Sancar: AKP-MHP iktidarının savaş politikasına hep birlikte karşı çıkalım

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, AKP-MHP iktidarının savaş politikalarının ülkeyi ekonomik çöküşe götürdüğünü belirtti, herkesi savaş politikalarına karşı çıkmaya çağırdı.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Antalya’da çeşitli sivil toplum örgütlerinin ve sendikaların temsilcileriyle bir araya geldi.
Sealife Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Sancar, "Bu üç aylık buluşmalar ve tartışmalar sonunda bir deklarasyon metni yayınladık. Amacımız Türkiye'de yeni bir sayfa açmak. Deklarasyonumuz işte bu ruhu taşımaktadır. Elbette bunu tek başımıza yapamayacağımızı söyleyecek kadar gerçekçilikten de uzak değiliz. Demokratik dönüşüme giden yolun en geniş demokratik birliğiyle olabileceğine inanıyoruz. Bundan kastımızın ne olduğunu deklarasyonda belirttik. Bunun anlamı seçimlerde bir üçüncü yolu inşa etmektir. Mevcut ittifaklar dışında Türkiye’nin temel sorunlarını çözebilecek, en azından çözüm için yolu açabilecek en geniş birlikteliği oluşturmak ve bunu milletvekili seçimlerinde yapacağımızı deklare etmek. Bu çoğulculuk bizim arzuladığımız çoğulculuğu ifade etmektedir" dedi.
Sancar, şu değerlendirmeleri de yaptı:
"Türkiye’nin içinde bulunduğu durum her açıdan bir kriz tablosudur. Çoklu krizler içinde serbest düşüş olarak nitelendirilebilecek bir çöküş yaşanmaktadır. En başta da ekonomidir. Buna kriz demek de durumu ifade etmiyor. Yoksulların, en alttakilerin altında kaldığı bir enkaz yaratılmak isteniyor. İşte biz bu enkazın halkın üzerine çökecek bir kara yük olmaması için mücadele ediyoruz. Böyle bir çöküşün, büyük bir enkaza dönüşmemesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Çeşitli kesimlerle bütçe buluşmaları gerçekleştirdik, bütçe görüşmelerinde izleyeceğimiz yolu belirledik. Halk için bütçe, halka bütçe sloganında somutlaştırdık. Saray'a yandaşa sermayeye değil halka bütçe.

SAVAŞ POLİTİKALARI VE EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Ekonomik çöküşün çok çeşitli nedenleri var. Bunlardan en önemlisi bizce savaş politikalarıdır. 2015’ten bu yana ortaya konan rakamlar gösteriyor ki güvenlikçi ve askeri yöntemler ekonomiyi çöküşe götürmektedir. 2015’te GSMH 960 milyar dolar iken bugün 700 milyar dolara düşmüştür. Eğer 2015'te gerçekleşen %10'luk  büyüme devam etseydi, GSMH'nin 1.3 trilyon dolar olacağı öngörülüyor. Araya güvenlikçi politikalar, savaş stratejileri girince %10’luk büyüme hedefinden uzaklaşıldı ve tam tersi bir yola girildi. Arada 600 milyar dolarlık bir fark var. Bu farkın büyük bir kısmının askeri ve güvenlikçi politikalara gittiğini söyleyebiliriz.
Herkese terör yaftası yapıştıran iktidar terörün finansmanından gri listeye alındı.
Terör kavramının iktidarın elinde nasıl kullanıldığı ve yarattığı gerilim politikaları ortada. Orman yangınları sırasında kışkırtılan o ırkçı duygularla ortaya çıkma ihtimali olan gelişmeleri yine sizler gibi farklı çevrelerin çabası ve halkların sağduyusu önlemiştir. Halkların bir arada yaşama iradesi bu oyunları boşa çıkarmıştır. Buna benzer girişimleri boşa çıkarmanın en önemli yolu inanç gruplarının, emek meslek örgütlerinin bir araya gelerek ortak tutum sergilemesidir. Deklarasyonumuz bunu hedeflemekte, bunun için çağrı yapmaktadır. Amacımız Türkiye'nin bu girdaba mahkum olmadığını, bu kanlı ve kirli döngüye mahkum olmadığını göstermektedir. Demokrasi güçlerinin bu oyunu bozacak iradesi vardır. Yeter ki iradelerimizi bir araya getirelim.
Alevilerin ve diğer inanç gruplarının ihtiyacı eşit yurttaşlıktır
Halkların, inançların eşitliği ve özgürlüğü, ortak yaşamın demokratik bir düzende inşa edilmesi ile mümkündür. Emekçilerin haklarının korunması da ancak bu çerçevede olacaktır.

'SAVAŞA VE SÖMÜRÜYE KARŞI ÇIKALIM'

Seçim ne zaman gerçekleşir bunu çok dikkate almıyoruz. Seçime hazırlığımız vardır. Esas olan mücadeleyi bugünden kurmaktır. Bugün, şimdi hemen mücadeleyi ortaklaştıramazsak seçim zamanı geldiğinde yapacak fazla bir şeyimiz kalmayacak. Seçimleri bekleyerek dönüşüm gerçekleştireceğimiz yanılgısından uzak durmamız gerekiyor. Eşit ve özgür bir yaşam inşa etme fikrine dayanarak savaş politikalarına da sömürü ve talan politikalarına da bugünden karşı çıkmak zorundayız.
İktidar savaş politikalarıyla varlığını güvence altına almaya çalışıyor
HDP önümüzdeki dönemin yapıcı aktörü olmakta kararlı ve samimidir."