Oluç'tan uyarı: Provokasyon hazırlığındalar!

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Perinçek- Erdoğan-Bahçeli üçlüsünün desteklediği bazı kuruluşlar provokasyon hazırlıkları içinde" uyarısında bulundu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

6-7 EYLÜL KATLİAMI

Oluç, 6-7 Eylül 1955'teki katliama değinerek, "64 yıl önce bugün, tarihimizin bir utanç sayfası ile karşı karşıya kalmıştık. Tipik bir derin devlet provokasyonu ve operasyonuyla Atatürk’ün Selanik’teki evi kundaklanmıştı. Biz bunu unutmuyoruz. Çünkü bu mesele unutulur ve yüzleşilmezse Türkiye’de farklı inançlara, farklı halklara, kültürlere yönelik baskılar asla durmayacaktır” dedi.

KAYYUM DARBESİ

Oluç, kayyumlara karşı önemli bir destek ve dayanışma yaşandığına dikkati çekerek, "Halkımız bu darbeyi kabul etmediğini dile getirdi. Son derece meşru olan demokratik protestolar, sivil itaatsizlikler sürüyor. İrademize sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmak, siyasi partimize sahip çıkma konusunda  son derece kararlı bir duruş olduğunu görüyoruz. Bu demokratik ve meşru protestolar batıda da sürüyor” diye belirtti.
Kayyum gasbı protestolarında devlet güçlerinin orantısız güç ve şiddet uygulandığına dikkat çeken Oluç, bu protestoların Anayasal bir hak olduğunu belirtti. Oluç, iktidarın kayyum atamasının iki nedeni olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Bir tanesi seçmen iradesini yok saymak, seçmen iradesini gasp etmek, sandık iradesini yok saymaktır. HDP’nin yerel yönetimlerde, belediyelerde yer almaması halkın kendisini yönetecek kişileri seçmemesi. Bu işin siyasi yanı. Bir başka yanı daha var. Dün itibariyle İstanbul’da büyük bir sergi açıldı. Yenikapı israf sergisi adı altında bir sergi açıldı. İBB’de nasıl bir israf uygulandığını birçok örneği var. Anlatmama gerek yok, fotoğraflar var. Yeni Kapı israf sergisi İBB başta olmak üzere AKP elinde olan bütün belediyelerde yaşanan israfın, yolsuzlukların, hırsızlıkların, yandaşa peşkeş çekmenin, yandaş şirketleri halkın parasıyla beslemesinin örnekleridir. Bu ahbap çavuş ilişkisinin hesabının sorulması, hem hukuki hem de siyasi anlamda hesabının sorulması çok önemlidir.”
DBP’li belediyelere atanan kayyumların yolsuzlukların ın olduğunu söyleyen Oluç, İstanbul’dakine benzer “israf sergisinin” açılmasını önlemek için HDP’li belediyelere kayyum atandığını ifade etti. Kayyumların israf, yolsuzluk, rüşvet gibi belgelerin kamuoyuna yansıdığını hatırlatan Oluç, “Kaç çocuğa burs verilebilirdi. Eğitim öğretim yılı açılıyor. Okula yeni başlayan kaç çocuğa kitap kırtasiye ihtiyacı sağlanabilirdi.  Bunların hepsini çıkardık, dosyaladık. Yolsuzluk, hırsızlık öyle bir boyuta varmış ki, kişisel harcamalar öyle bir boyuta varmış ki her baktığınızda insanın içi acıyor. O kadayıfların yüzlerce bin liralık faturasıyla öğrenciye kitap ve kırtasiye yardımı yapılabilir” şeklinde konuştu.
Oluç, belediye meclis üyeliklerinin de gasp edildiğini söyledi. Oluç, belediyelerin de kayyumlar tarafından borçlu hale getirildiğini belirterek, “O borçlu  olan belediyelerin DEDAŞ’a olan borcunu toptan almaya çalıştıkları için belediyelerin de gücü bu borçları toptan ödemeye yetmediği için DEDAŞ ne yapıyor? Belediyelerin elektriğini kesiyor. Su pompaları çalışamıyor, o şehirlere su verilemiyor. Halk su alamıyor. Batman’da 550 bin kişiyi etkileyen bir kesinti ile karşı karşıyayız. Kayyım, Batman Belediyesi’ne 3 bin 367 milyon borç bırakmış. Halk elektrik ve su hizmetinden faydalanamıyor bunu kim yapıyor iktidar yapıyor. AKP-MHP ortaklığı halkın elektriğini, suyunu kesiyor. Neden? HDP’li belediyeler oraları yönetemesin diye. İktidara çağrı yapıyoruz. Bu konudaki tutumunuza, halka düşmanlık eden anlayışınıza bir an evvel son verin.  Biz buna karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

DEMİRTAŞ KARARI

Oluç, HDP’nin rehin tutulan Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verilen tahliye kararına ilişkin de konuştu. Oluç, “Bu konudaki belirsizlik sürüyor. Çünkü savcı bir üst mahkemeye başvurdu ve karara itiraz etti. İtirazdan bugüne herhangi bir hareket olmadı. Üst mahkeme bu konudaki itirazı Ankara karara bağlamadı. Zamana yayıyorlar. Şimdi Selahattin Demirtaş’in zaten tutuklu yargılanması hukuka, Türkiye’nin imzaladığı sözleşmelere aykırıydı. Önce üst mahkemeye sesleniyoruz. İpe un sermeyin. Bir an evvel kararınızı verin. 18 Eylül’ü beklemeyin AİHM’de Demirtaş doyası görülecek. 18 Eylül’e kadar beklemeyi düşünüyorsanız beklemeyin bir an önce kararınızı verin” diye konuştu.

'YARGI PAKETİ'

Oluç, Ekim ayında Meclise gelmesi beklenen yargı paketinin ciddi bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Yapılan kamuoyu araştırmalarında Türkiye’de yargıya güvenin son derece düşük olduğunu belirten Oluç, “Ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç var. Aslında reforma ihtiyaç var. Ama AKP-MHP ittifakının bir reform yapacağına dair ciddi şüphelerimiz var.  CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu şu sıralarda yargılanıyor. Çok açık bir hukuk katliamı ile karşı karşıyayız. Çok açık bir şekilde düşüncesini ifade ettiği için, yani düşünce ve ifade hakkını kullandığı için yargılanıyor.  Bu kabul edilebilir bir şey değil” dedi.

'ÇOCUKLARININ DÖNMESİNİ İSTEYEN İKTİDARA SESLENMELİ'

Oluç, HDP Amed İl Örgütü binası önünde bekleyen aileleri anladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim mücadelemiz bir tek anne ve babanın acı çekmemesi içindir. Dağda ölen çocuklarımızın, asker ve polislerin de ölmemesi için mücadele ediyoruz. HDP’nin barış ve özgürlük mücadelesi bunun içindir. Biz de bütün çocukların evlerine geri dönmesini istiyoruz. Gelin, bu mücadeleyi birlikte sürdürelim.  Çözüm sürecinde 2,5 yıl içinde hiç kimse hayatını kaybetmedi. Peki, şimdi sormayacak mıyız, bu süreci savaş politikaları ile bozan Dolmabahçe Mutabakatını yok sayan, müzakere masasının ayaklarını kıran kimdi? Kim müzakereye devam edelim ve bir çözüm bulalım, Kürt sorununu demokratik yollarla çözelim diyen, bir tek kişinin artık kişinin burnu kanamasın diye direten kimdi. Bu sorunları sormamız lazım.  biz bu süreci savaş politikaları ile bozan kimse işte çocuklarımızın kaybolmasının ve hayatını kaybetmesinin sorumlusu odur. Bunun sorumlusu iktidardır. 
Annelere ve ailelere bir kez daha onları ve durumlarını anlayarak sesleniyoruz: Çözüm istiyorsanız, çocuklarınızın dönmesini istiyorsanız bunun adresi Meclistir. Gelin Mecliste iktidar partileriyle görüşme yapın. Biz hazırız bu konuda adım atmaya. Sizin soracağınız yer biz değiliz. AKP ve MHP’ye sormanız lazım. Neden çocuklarımızı sağ salim evlerine getirmiyorsunuz diye iktidara sormanız lazım.

'PROVOKASYON HAZIRLIĞINDALAR'

HDP, insanları sadece ve sadece demokratik siyasete yönlendirmektedir başka yere değil, bu konudaki tutumumuz nettir. Bize yönelik saldırılara cevabımız bu olacaktır. Bakın, duyuyoruz, okuyoruz. Perinçek- Erdoğan-Bahçeli üçlüsünün desteklediği bazı kuruluşlar provokasyon hazırlıkları içindeler.  İktidara sesleniyoruz; bu provokasyon hazırlıklarına yol vermeyin. Şimdiden söyleyelim ki yapılacak provokasyonlarda ortaya çıkacak sorunların sorumlusu iktidardır.”

‘SÜLEYMAN SOYLU DEMOKRASİ DÜŞMANI'

Ardından gazetecilerin soruların yanıtlayan Oluç, Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul’a kayyum atanıp atanmayacağı sorusuna “Pazar günü açıklayacağım” şeklinde yanıt vermesini şöyle değerlendirdi:
"Hangi bağlamda kullandığını bilmiyorum ama böyle bir söz söylediyse hukuksuzluğun ve demokrasi düşmanlığının, seçmen iradesini gasp etmenin bir başka göstergesi olacaktır. Çünkü biz Diyarbakır, Van ve Mardin’e kayyım atandığı zaman hep sunu söyledik öyle hukuksuz, öyle keyfi bir iş yapıldı ki bunu kabul ettiğimiz anda demokrasi güçleri için, bütün toplumsal muhalefet için söylüyorum bunu kabul ettiğimiz anda bütün belediyelerin tepesinde Süleyman Soylu’nun Demokles’in kılıcı gibi sallanmasını kabul etmiş oluruz. Biz bunu kabul etmediğimiz için sesimizi yükseltiyoruz. Yarın İstanbul’da da yapabilirler öbür gün İstanbul’un ilçelerine musallat olurlar. Bir sonraki gün Ankara’ya gidebilirler. Pejmürde sıfatını da yanlış kullanmış Türkçesi de bozuk.”