SİHA’lar, AKP’nin mezar kazıcısı olacaktır

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu'nun, SİHA saldırılarına ilişkin Yeni Özgür Politika Gazetesi'ne yazdığı makale...

AKP iktidarı şimdi de Silahlı İnsansız Hava Araçlarıyla sivilleri katlediyor. Hakkari’de siviller Silahlı İnsansız Hava Araçlarıyla katledilince kamuoyundan tepkiler geldi. Bu tepkilerden biri de CHP içinden gelişince Tayyip Erdoğan ve şürekâsı ayağa kalktı. Sen nasıl bizim cinayet araçlarımızı teşhir edersin diye CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na yönelik saldırıya geçtiler. Tayyip Erdoğan, Roboskî katliamı sonrasında İçişleri Bakanı olan Fethullahçı İdris Naim Şahin gibi “bunlar sivil değil” diye tepki gösterdi. İdris Naim Şahin de “bunlar sivil değil, kaçakçıdır” diyerek 34 genç ve çocuğun katledilmesini meşru göstermeye çalışmıştı. Çünkü bu kirli savaş şeflerine göre Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı savaşan çetelerin morali bozulmamalı. Bu tür söylemlerle kirli savaşta zafiyetler ortaya çıkarılmamalı. Bu nedenle siviller katledildiyse katledenlere sahip çıkılmalı.

Tayyip Erdoğan Roboskî katliamına nasıl yaklaştıysa Silahlı İnsansız Hava Araçlarının sivilleri katletmesine de aynı yaklaşmıştır. Katilleri korumuştur. Açıkça bu katil araçlara dil uzatamazsınız demiştir. Kazakistan’a giderken, havalimanında “ne sivili, onlar teröristtir” diyerek bundan sonra da bu yönlü katliamları savunacağını ortaya koymuştur. Böylece bu araçları kontrol edenleri korumaya almıştır. Zilan deresinde onlarca sivili katleden general Mustafa Muğlalı’nın yargılanmasının orduda bir sendrom yarattığı söylenir. Askerlerin korkudan görevlerini yapmadığı iddia edilir. Bu nedenle soykırımcı faşistlere göre kim cinayet işlerse işlesin, korunarak Kürtlere karşı kirli savaş yapılmalıdır. Tayyip Erdoğan da sivilleri katleden Silahlı İnsansız Hava Araçlarını savunarak katliam yapmaya devam edin talimatını vermiştir.

Tayyip Erdoğan için sivilleri öldürme talimatı verme kadar kolay bir şey yoktur. Kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yaparız diyen birisi için sivilleri öldürme talimatını vermek su içmek gibi bir şeydir. Yeter ki öldürülen Kürtler ve Kürt Özgürlük Hareketi sempatizanları olsun! Bu sivillerin öldürülmesi, soykırım savaşı yürüten Tayyip Erdoğan için normaldir. Zaten tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak söz konusu olduğunda gerisi teferruattır diyor. Sivil katliamları Tayyip Erdoğan için teferruattır. Varsa yoksa Kürt soykırımını amaçlayan ulus devleti korumaktır.

Tayyip Erdoğan, Silahlı İnsansız Hava Aracı söz konusu olduğunda daha da hassastır. Bu araçları Tayyip Erdoğan’ın kızlarının eşlerinin ailesi yapmaktadır. Şu anda Tayyip Erdoğan’ın en yakınları Türkiye’nin silah yapımcıları ve silah tüccarlarıdır. Tayyip Erdoğan savaş ağası, hısımları ve en yakın çevresi ise savaş baronudur. Tayyip Erdoğan tabii ki İnsansız Hava Araçlarını da, zırhlı taşıma aracı olan Kirpileri de savunur. Çünkü en tatlı karlar bu sektörde vardır. Bu sektörün başında Tayyip Erdoğan’ın en yakını vardır. Tabii ki savaş isteyecek, daha fazla baskı ve zulüm diyecek. Böylece silahların piyasası daha fazla artacak. Bu tatlı kardan Tayyip Erdoğan da nemalanmaktadır.

Sezgin Tanrıkulu bilerek ya da bilmeyerek arı kovanına çomak sokmuş; fincancı katırlarını ürkütmüştür. Süleyman Soysuz hemen CHP’nin ulusal damarına seslenerek ‘Sezgin Tanrıkulu’nu partiden atın’ demiştir. Tayyip Erdoğan ise CHP’yi terörizme destek vermekle suçlamıştır. Sürekli CHP üzerine yürüyerek tümden teslim alınmak istenmektedir. CHP’liler esas olarak ulus devletçi damarla AKP’ye koltuk değneği olsalar da bazen Erdoğan ve AKP’yi rahatsız eden söylem ve tutumlarda bulunmaktadırlar. Bu açıdan tümden AKP’nin her dediğini destekleyen bir CHP istenmektedir. Buna da millilik ve yerlilik denilmektedir. Millilik ve yerlilik dediği ise tamamen Kürt düşmanlığıdır; Kürtleri soykırıma uğratma amacıdır.

AKP iktidarı her fırsatı CHP’yi sistemin yedek lastiği haline getirmek için kullanmaktadır. Eskiden beri iki partili bir sistem hedeflenmektedir. Başkanlık sistemi bir de bu yönüyle gündeme getirilmiştir. CHP, sistemin muhalefet partisi olmalı, tüm sol ve sosyalist kesimleri de ya içinde tutarak ya da yedeğine alarak sisteme hizmet etmelidir. CHP aslında bu rolü oynayan ve oynamaya hazır bir parti. Ancak tabanında sol ve demokratik olan çevreler var, toplum var. İşte CHP tabanı ve içindeki bu çevreden tümden kurtulma çabası yürütülüyor. AKP şimdiden CHP içinde böyle bir operasyon hazırlıyor. CHP içindeki bir kesim zevat da milli ve yerli olmak adına AKP’nin kuyruğuna takılmaya ve sisteme hizmet etmeye hazır durumdadır. Bu açıdan ileriki dönemde AKP’nin CHP’ye yönelik daha kapsamlı operasyon yapma durumu beklenebilir.

Sezgin Tanrıkulu’na öfke patlaması yapmalarının önemli nedeni ise, Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı yürüttükleri mücadelede çok sıkışmış olmalarıdır. Bu nedenle bir eleştiriden bile korkmaktadırlar. Çünkü zor ayakta kalıyorlar. Eğer Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı yürüttükleri savaşta etkisiz kalırlarsa, sonuç almazlarsa iktidarlarını kaybedeceklerdir. O kadar öfke kaybetme korkusu nedeniyledir. Tayyip Erdoğan’ın Silahlı İnsansız Hava Araçlarını savunurken kullandığı üslup bu korkuyu ele vermiştir. Anlaşıldı ki Tayyip Erdoğan yatakta da uyuyamıyormuş. Son zamanlarda çok sinirli olması, sık sık bağırma nöbetlerine girmesi bunun sonucudur.

Silahlı İnsansız Hava Araçları en tehlikeli silah haline gelmiştir. ABD’nin ve İsrail’in elinde bulunan İnsansız Hava Uçakları birçok insanın ölümüne neden olmuştur. Bu nedenle Silahsız olanlar Türkiye’ye verilse de Silahlı olanlar verilmemektedir. Çünkü bu araçların yaptığı katliamlardan bu silahları satan ülkeler de sorumluluk altına girmektedir. Bu nedenle bu silahların satışı çok katı ve karmaşık bürokratik bir işleyişe bağlı olmuştur. Yine bu silahların satışı ABD kongresinin onayıyla olmaktadır. Çünkü bu silahların askeri güçler dışında sivilleri öldürme potansiyeli de yüksektir. Nitekim şimdiye kadar bu araçlarla yapılan birçok katliam olmuştur. Bu katliamlardan o ülkenin yönetimleri de sorumludur. Bu araçlar her sivili öldürdüğünde o ülkenin siyasileri de suç işlemiş olmaktadır. Bu açıdan bu silahlar katliamcı AKP ve Tayyip Erdoğan’ın mezar kazıcısı olacaklardır. Bu katliamcılar yargılanacak, sorumlular mutlaka cezalandırılacaktır.

SİHA’lar Hakkari’de sivilleri katledince tepki gösterenleri tehdit ettiren Tayyip Erdoğan’ın yargılanma korkusudur. Tayyip Erdoğan bu korku nedeniyle eleştirenleri tehdit etmektedir. Ancak hiçbir tehdit katliamlarının üstünü örtemez ve sorumluları yargılamaktan kurtaramaz. Tayyip Erdoğan sahiplense de ne kendisini ne de suç ortaklarını kurtarabilir.