ki güçlü bir direnişle karşılanacak ve bilsin ki hem Türkiye hem de destekçileri bunun bedelini ağır ödeyecek. Böyle durumlarda fırsatları iyi değerlendirmek gerekir. Halkların daha fazla birlik olup birlikte hareket etmesi ve direnmesi önemlidir. Onun için Efrîn ve İdlib halkı bu toprağın yerlileridir diyoruz. Bu topraklarda yabancı olan Türkiye ve ona bağlı çete gruplarıdır. Efrîn ve İdlib buranın ev sahipleridir. Tüm çelişkilerini bir kenara bırakıp işgalcilerin saldırılarına karşı birlikte hareket etmeleri gerekir.

Bölgenin birlik istikrarı DAİŞ’ten kökten kurtulmaları için önemlidir. Bazı güçler ABD’nin yanlış yapma beklentisi içindeler. Kürtler üzerindeki desteğini kestiklerine ilişkin açıklama bekliyorlar. Onun için söylenmeyeni söylüyorlar. Söylenmeyenlerle umutlanıp eğleniyorlar. Bilmiyorlar ki Kürtlere verilen desteği kesmek, ABD’nin DAİŞ’e verdiği destek anlamına gelecek ve DAİŞ’e verilen yardım ile yargılanacak. ABD bunu biliyor. Böyle bir kararın alınması için stratejilerini değiştirmeleri gerekir. Bu basit bir sorun değil. Bir gün böyle diğer gün tersini yapmak kolay değildir.

Rusya’nın Türkiye’nin Efrîn’e saldırmasına izin vermesi; Rusya’nın El Nusra’ya destek vermesi anlamına gelecek. Türkiye ile El Nusra arasındaki ilişkinin şimdiye kadar nasıl geliştiğini herkes çok iyi biliyor. Herkes Türkiye’nin İdlib’e yerleşmesi El Nusra’nın onayı ile olduğu ve Efrîn sınırına yerleştiğini biliyor. Türkiye şimdi İdlib’ten Bab’a kadar olan hattı birleştirmek ve Efrîn’i çembere almak istiyor. Bu durum Rusya ve İran’ın çıkarına olmayacak. Ancak Türkiye hep bunu taraflara dayatıyor. Şu anda da Beşar Esad ile oturup Kürtlere karşı yeni planlar yapmaya hazırlanıyor.