Oluç: Kürdün dilini ve kültürünü engelleyemezsiniz

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Kürtçeye düşmanlık had safhada. Kürde düşmanlık had safhada. Kürtlerin diline, kültürüne sahip çıkmasını engelleyemezsiniz" dedi.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Oluç'un değerlendirmelerinin satır başları şöyle:

"TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı. Türkiye’de işsizlik oranı bu yılın ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sadece 0,1 puan artmış. Sadece 0.1 artmış ve 11.4 olmuş. Bu tabii ki inandırıcı değil. Bu veri bile Türkiye’de işsizliğin ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor. "50 bin arttı" diyor bir önceki çeyreğe göre TÜİK. Tabii ki bunlar esas itibariyle halkı aldatmaya dönük olan, Saray'a sunulan pembe tablo verileri. Gerçeği saklayamıyor ama TÜİK. İşsizlik oranına verdikleri yeni ad da atıl işgücü oluyor. Atıl işgücü dedikleri işsizlik de ilk çeyrekte bir önceki çeyreğe değişim göstermemiş ve yüzde 22,6 olmuş. Mesele bu işte. Geniş tanımlı işsizlik 8 milyon kişiyi aştı ve 8,5 milyona ulaştı.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Yeni bir ekonomik model yaptık, ihracat yapacağız, istihdam sağlayacağız dediler ama 6 ayda istihdam açısından bile baktığımızda yeni model çökmüş oldu. Gençlerde geniş tanımlı işsizlik yüzde 41, genç kadınlarda geniş tanımlı işsizlik yüzde 49,7’ye ulaşmış. Yani her 2 genç kadından biri işsiz. Genel olarak kadınlarda işsizlik oranı yüzde 29. Kayıtlı tam zamanlı istihdam oranı kadınlarda yüzde 18, yani kadınlar istihdam sürecinin dışına itilmiş. Sadece genç kadınlar değil genel olarak kadınlarda durum aynı. Gençler için iş yok, istihdam yok, güvence yok, birikmiş olan KYK borçları var. İktidarın çözümü var mı, yok. Gençler için ifade özgürlüğü yok, söz hakkı yok, ifade özgürlüğü yok, eleştiri hakkı yok. Bir tweet yüzünden gözaltına alınma, bir açıklama yüzünden cezaevine atılma var mı, var. Liyakat yok, görüyor bunu gençler. Fırsat eşitliği yok, bunları görüyor gençler. Torpil var, kayırmacılık var. Görmüyor mu gençler, görüyor. Gençlerin yaşam tarzına, müziğe, dansa, giyime müdahale var mı, var. Eğlenceyi canavarlaştırıp gençleri korku ile sindirmeye çalışan bir iktidar anlayışı var mı, var. Peki, iktidar gençlere umut verebiliyor mu, veremiyor.

Mart'ta cari açık 5 milyar 554 milyon dolar.

Bütçe açığı, dış ticaret açığı, cari açık; bu iktidar açıklar iktidarı oldu.

İktidar para basıp kur korumalı mevduatla rantiyeye kaynak aktarıyor.

Emekliler, çiftçiler, esnaf, yurttaş kan ağlıyorken kışlık sarayın yanında bakanlara da 9 köşk yapılacak.

KÜRT DİLİ BAYRAMI

Dün 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı idi. Kürt dili üzerinde süren baskılara, unutturma ve asimilasyon politikalarına karşı çıkıldı. Kürt halkının Kürt Dil Bayramını kutluyorum. Kürtçenin kullanımında çok sorun yaşanıyor, bunu hep konuşuyoruz. Yapılan araştırmalar var. O araştırmalarda göze çarpan bazı noktalar var. Bir tanesi neden sokakta ve kamusal alanlarda Kürtçe anadilinin kullanımının azaldığını gösteriyor. Bu önemli bir sonuç. Yaş küçüldükçe Kürtçe konuşma oranı da düşüyor. Neden bu durum böyle, çünkü anadilini öğrenebilecek, geliştirebilecek bir okul ve eğitim sistemi yok. Anadilinde eğitim yok. Kürtçe anadilini çocuklar geliştirme imkanına kamusal alanda sahip değiller. Çocukların okuduğu okullarda anadilinde seçmeli ders imkanı yaratıldı denildi değil mi? Yapılan araştırmalar neyi gösteriyor? Yüzde 5 talep için sadece sınıf açılmış. Yüzde 42’yi aşan bir oran için sınıf açılmamış ve gerekçesi de yok. Taleplere cevap verilmemiş. Yüzde 27 oranında sınıf açılmamış, talep sınırlı denmiş. Yüzde 20 de öğretmen yok, onun için açılmıyor denmiş. Ne yaptı sözde bu iktidar, seçmeli ders imkanı sağladı Kürtçede değil mi, ama sonuç neredeyse sıfır.

KÜRT VE KÜRTÇE DÜŞMANLIĞI

Talepte bulunmayanlara sormuşlar, '%22’si seçmeli ders olduğunu bilmiyordum' demiş. Neden, çünkü bu Meclis'te bile seçmeli ders var diye Kürtçe konuşan vekilimiz protesto edildi. Yüzde 34 'Zaten başvuru yaptığımızda reddediliyor' demiş. Yüzde 7 'Ayrımcılıktan çekiniyoruz' demiş. Yani bu alanda çok büyük sorunlar var. Bunları konuşmaya devam edeceğiz. Anadilinin korunması ve geliştirilmesi için ne yapılmalı sorusuna verilen cevaplar çok ilginç. 3’te ikisi diyor ki 'eğitim ve öğretim dili olmalı Kürtçe ve anayasal güvenceye kavuşmalı.' 4’te biri de 'resmi dil olmalı' diyor, talepler çok açık. Hazin bir tesadüf, Kürt Dili Bayramının olduğu gün AKP Kocaeli Derince Belediyesi Aynur Doğan konserini yasakladı. Gördünüz değil mi? Dedi ki inceleme sonucunda uygun olmadığı tespit edilmiş. Neymiş uygun olmayan Derince Belediyesi? Aynur Doğan’ın Kürtçe şarkı söylemesi mi? Kürtçeye düşmanlık had safhada. Kürde düşmanlık had safhada.

Aynur Doğan bu toprakların uluslararası alanda da tanınmış gururudur. Uygun olmayan neymiş? Bir halkın dilini kullanması mı, Kürtçe şarkı söylemesi mi uygun olmayan. Derince Belediyesi, başka belediyeler, devletin başka organları ve bu iktidar Kürtçeye ve Kürtlere 'siz yoksunuz' demeye devam ediyor. Kürtler cevap veriyor: 'Varız, anadilimiz de var, Kürtçe de var.' Bu cevabı vermeye de devam edecekler. Aynur Doğan’ın konserinin yasaklanmasını en sert şekilde protesto ediyoruz. Derince Belediyesini kınıyoruz. Siz bu tür yasaklarla Kürtçe konuşulmasını, Kürtçe şarkılar ve türküler söylemesini, Kürtlerin kendi diline, kültürüne sahip çıkmasını engelleyemezsiniz."

Oluç, "İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin hükümetin eleştirileri oldu. Sizin hükümetin bu görüşüyle ilgili değerlendirmeniz ne olur" sorusu üzerine şu yanıtı verdi:

"İçler acısı bir durum olduğunu düşünüyoruz, içler acısı yani. Biraz evvel Kürtçe konserin yasaklanmasına ilişkin sözlerimi hatırlatayım. Onun üzerine bina edeyim söyleyeceklerimi. Bu iktidar dünyada nerede bir Kürt varsa orada düşmanlık yapmayı görev edinmiş durumda. İsveç'te, Finlandiya’da, Almanya’da, Hollanda’da, Japonya’da, Çin’de nerede varsa, orada da Kürtlere düşmanlık etmek üzere kurgulanmış bir anlayış, NATO üyeliği meselesini bile Kürtler üzerinden tartışan bir iktidar durumu hazindir, içleri acıtıyor. Bu ülkede 15 milyondan fazla Kürt yurttaşımız yaşamaktır. Bu iktidar bu gerçekliğin üzerini örtemez. Bu iktidar davranışı ile bu gerçeğin üzerini örtmeye çalışıyorsa bunun da hiçbir karşılığının olmayacağını söyleyelim. Şimdi bakın camdan bir kulede oturacaksınız oraya buraya taş atacaksınız öyle mi? Siz o camdan kule içinde otururken bir başka iktidar da sizin iktidarınızın El Nusra, IŞİD, El Kaide, HTŞ ile ilgili ilişkilerini gündeme getirip belgelerle ortaya koymaya başlarsa ne olur haliniz? Onun için dış politikayı bugüne kadar yanlış zeminde sürdürdünüz aynı yanlışı sürdürmemeyi tavsiye ederim."