Referandum da iptal edildi bundan sonra ne olacak?

Bölgesel hükümet adına yapılan açıklamada Irak Federal Anayasa Mahkemesinin referandumu gayri meşru ve geçersiz, hiç yapılmamış gibi sayan kararına saygı duydukları ve ona uyacağız denildi.

25 Eylül’de Mesud Barzani ve KDP’nin dayatması ile yapılan Referandumdan sonra Güney Kürdistan’da başlayan kaybediş ve baş aşağı gidiş devam ediyor. Referandumdan yaklaşık 15 gün sonra Güney Kürdistan Bölgesel yönetimi ilk önce Mendeli, Xaneqin, Xûrmatû, Taze, Beşir, Dakuk, Kerkûk, Pirde, Şengal, Rabia, Zumar Mahmudiye, Maxmur gibi şehir, ilçe ve kasaba ile birlikte bu il, ilçe ve kasabalara bağlı yüzlerce köy kaybetti. Bu yerlerin kaybedilmesi de Güney Kürdistan topraklarının yarısına yakınını teşkil ediyor. Bu coğrafik ve bölgesel kayıpların yanı sıra İran ve Güney Kürdistan arasında olan üç sınır kapısını, Güney Kürdistan ile Kuzey Kürdistan arasında olan ve günlük 4 milyon dolar geliri olduğu söylenen bir kapı, Güney Kürdistan ile Rojava arasındaki üç sınır kapısını kaybetti. Bunlarla birlikte her birinin içinde yüzlerce petrol kuyusu olan 11 büyük petrol sahasından 9’unu kaybetti. Hewler ve Süleymaniye’deki havaalanlarının resmiyeti ve bu havaalanlarından gelen gelirleri kaybetti.

Yüzde 17 olan bütçesi yüzde 12.6’ya düşürüldü. Bölgesel yönetim tarafından maaşların ödenmesi için merkezi hükümete gönderdiği yaklaşık 1 milyon 400 bin olduğu söylenen memur listeleri kabul edilmedi. Irak Merkezi Hükümeti bunlara rağmen bölgesel hükümet adına yapılan müzakere çağrılarına referandumu iptal edilmeden hiçbir görüşme olmaz biçiminde yapılan açıklamalarla ile mesajları verildi.

Bölgesel hükümet adına yapılan açıklamada Irak Federal Anayasa Mahkemesinin referandumu gayri meşru ve geçersiz, hiç yapılmamış gibi sayan kararına saygı duydukları ve ona uyacağız denildi.
Burada halka ciddi derecede bir saygısızlık olduğunu söylemek hiçte yanlış değil. Çünkü halk bağımsızlık referandumu adıyla sandıkları çağrıldı. Sandıklara giden halk yüzde 93 oranında evet dedi. Mesud Barzani daha önce yaptığı açıklamalarda ‘bu kararı halk verdi şimdi kendi başımıza iptal edemeyiz’ dedi defalarca. Ama şimdi halka hiçbir şey sorulmadan meşruluğu tartışılan bir hükümet çıkıp halkın yüzde 93 oranında evet dediği referandumu iptal etme kararını aldık diyebiliyor. Bu halka saygısızlık ve iradesini hiçe saymaktır.

Bölgesel hükümet yaptığı bu açıklamayı güzel sözlerle süsleyip, laf kalabalığına boğduğu bir açıklamadır. Bu açıklamanın açık ve net ifadesi ise referandumu iptal ettik demektir. Kaldı ki yapılan açıklamada açıkça süslü, mahkeme kararı öne çıkarılarak iptal ettik sözcüğü gizlenmeye çalışılmış. Ama herkes tarafından nihayet en son kaybediş halkası olan referandum da iptal edildi şeklinde değerlendirilip ele alındı.

Şu ana kadar Irak Merkezi Hükümeti Güney Kürdistan bölgesel yönetiminden almayı düşündüğü ama alamadığı hiçbir şey kalmadı gibi görünüyor. Ancak ben bu düşüncede değilim. Çünkü bir kere taviz verildi mi taviz verilen güç giderek isteklerini arttırır. Siyasal ve askeri mücadeleler böyledir. Bunun sayısız örnekleri de mevcuttur.

Referandumun iptal edilmesinden sonra Irak son üç yıl içinde satılan ve sadece Neçirvan Barzani ile Aşti Hawrami’nin bilgisi dahilinde olan petrol parasına ne oldu diyecek. Son üç yılda satılan petrollerin gelirine ne olduğunu sorup isteyecek gibi görünüyor gidişat. Aslında geçen günlerde İbadi konuşmalarından birinde bu konuya satır aralarında değindi. Satır aralarında geçen bu konu hakkında Neçirvan Barzani yaptıkları anlaşmanın belgeleri ellerinde olduğu ve bölgesel hükümete istediği an sunmaya hazır olduğunu açıkladı. Satışı ve gelirini sadece iki kişinin bildiği petrol ihracı ve geliri hakkında ise hükümet adına açıklama yapılıyor. İşin en ilginç yanlarından biri bu. Diğer bir tuhaf yan ise İbadi’nin açıklamasında ihraç edilen petrollerin gelirlerinin nereye gittiğini ima edilen anlaşmanın kimler tarafından yapıldığı değil, ihraçtan elde edilen gelirin nereye gittiği ima ediliyordu. Bu ima ve satır aralarında verilen mesajda ihraç edilen petrol gelirlerini istediği ima ediliyordu. Bu durum önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde gündeme gelecek ve Irak’ın referandumun iptalinden sonra ilk talep edeceği şey bu olacak. O yüzden önümüzdeki günlerde İbadi bu konuda daha net ve somut açıklamalar yapacak gibi görünüyor. Dananın kuyruğunun kopacağı nokta da bu olacak. Çünkü Petrol paralarının bir bölümü hala Türkiye tarafından ödenmiş değil. Ödenen kısmı ise Neçirvan Barzani ile Aşti Hawrami tarafından ne yapıldığını kimse bilmiyor. O yüzden bu durum çok daha ciddi sorunları beraberinde getirecek. Ayrıca Irak Merkezi Hükümeti yarın size ayrılan bütçeyi bu paradan karşılayın derse acaba ne olacak diye merak ediyorum?

Kısacası halkın yüzde 93’ünün evet dediği referandumu, halkın umutlarını, hayallerini kırarak iptal etmekte yetmeyecek gibi görünüyor. Halka hesap verme gibi bir zorunlulukları yokmuş gibi hareket ediyorlar. Ama halk hesabı nasıl soracağını biliyor ve bir gün soracak.