Sendikal faaliyetleri yüzünden işinden atılan Çapaklı'dan direniş mesajı

Özyeğin Holding/Fiba Enerji'ye bağlı Polyak Madencilik’te sendikal faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle Kod 46 ile işten atılan Bağımsız Maden-İş üyesi Erdoğan Çapaklı, “Sonuna kadar sendikamın arkasındayım ve işe iade oluncaya kadar da direneceğim” dedi.

Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadığı ve kâr hırsı nedeniyle en çok iş kazası, iş cinayeti ve katliamın yaşandığı iş kolu olan madencilikte, işçiler hakları için örgütlendiklerinde tehdit, mobbing ve işten çıkarmalarla engelleniyorlar. Özyeğin Holding/Fiba Enerji'ye bağlı Polyak Madencilik’te çalışan Bağımsız Maden-İş üyesi Erdoğan Çapaklı sendikal faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle hukuksuz bir biçimde Kod 46 ile işten atıldı. Sendika öncülüğünde 8 gündür sürdürdüğü direnişi Soma’dan İstanbul’a taşıyan Çapaklı, yaşadığı süreci ANF’ye anlattı.

‘BAĞIMSIZ MADEN-İŞ’E ÜYE OLMAMLA BİRLİKTE BASKI, MOBBİNG ARTTI’

Soma Kınık’ta bulunan Polyak Madencilik’te 4 yıldır çalışan Çapaklı, zaten var olan mobbing ve baskının dayatılan kötü çalışma koşullarına karşı 2020 yılında Bağımsız Maden-İş üyesi olmasıyla arttığına dikkat çekti. Daha önce Hak-İş’e bağlı Öz Maden-İş Sendikası’na üye olduklarını belirten Çapaklı, ancak sendikanın umursamaz ve işverenden yana tavırları nedeniyle oradan istifa edip Bağımsız Maden-İş Sendikası’na geçtiğini anlattı. Çapaklı, “Bağımsız Maden-İş Sendikası’nın gerçekten işçi sınıfının çıkarına ve bilincine uygun davrandığını pratikte gördük. Soma’da 2019 -2020 yıllarında katledilen madenci arkadaşlarımız ve tazminat haklarımız için sendikanın eylemlerine bizzat tanık olduk. Yaptıkları yürüyüşlere katıldık ve sınıf bilincinin açılması açısından tam istediğimiz tarzda bir sendika olduğunu, işçilere güven verdiğini gördük ve orada örgütlendik” dedi.

‘ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARILDIK’

İşletmede Bağımsız Maden-İş Sendikası’na üyeliklerin çoğalmasının hem işvereni hem de sarı sendikayı rahatsız ettiğini belirten Çapaklı, birlikte sendikal faaliyet yürüttükleri öncü işçilerden Mehmet Özdemir ile mobbing, tehdit ve baskılara maruz kaldıklarını anlattı. Pandemi dönemine denk gelen bu süreçte önce disiplin cezalarıyla, sonra da yasak olmasına rağmen ücretsiz izne çıkarılmalarla sindirilmeye çalışıldıklarını dile getiren Çapaklı, yaşananları şöyle anlattı: “Pandemi döneminde hiçbir sebep sunmadan bizleri disiplin kurullarına sevk edip ücretsiz izne çıkardılar. Bu şekilde çoğu sendikamızın üyesi olan toplam 700 işçiyi ücretsiz izne gönderdiler. O dönem aralıklarla yaklaşık 140 gün ücretsiz izinde kaldım. Bizi açlıkla sınamaya çalıştılar ama başaramadılar. Bu ayrımcılığı CİMER ve Çalışma Bakanlığı’na bildirdik ancak işçilerin değil, yine şirketin menfaatleri doğrultusunda hareket ettiler. Daha sonra vardiyalarımızı değiştirdiler. Tam 8 defa görevi değiştirdiler. Onu da başaramadılar, yılmadık.”

‘SOSYAL YARDIMLARIMIZI ALMAMIZ ENGELLENDİ’

Bu süre zarfında verilen hukuksuz disiplin cezalarına karşı suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Çapaklı, Mehmet Özdemir’in davayı kazandığını, kendisininkinin ise henüz sonuçlanmadığını dile getirdi. Ancak baskının devam ettiğini belirten Çapaklı, sarı sendikanın yaptığı toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda alınan yakacak kömür ve performans primleri yardımlarının kendilerinden hukuksuz bir şekilde kesildiğini aktardı. Bu konuda da çok sayıda dava açtıklarına ancak arabuluculuk dayatmasıyla işçilerin sarı sendika ve şirketin muhasebe bölümü tarafından tehdit edildiğine dikkat çeken Çapaklı, “İşçiler davalarını çekip Bağımsız Maden-İş Sendikası’ndan istifa etmeleri için sürekli tehdit edildi. Sendikadan istifa edenlere 3000 TL ödül verilirken, biz davamızı geri çekmediğimiz için bu haklarımız verilmedi. Bu konudaki mahkememiz hâlâ devam ediyor” dedi.

‘UZLAŞMA SAĞLANMASINA RAĞMEN SÜRGÜN EDİLDİK’

Baskıların karşısında gösterdikleri dik duruşun işçileri etkilediğini ve sendikaların örgütlenmesinin bu süre içerisinde çoğaldığını ve üye sayısının 500’e ulaştığını anlatan Çapaklı, ancak bunun paralelinde sendikal baskıların da arttığına işaret etti. Bu süreçte sarı sendika Öz Maden-İş de dağılma sürecine girdiğini belirten Çapaklı, şöyle konuştu: “İşverenin de bunu engellemek için beni ve Mehmet Özdemir’i işten atmakla tehdit etti. Şirketin Genel Müdürü Serkan Bahçekapılı sürekli tertip alanlarına çıkıp işçilere sendikamıza ağızda alınmayacak hareketler ediyordu. Bizde anayasaya göre suç işlediğini hatırlatarak kendisini uyardık. Bizi tekrar işten atmakla tehdit ettiler. Sendikamız araya girdi ve uzlaşmaya varılmasına rağmen beni ve işçi arkadaşım Mehmet Özdemir’i sadece lağım bölgesi olduğu için fazla işçinin çalışmadığı ve kömür nakliyatı ile birlikte ağır malzemelerin taşındığı Desandre bölgesine gönderdiler. Gündüz vardiyasına sabitleyerek kimseyle muhatap olmayacak şekilde bizi yerleştirdiler.”

‘SAVUNMAMI DAHİ ALMADAN KOD 46 İLE İŞTEN ATTILAR’

Çapaklı, herkesten tecrit edilmiş bir biçimde arkadaşı Özdemir ile tutulduğu Desandre bölgesinde savunması dahi alınmadan 20 Kasım’da Kod 46 ile işten atıldığına dikkat çekti. Mehmet Özdemir’i, o bölgenin insanı olduğu için, halkın tepkisinden korkarak işten atmaya cesaret edemediklerini ifade eden Çapaklı, “Gurbetçi olduğum için en zayıf halka olduğumu düşünerek beni attılar. Savunmamı bile almadılar. Gündüz vardiyasına geldiğimde işe giriş kartım çalışmıyordu. Beni yarım saat orada beklettikten sonra şirketin İnsan Kaynakları müdürü ile avukatı geldi ve sözleşmemin Kod 46 ile feshedildiğini söylediler. Bu maddeye uyan herhangi bir fiil ve eylemde bulunmadığımı hatırlatmama rağmen beni özel güvenlikle dışarıya aldılar” dedi.

‘ŞİRKET ARAYA GİREN MUHTARLARI VE KÖYLÜLERİ DE MANİPÜLE ETTİ’

Şirketin içinde ve madenlerin girişinde, özel güvenlik dışında, emekli asker ve polislerden oluşan 20 kişilik bir grup tutulduğunu ve bunların maden girişinde işçilerin üzerini aradığını belirten Çapaklı, işten atıldıktan iki gün sonra sendikayla birlikte şirket yetkilileriyle görüşmeye gittiklerinde kendilerine eşlik eden bu silahlı özel grup tarafından tartaklanmaya çalışıldığını anlattı. Uzlaşmaya yanaşmayan şirketin, sendika olarak araya koydukları muhtarları bile manipüle ettiğini dile getiren Çapaklı, hatta köy halkını bile kendilerine karşı kışkırttıklarını söyledi.

Maden ocağı önünde başlattığı direnişi İstanbul’daki Fiba Holding önüne taşımaya hazırlanan Çapaklı, Bağımsız Maden-İş Sendikası’nı sarı sendika gibi yanına çekemeyeceğini bilen şirketin, sendikanın içeriye girmesini kesinlikle istemediğini söyledi. Seçtiği sendikada örgütlenmenin temel bir hak olduğunu ve bu hakkını hiç kimseye çiğnetmeyeceğini vurgulayan Çapaklı, “İşçi sınıfını bilinçli bir sınıf haline getirebilmek için sendikamın sonuna kadar arkasındayım ve işe iade edilene kadar da direneceğim. İşçilerin de Bağımsız Maden-İş Sendikası’nın ne kadar değerli olduğunu artık anlayıp, burada örgütlenmesi gerek” dedi.