Oluç: AKP-MHP, çöküşünü saldırıyla durdurmak istiyor!

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "AKP-MHP ittifakı sarsılan iktidarını askeri harekât ile sağlamlaştırmaya çalışıyor" dedi. Oluç, işgalci saldırının kaosu artıracağı uyarısında bulundu.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi. Oluç, Türk devletinin işgalci saldırı planına değindi.

'KAOSU ARTIRIR' UYARISI

Oluç'un konuşmasından satır başları şöyle:
Suriye’nin kuzeyine ve doğusuna yönelik bir askeri harekat her an başlatılabilir. Öyle bir durumdayız. Şunu en başında özellikle vurgulamak istiyorum: Suriye’nin kuzeyine ve doğusuna yapılacak bir askeri harekât bu bölgeye barış, huzur ve demokrasi getirecek özellikte olmayacaktır.
Suriye’de ve Irak’ta barışın gelişmesi, Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ile sağlanabilir.
Askeri güçle bölge gücü olunamaz. Askeri güçle bölgede hakimiyet sağlama hedefleri tarihsel olarak da baktığımızda her zaman geri tepmiştir.
Bu konudaki görüşlerimizi bir kez daha vurgulamış olalım. Çözüm askeri harekatta değildir. Çözüm politikadadır, çözüm demokrasidedir, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü sağlamaktadır. Özellikle Suriye’de farklı inanç ve etnik kimliklerin varlıklarını ve eşitliklerini korumak ve birlikte yaşam alanlarını genişletmektir. Esas itibarıyla böyle bir anlayış üzerine Suriye’de, Irak’ta ve diğer bölge ülkelerinde demokrasi, barış ve huzur sağlanabilir.
Suriye’nin toprak bütünlüğü, güvenli bölge anlayışı ile sağlanamaz.
İkinci konu, komşu ülkenin bir bölgesinde demografik yapının değiştirilmesi anlayışıdır. Bu da o ülkeye huzur, barış ve refah getirmez. Tam tersine o ülkedeki karışıklıkların, kaosun sürmesi ve artması anlamına gelir. Orada yaşanacak her türlü olumsuzluğun da dönüp dolaşıp Türkiye’ye taşınması anlamına gelir.

'IŞİD'Lİ ESİRLER SAATLİ BOMBA!'

ABD, yaptığı açıklamayla, IŞİD’li esirlerle ilgili açıklamasıyla Türkiye’nin kucağına adeta bir saatli bomba bırakmıştır.
IŞİD’li esirler meselesi son derece ciddidir. Avrupa ülkelerinin kendi ülkelerinden gitmiş olan IŞİD’lileri geri almaması uzun zamandır tartışma konusuydu. Ve şimdi ABD’nin 'bundan sonra IŞİD’li esirler meselesinin sorumluluğu Türkiye’dedir' demesi son derece büyük bir sorun yaratmıştır. Kaç bin kişidir IŞİD’li esirler? Rivayet muhtelif 3 bin mi, 7 bin mi, 10 bin mi belli değil. Bunların yaratacağı sorunlar Türkiye açısından çok büyük iç huzursuzluklara neden olacaktır. Bu konu öyle hafife alınabilir bir konu değildir. Uyarıyoruz.

'AKP-MHP SARSILAN İTTİFAKINI SAĞLAMLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR'

AKP-MHP ittifakı sarsılan iktidarını bir askeri harekat ile sağlamlaştırmaya çalışıyor.
Bu harekat Suriye’ye huzur, demokrasi getirme harekatı değildir. Türkiye’de AKP-MHP iktidarını sağlamlaştırma harekâtıdır. Bunların hepsi son derece vahim göstergelerdir.
Bakın Urfa’da bir otelde bir grup insan toplanıyor ve Suriye Milli Ordusu’nu ilan ediyor. Bu Türkiye’nin alışmış olduğu bir şey değildir. Siz komşu ülkede savaş sürdürecek bir ordunun ilanını kendi ülkenizde yaptırıyorsunuz. Siz Hamza Tümeni ve Süleyman Şah gruplarının askeri eğitimlerini yaptırıp Suriye topraklarına onları gönderiyorsunuz. Bunların hepsi son derece vahim sonuçlara yol açacak olaylardır. Bunların hepsi Türkiye açısından tehdittir.

'SEÇİMLE YENEMEDİĞİNİ HAPİSLE TEHDİT EDİYOR'

Bakın bu ortam geliştiği zaman Türkiye nelerle karşı karşıya kalıyor? Başlatılmış olan yeni bir dokunulmazlık tartışması var. Kimin dokunulmazlığı CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığı tartışması. Elbette bu başka milletvekillerine de sirayet edecek bir tartışmadır. Türkiye, dokunulmazlıkların Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen kaldırılmasıyla büyük sorunlar yaşamıştır, yaşamaya da devam etmektedir. Şimdi bir kez daha bu konu gündeme getirilmiştir. Yani seçimde yenemediğini, hapse attırarak sorunu çözme teklifidir dokunulmazlıkların tekrardan tartışılması ve kaldırılması. Yani bu tartışma aslında demokrasideki bazı mekanizmaları kullanarak demokrasiyi ortadan kaldırma teklifidir. Demokratik siyasete düşmanlık teklifidir.

'DEMOKRATİK REFORMA İHTİYAÇ VAR'

Hukukun üstünlüğü deyince, bir de yargı paketi geldi. Komisyonda görüşmeler  devam ediyor ve bu hafta komisyonda sonuçlanacak. Bu paket geldiği zaman da söyledik, bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
Türkiye’de yargı reformu ihtiyacı çok açıktır. Çünkü yargıda tuz kokmuştur. Yargı bağımsız ve tarafsız değildir artık. Dolayısıyla yargıda demokratik bir reforma gerçekten ihtiyaç vardır. Ama gelen paket yargıdaki bu demokratik reform ihtiyacına cevap veren bir paket değildir.
Adında adalet kavramı olan bir parti iktidardadır. Ama Türkiye’de kamuoyu yoklamalarına baktığımızda adalet mekanizmasına, yargıya olan güven en alt seviyeye düşmüştür. Yıllardan beri bu kadar aşağıya düşmüş yargıya güven oranıyla karşılaşılmamıştır. 12 Eylül döneminde bile durum böyle olmamıştır.
Türkiye aleyhine verilmiş olan 146 kararın 41'i adil yargılama hakkının ihlali, 40’ı düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlali ile ilgilidir. Demek ki AİHM’deki kararlar da Türkiye’deki yargı sisteminin çöktüğünü ortaya koymaktadır.
6’ncı kez değiştirilen TMK 7/2’de doğru dürüst bir değişiklik yapın. Bir makyaj yapmayın.

'ASKERİ SALDIRI TÜRKİYE'DEKİ BASKI VE GERİLİMİ ARTIRACAK'

Suriye’ye yönelik bir askeri harekat Türkiye’de olan gerilimin ve baskının artmasına neden olacak. Son günlerde olan birkaç olaya değineyim.
Hafta sonunda Ankara’da KHK ile ihraç edilenlerin toplantıları yasaklandı, toplantı yapmaları zor kullanarak engellenmeye çalışıldı. Bir toplantı yapmakta sorun nedir, belli değil. Öbür taraftan yıllardır haklarını alamayan Soma madencileri haklarını almak için yürüyüş yapmak istiyor, hala engelleniyorlar. Kaz Dağları protestocularına gözaltı yapıldı. Daha sonra bırakıldılar, ama Kaz Dağları meselesini kaşımayın denildi. Bir Amedspor taraftarı ‘Kürt müsün?’ diye sorulup linç edildi. Bir taksi şoförü ‘Kürt müsün?’ diye sorularak polisler tarafından dövüldü."