'OHAL'i AKP değil, halk kaldıracak'

HDP Grup Başkanvekili Yıldırım, "OHAL’i AKP’nin kaldırmasını beklemeyeceğiz. Tüm toplumsal dinamiklerle birlikte bunun mücadelesini vereceğiz" dedi.

HDP Gençlik Meclisi 1 yıllık OHAL sürecinin gençleri nasıl etkilediğine ilişkin bir rapor hazırladı. OHAL’in gençler üzerindeki etkilerini araştıran ilk çalışma olma özelliği taşıyan rapor, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım’ın da katıldığı basın toplantısında Meclis’te açıklandı.

HDP Gençlik Meclisi’nden Atiye Eren, Yağmur Yurtsever ve Can Papila’nın katıldığı toplantıda rapora ilişkin bilgiyi Yurtsever verdi.

YURTSEVER: AKP GENÇLERE KARŞI SAVAŞIYOR!

Yurtsever şöyle konuştu:

"15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından darbecilere karşı mücadele etme gereği öne sürülerek 20 Temmuz’da başlatılan Olağanüstü Hal; AKP iktidarının demokratik siyasete ve demokratik muhalefete karşı darbesine dönüştü. En çok görünmez kılınanın OHAL’in gençlerin hayatlarına yansıması olduğunu ve aslında OHAL’le birlikte gençlere karşı ilan edilmemiş bir savaşın koşullarının geliştirildiğini vurgulamak istiyoruz. Türkiye’de 1 yıldır OHAL koşulları altında gençler, her gün yeni bir hak ihlali, yeni bir saldırı ve hukuksuzluk yaşamaktadır.

Öğrenciler, bu 1 yılı ya cezaevlerinde, ya karakollarda, ya da hastanelerde geçirdi. Bir kuşak daha, sıklaştırılmış gözaltı operasyonları, sebebiyle gün doğuşunu “gözaltı mavisi”yle tanımak zorunda kaldı. 5 gün boyunca sabah gözaltına alınıp akşam bırakılanlarımız, başka bir dosyadan gözaltında olduğu için katılamadığı mahkemesinde kaçma şüphesinden ötürü yakalama kararı çıkartılanlarımız bile oldu.

OHAL’in ilan edildiği 20 Temmuz 2016’dan bu yana 1839’dan fazla genç gözaltına alındı. Elbette ki bu rakamsal sınır sadece kayıt altına alınabilenler. Kürt illerinde gözaltına alınan gençleri kayıt altına alabilmek ise çoğu kez mümkün dahi olamadı. Dolayısıyla bu sonuçların da üstünde bir durumla karşı karşıyayız.

Gençlerin varlığı bile bir problem olarak görülüyor, kriminalize ediliyor, güvenlikçi yaklaşımlarla kuşatılan hayatları infazlarla, katliamlarla sona erdiriliyor. Gençlerin ifade, örgütlenme ve itiraz etme hakları suç olarak görülüyor. Biat eden, boyun eğen bir gençlik OHAL ve KHK’lar aracılığıyla planlanıyor. OHAL uygulamaları gençlerin gündelik yaşamını daha fazla militarize ediyor. OHAL’in 1. yılında tekrar söylüyoruz; Gençlik düşmanı OHAL kaldırılsın! Gençlik kazanımlarını ve üniversiteleri bitirmeyi hedefleyen KHK’lar iptal edilsin!"

YILDIRIM: GENÇLİĞİN VE ÜLKENİN GELECEĞİ RİSKTE

Yıldırım da, Kos Adası'nda yaşanan depremden ötürü yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. Yıldırım, "Doğal afetlerin zararları beşeri faaliyetlerin öngörüsüzlüğü ve tedbirsizliğiyle gerçekleşti. Aynı şiddette Japonya’da bir deprem neredeyse yaralı olmaksızın atlatılırken Türkiye’de çok büyük faturalar ödüyoruz" derken, İstanbul'daki yağışla ortaya çıkan tabloya da dikkat çekti ve AKP'nin belediyeciliğini eleştirdi.

Yıldırım, "Gençlik ülkenin yarını, geleceği. Bugün ise en dinamik gücüdür" diyerek, şöyle devam etti:

"Birçok açıdan gençliğin en doğal hakkı olan eğitim, sağlık, kültür, sanat, siyaset ve geleceği hazırlanma ihtiyaçları karşılanmazsa sadece o gençliğin değil ülkenin geleceği riske edilmiş olur. Hiçbir zaman gençliğin bir aktör olarak görüldüğü bir ülke yönetimi müşahade etmedik. Hiçbir zaman da böylesi fütursuzca yaklaşılmadı. Ben de gençliğimi OHAL’de geçirdim. OHAL ilan edildiğinde Diyarbakır’da liseyi bitirmiş, kaldırıldığında doktorayı tamamlamıştım. Bu tedbirler hiçbir zaman bugünkü kadar orantısız olmadı.

OHAL’in nedeni ile nasıl giderilmesi gerektiği konusunda çok az kelam edilen günleri yaşıyoruz. 110 bin kişi ihraç edildi. Özeli de eklediğimizde 135 bin kişi. Açıkta olan 33 bin kişiyle birlikte 170 bin kişi işinden edildi. Bu aileleriyle birlikte değerlendirildiğinde 1 milyon kişi yaşamını sürdürmekten siyasi iktidar tarafından alıkonuldu. Siyasilerin tutukluluk hali, kayyumlar, 50 binden fazla tutuklu, 180 medya kuruluşunun kapatılması, 156 gazetecinin hapiste olması, sarı basın kartlarının iptal edilmesi, Derneklerin kapatılması, mal varlıklarına el konulması, kitap toplatmalar, yasaklamalar... Bu rakamlarla ifade ettiğimiz uygulamalar darbe dönemlerinde yaşanmıştır. Kenan evren darbeci olarak nitelendirilmekten rahatsız eğildi çünkü darbe yapmıştır. Bunlar kendilerini darbeci olarak nitelendirmemizden de rahatsızlar. Düşünün bir Cumhurbaşkanı, işveren kurumlarıyla yaptığı toplantıda "sizin için OHAL var" diye övünüyor.

Mardin’de Süryani cemaatinin yöneticilerinden biri haklı olarak kaygısını paylaşmış: Bir sonraki KHK ile dinimizi de değiştirecekler mi? Bu ifade, özgürlüklerin ne hale geldiğinin göstergesidir.

'ACİZLİĞİN İFADESİ'

Neden OHAL ilan edildi ve nasıl giderilir? Bir siyasi iktidar, olağan koşullardan neden vazgeçer, olağan dışı koşulları neden kullanır, lütuf olarak görür. Bu bir acizlik ifadesidir. Çünkü özgüven sahibi iktidar ülkeyi olağan koşullarda yönetir. Muhalefetin güçlü olmasını önemli görür. Toplumsal meseleleri barışla çözmeye çalışır. Savaş işin ucuzluğudur."

'HALK ZORLAMAZSA OHAL KALKMAZ'

Yıldırım, "AKP şefaati ya da merhametiyle 3 gün önce 4. defa uzatılan OHAL hiçbir zaman AKP ve Erdoğan tarafından kaldırılmayacak" ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti:

"Eğer halk demokratik mücadele yöntemiyle zorlayıcı olmaza AKP hiçbir zaman OHAL’İ kaldırmayacak. Erdoğan iktidarda olduğu sürece OHAL uzatılmayacak denmeyecek. OHAL ancak halk mücadelesiyle kaldırılabilir. Seçimlerle demokratik yollarla iktidarını sürdürme şansı kalmadığını gören Erdoğan ve AKP haksız elde ettiği iktidarı kalıcılaştırmak için her zaman OHAL’e ihtiyaç duyacak.

AKP, normal koşullarda geçiremediği hükümleri KHK ile hayata geçiriyor. Bunlara KHK değil AHK demek lazım çünkü bazı maddeler Anayasa hükmünde düzenlemeler. Örneğin geçen yıl Ağustos ayında rektörlük seçimlerinin değişmesi yetkisini Cumhurbaşkanı’na verdiler. Parlamentodan geçmeyince rektörlüğün Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesini KHK ile getirdiler.

Hukukun üstünlüğünün hakim olduğu bir ülkede AKP iktidarını sürdüremez. Onun için 4 elle OHAL ve KHK’lara bağlanmış durumdalar. Türkiye halklarına çağrımızdır; demokratik bir mücadele ile AKP ve Erdoğan iktidarına korktukları seçimlerle el birliği ile son vermezsek OHAL kalkmayacak. Çünkü ülke olağanlaşınca nelerle yargılanacaklarını çok iyi biliyorlar. Haklarındaki bazı iddialar insanlık suçuna tekabül ediyor."

'BEKLEMEYECEĞİZ'

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, konuşmasın şu mesajlarla bitirdi: "OHAL’i AKP’nin kaldırmasını beklemeyeceğiz. Tüm toplumsal dinamiklerle birlikte bunun mücadelesini vereceğiz. Dün de İstanbul’daki deklarasyonumuz bunun için bir starttı. Bundan sonra HDP sahayı kullanan bir muhalefet hattı izleyecektir."