PKK ve PAJK'lı tutsaklar: Önderlik gerçekliği ile direneceğiz

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, 15 Şubat Komplosu'na karşı açıklama yaparak, "Önderlik gerçekliği ile direneceğiz. Halkımız gerillayı sahiplenmeli, demokratik çevreler sessizliğe son vermeli" dedi.

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük 15 Şubat Komplosu'nun yıl dönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.

PKK ve PAJK'lı tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından yapılan açıklama şöyle:

"Tarihi 15 Şubat Uluslararası Komplosu'nun 24. yıl dönümünde olduğumuz bugünlerde Maraş Pazarcık merkezli yaşanan ve ardı sıra Hatay, Dilok, Semsur, Riha, Amed ve Rojava’da da yıkıcı etkileri olan depremde, hayatını kaybeden on binlerce insanımızın aileleri başta olmak üzere, depremden etkilenen tüm Kurdistan, Türkiye ve Suriye halkının acısını derinden paylaşıyoruz. Yaşanan bu büyük felakette hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor ve yaralanan tüm insanlarımıza acil şifalar diliyoruz. Hayatını kaybeden insanlarımızın aileleri başta olmak üzere tüm insanlığa başsağlığı diliyoruz.
Felaket sonrası yaşanan sıkıntıların aşılması için seferber olan herkese teşekkür ediyoruz, hayatını kaybeden insanların aileleri başta olmak üzere depremden etkilenen herkesin, acısını derinden paylaşmak, maddi ve manevi anlamda gereken desteği sağlamak, seferberlik ruhu ile yaklaşmak ahlaki ve vicdani bir erdem olmaktadır.

Depremin asıl sorumlusu deprem bütçesi adı altında bütçeyi savaşa yaratan AKP-MHP faşist çete yapılanmasıdır. Ağır kayıplara yol açan bu büyük felakette, felaketin gerçekleştiği yer, önemli bir deprem hattının olduğu bölgeler olmaktadır, bu gerçekliğe rağmen zamanında gerekli tedbirlerin alınmaması, tedbir yerine bölgenin rant amaçlı satılarak düzensiz bir kentleşmenin oluşması mevcut AKP-MHP faşist çete yapılanmasının ne tür bir siyaset izlediğini göstermektedir. Maden ocaklarında yaşanan felaketler ve can kayıpları, yine en son yaşanan deprem olayında yaşanan ağır can kayıpları AKP-MHP faşist iktidarının çıkar uğruna yarattığı ağır bilançolu tablolar olmaktadır. 15 Şubat Uluslararası Komplo ve yine büyük deprem felaketini yaşadığımız bugünlerde, AKP-MHP faşist çete yapılanmasından mutlaka bu acıların hesabı sorulacaktır.  

Özgür İnsan Özgür Toplum mücadelesinin mimarı olan Önderliğimiz üzerinde geliştirilen 15 Şubat 1999 Uluslararası Komplosu'nun 24. yıl dönümünde komployu gerçekleştiren tüm kirli güçleri şiddetle kınıyor, bedenini ateş topuna çevirip Güneşimizi Karartamazsınız şiarıyla komploya karşı fedai eylem gerçekleştiren Halit Oral arkadaş,  Kurde, Aynur, Hatice ana yine Önderlik üzerindeki tecriti protesto etmek amacıyla fedai eylem gerçekleştiren Veysi Taş ve Mehmet Akar yoldaşlar şahsında tüm Kurdistan özgürlük şehitlerini saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.

Önderliğimiz üzerinde geliştirilen 15 Şubat Uluslararası Komplosu'nun 24. yıl dönümünü geride bırakırken 24 yıldır İmralı işkence sisteminde eşsiz bir direniş ve mücadele yürüten Önderliğimizi saygı ve sevgi ile selamlıyoruz.

'ONUR MÜCADELESİNDEN GERİ ADIM ATILMADI'

24 yıldır yürütülen bu kirli komploya karşı büyük bir direniş yürütüldü, Kürt kadınları, erkekleri, gençleri başta olmak üzere enternasyonelleşen PKK mücadelesi içinde nice özgürlük şehitleri verildi. Her şeyi elinden alınmış, çalınmış ve en son varlığı inkar ve imha politikalarına tabi tutulmuş halkımızın bu durumuna umut ışığı olup PKK mücadelesiyle varlığın özgürlük mücadelesini başlatan Önderliğimizin 15 Şubat 1999'da büyük bir komplo ile sömürgeci-faşist TC devletine teslim edilmesi, halkımız için de büyük bir öfkeye dönüşmüş ve halkımız bugünü 'Kara Gün' olarak nitelemiştir. Binlerce yıldır kendi ana toprakları olan Kurdistan coğrafyasında nice devletçi uygarlık güçlerine karşı onur mücadelesinden geri adım atmamış ve her zaman özgür yaşama karar kılmış olan halkımız, Önderlik üzerinde gerçekleştirilen Uluslararası Komplo'nun hedefinin sadece Önderlik olmadığının bilincinde olduğu için Kurdistan başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinde ayağa kalkmış öfke ve tepkisini fedai eylemliliklerle beraber göstererek Önder APO'yu sahiplenmiş ve savunmuştur.

'ÖNDERLİĞİMİZ 24 YILDIR ARALIKSIZ DİRENMEKTE'

İmralı işkence ve tecrit sistemi içinde Önderliğimiz 24 yıldır aralıksız bir şekilde direnmekte, faşist-soykırımcı TC çetecilerine karşı gerilla büyük bir özgürlük mücadelesi sergilemekte, halkımız alanlarda öfke ve tepkisini haykırmaktadır. Bunun yanında Önderliğimiz, özgürlük savaşçıları ve halkımız üzerinde de halen imha konsepti uygulanarak ezdirilmek ve bitirilmek istenmektedir. Ki komplonun temel amacı ve hedefi de bir bütünen halkımızı imha temellidir. 15 Şubat Uluslararası Komplosu'nu gerçekleştiren güçler olan ABD, AB, İngiltere, İsrail, Rusya, Yunanistan başta olmak üzere işbirlikçi ajan-çete ve örgütler, inkar ve imha siyasetini Halkımız üzerinde sonuca vardırarak halkımızın özgür toplum bilincini yok etmeyi hedeflediler. Uluslararası Komplo bu çerçevede küresel çerçevede halkımız üzerinde bir inkar ve imha planı olmaktadır.

'HALKIMIZ, PKK İLE BÜTÜNLEŞTİ'

Küresel kapitalist sistem ve onun kirli güçleri komplo ile Önderliğimizi hedef alarak imha etmek istediler, bunda sonuç alamadıklarını gördüklerinde 9 Ekim 1998 ile başlayan ve en son 15 Şubat 1999'da Önderliğimizi faşist-soykırımcı TC devletine teslim eden bir komplo ile Önderliğimiz faşist-soykırımcı TC devleti eli ile idam ettirilmek istenildi, bu kirli ve küresel ölçekteki komploya karşı gelişen fedai eylemlilikler, yine alanlara çıkmış halkların yüksek iradi duruşları bu kirli oyunu da bozmuşlardır. Buna karşın küresel kapitalist güçler İmralı zindanında işkence ve tecrit sistemini daha da derinleştirerek ideolojik-politik-toplumsal olarak Önderliğimizi yenilgiye uğratmak istediler ama Önderliğimiz sergilediği direniş ve savunmalarla bu komplo girişimlerini hem teşhir etmiş-çözümlemiş hem de Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü Toplum Paradigması ile kadınlar başta olmak üzere tüm halklara umut kaynağı olmuştur. ABD'nin başını çektiği küresel kapitalist sistem güçleri, Önder APO'nun İmralı'ya alınıp derin tecrit-izolasyon politikalarına alınmasıyla bölgedeki hegemonyalarını pekiştirmek için Özgürlük Hareketi içerisinde tasfiyecileri yerel işbirlikçiler üzerinden kontrol ederek Özgürlük Hareketi'ni bir bütünen imha etmeyi amaçladılar, bu tasfiyeci girişimlere karşı Apocu militan gerçekliğiyle şekillenen kadro gerçekliği bu küresel planlanan tasfiye-imha politikasını yenilgiye uğrattılar. PKK, Apocu militan çizgisi ile 40 yılı aşkın süredir küresel kapitalist güçlerin Kürtleri inkâr ve imhaya uğratmasına karşı çıkmakta, eşsiz direnişlerle özgür geleceği inşa etmeye çalışmaktadır. Soykırım zihniyeti ve siyasetine karşı halkımızın inanç, umut ve özlemleri PKK mücadelesiyle bedene kavuşmuştur, 'PKK GEL E GEL LI VIR E' bunun ruhsal bilinci olmaktadır. Halkımız, PKK ile kendini bir ve bütün görmekte, PKK gerçekliğiyle kendini savunmakta ve özgürlük savaşımını vermektedir. PKK geleneği, Önder APO'nun yüce emek ve fedakarlığı ile birlikte yılmaz şehitler ordusu gerçekliğiyle yenilmezliğini kanıtlamış, halkımız ve tarih nezdinde bir özgürlük mücadelesi hakikati olarak yerini almıştır.

Önder APO'nun İmralı işkence ve tecrit sistemi içine alınarak imha edilmek istenmesi, sadece Kürt halkının özgürlüğünü amaçladığı için değil, bir bütünen tüm dünya halklarına özgürlük paradigmasını oluşturduğu içindir. Önderlik gerçekliği, paradigmasal yeniliklerle binlerce yıldır halklara uygulanan sömürü ve baskı sistemini çözümleyip eleştirmiş, Demokratik Toplum Manifestosu ile alternatif demokratik sistemi halkların gündemine koymuştur. Önderliğimiz binlerce yıldır ezdirilen, sömürülen, katledilen, derin köleliğe tabi tutulan kadını da, PKK mücadelesi içinde başat bir yere alarak, toplumun özgürlüğünü de kadının özgürlüğü ile ele almış, kadın maneviyatı ve düşünüşünün kapitalist sistemin yaratmış olduğu derin kaos ve krizden çıkışı için önemli olduğuna dikkat çekmiştir. Rojava Devrimi bunun en iyi örneği olmakta. Rojava'da gelişen devrim mücadelesi, küresel boyutta kadın mücadelesi için büyük ilham ve umut kaynağı olmaktadır.

En son İran ve Rojhilat Kurdistan'ın da Jina Emini'nin katledilmesi ile beraber başlayan direnişlerde de yankılanan 'Jin Jiyan Azadi' şiarı, Önder APO'nun ne denli büyük bir Önderliksel gerçeklik taşıdığını göstermekte, kadınlar başta olmak üzere nasıl bir etkide bulunduğunu ortaya koymaktadır. İmralı tecrit ve işkence sisteminin derinleştirilmesi, gerillanın imha ve tasfiye etme girişimleri, Rojava Devrimi'ne dönük artan saldırılar, halkımız ve bir bütünen bölge halkları üzerinde gerçekleştirilen baskı, şiddet ve tehditler küresel kapitalist sistem güçlerinin bölgedeki uygulayıcısı olan AKP-MHP faşist-çete rejiminin nasıl bir karaktere sahip olduğunu göstermektedir. AKP-MHP faşist-çete rejiminin derinleştirilmiş inkar-imha siyaseti ile hareket etmesi ABD, AB, İngiltere, İsrail, Almanya ve diğer devletçi güçlerden azade değildir, İmralı zindanında uygulatılan politikalar bu güçlerin planlamaları olup, TC faşist-sömürgeci rejimin rolü ise sadece bunu pratikleştirmek olmaktadır. Topyekün inkar ve imhaya karşı 24 yıldır onca işkence ve tecrit sistemine karşı Önderliğimizin mücadelesi sürmekte, Zap-Avaşin-Metina hattı başta olmak üzere gerilla Kürdistan ve Türkiye'de direnişi büyütmekte, Rojava'da halkımız saldırılara karşı topraklarını ve varlıklarını korumak için savunma yapmakta, artan saldırı ve baskılara karşı Bakur'da bulunan halkımız yılmamakta, Rojhilat'ta halkımız 'Jin Jiyan Azadî' şiarı ile alanlarda haykırmaktadır. Önderlik gerçekliği, PKK hakikati bu mücadelelerin temel özü ve kaynağı olmaktadır.

HALKA ÇAĞRI

12 Eylül 2020'de başlayan Dem Dema Azadiye Hamlesi çerçevesinde, Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlama ve Kurdistan'ı koruma ve özgürleştirme hedefi ile eylemlilikler gelişmektedir. Önder APO, komplo sürecini değerlendirirken komplonun gelişmesinde yetersiz yoldaşlık ve sahte dostluklara da dikkat çekmişti. 24. yılını geride bırakan komplo sürecinin bir bütünen boşa çıkarılması için yeterli yoldaşlığın gerçekleşmesinin yolu görev ve sorumluluklara üstün ciddiyetle bağlılık olduğunun bilinciyle, PKK ve PAJK'lı tutsaklar olarak Önderlik gerçekliği ile direneceğiz. Başta ailelerimiz ve halkımız olmak üzere, bu onursal mücadele içerisinde ellerinden geleninin fazlasını yapmasını, Önderliğin fiziki özgürlüğü için çalışmasını, gerilla mücadelesinin sahiplenilmesi ve gerillaya karşı işlenen başta kimyasal ve tüm insanlık dışı suçlara karşı faşist TC rejimine ve bu faşist soykırımcı rejime işbirlikçilik ve ajanlık ile yardım eden kesimlere net bir tavır sergilenmesini, demokratik kesimlerin sessizliklerini bozarak gerçeği haykırarak bunun mücadelesini yürütmesini istiyoruz.  Bu aynı zamanda yaşamsal olduğu kadar tarihsel bir sorumluluk olarak tüm demokratik kesimlerin de temel görev ve sorumluluğu olmaktadır. 

Bu temelde 25. yılına girecek olan komplo gerçekliğini parçalama ve Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlama için dönem, direniş dönemi, faşizmi yıkma dönemidir.  Önderliğin İmralı'da sergilediği eşsiz direnişi saygı ve sevgiyle selamlıyor, Güneşimizi Karartamazsınız şiarı ile ateşten çember oluşturarak Önderliği savunan ve sahiplenen şehitler başta olmak üzere, Önderliğin üzerindeki tecridi protesto amaçlı fedai eylem gerçekleştiren Veysi Taş ve Mehmet Akar şahsında tüm Kürdistan özgürlük şehitlerini saygı, sevgi ve minnetle anıyor, amaçlarının gerçekleştireceğimizin sözünü yineliyoruz."