Soysuzluğun resmi-MAKALE

Gerek Murat Alp ve gerekse bu nefret suçuna iştirak etmiş kişiler iyi araştırılırsa, bunların AKP gençlik kollarına, oradan Osmanlı Ocaklarına ve en nihayetinde SADAT’ın iç savaş ve özel Harp eğitiminden geçmiş kişilikler olduğu görülecektir.

13.09.2017 tarihinde HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun ananın cenazesine Ankara’da vahşice bir saldırı düzenledi. Çok geçmedi ki, saldırıya Kürdistan ve Türkiye’den çığ gibi tepkiler yükseldi. Hiç de alışık olmadığımız bir biçimde hükümet kanadının tüm kesimlerinden kınamalar ve ardından soruşturma başlatıldığı duyuruldu.  Böyle olunca acaba, bu saldırı spontane mi gelişti diye düşünüldü. Çünkü bu tür saldırıların hükümetin izni olmadan gelişmesi mümkün değildir. Türkiye tarihi özelde de AKP’nin 15 yıllık iktidar icraatlarına bakıldığında böylesi saldırılar sıkça görülecektir. Zaten çok geçmedi ki, işin aslı ve astarı ortaya çıkmış oldu.

O gece bizzat saldırıyı düzenleyenlerin içinde yer alan, büyük bir ihtimalle de saldırıyı organize eden birinci kişilerden biri olan Murat Alp’in hem de karakolda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile fotoğrafları çıktı. Tam bir suçüstü hali. Tabi Süleyman Soylu, olay olduğundan mahalle eşrafı karakola gelmişte, hadi bir fotoğraf çekelim gibisinden açıklamalarla kendisini batırdıkça, bu fotoğraf ne diye soran herkese tehdit ve hakaretler savurarak suçunu gizlemeye çalıştı. Ama nafile.

GİZLENECEK NE KALDI!

Kültür Bakanı Numan Kurtulmuş, “son derece planlı, tesadüfi olmuş bir şey değil” diyerek bu insanlık suçunun AKP ile ilgisi olmadığı algısını yaratmak istediyse de mızrak çuvala hakikaten de sığmadı. Hatun ananın ahı tutmuş olmalı ki, bu yalanları üç gün içinde ortaya çıkardı. Öyle ki, Murat Alp’in Süleyman Soylu’dan sonra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve hemen sonrasından AKP’nin sendika örgütlemesinden sorumlu olan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve nihayetinde Bilal Erdoğan’a kadar herkesle fotoğrafları peş peşe ortaya çıktı. Bu fotoğraflar dün ANF’de yayınlandı. https://anfturkce.net/guncel/cenaze-saldirganinin-erdogan-ve-sarieroglu-yla-fotografi-cikti-96230

Gerek Murat Alp ve gerekse bu nefret suçuna iştirak etmiş kişiler iyi araştırılırsa, bunların AKP gençlik kollarına, oradan Osmanlı Ocaklarına ve en nihayetinde SADAT’ın iç savaş ve özel Harp eğitiminden geçmiş kişilikler olduğu görülecektir.  Bu arada saldırının yapıldığı Ankara Gölbaşı’nın özel bir yer olduğunu da belirtmek gerekiyor. Özel Savaş ve Özel Harp eğitim merkezlerinin olduğu bir ilçe aynı zamanda...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun soysuz bir icraatıyla daha karşılaştık. Tıpkı Hakkari’de SİHA’lar vurulan sivilleri katletmeyi gizlemesi gibi. Ha şu denile bilir; Soylu, hükümetten habersiz mi bunu yaptı? Elbette hayır. Bu hükümet ve etrafındaki kurmayları tamamen özel savaş ekibinden oluşuyor. Her birinin tam bir algı operasyonu uzmanı olduğunu belirtmek gerekiyor.

Kimi zaman ağlayarak, kimi zaman ayetlerle, kimi zaman en masumane insanı duygu ve dayanışmaları kullanarak, en çok da milliyetçiliği elinde kamçı yaparak Türkiye’deki halklara, onların önderlerine, siyasal temsilcilerine nasıl zalimane bir biçimde çocuk ve gençlerin eliyle öldüresiye vurduklarını unutmuyoruz, unutamıyoruz. Sevgili Rakel Dink, Hrant Dink’in cenazesinde, “bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadıkça…” diye başlamıştı sözlerine. Bugün Hrant Dink’u vuranlar ortaya çıkarılsa da, ancak arkasındaki karanlık hiçbir zaman aydınlanmadı.

Evet, o gün Hatun ananın cenazesine yapılanlar AKP’nin Kürtlere, Ermeniler, Alevilere, Kadınlara dönük politikasının bir sonucu olarak gelişmiş ve geliştirilmişti. AKP hükümeti uzun bir süreden bu yana iç savaş hazırlığı yaparak ‘serseri, kendini bilmez” diye tanımladığı esasta bir özel savaş çalışanı olan bu kişiler eliyle topluma saldırı düzenlemekte, korku yaymaktadır. Bu nedenle AKP diktatörlüğü eliyle yaratılan korkuya yenilmemek için, mutlaka ama mutlaka demokrasi ve özgürlükten yana olan herkes birlik olmalıdır. Başka türlü de AKP’nin yarattığı DAİŞvari karanlığı aydınlığa taşıyamayız.

Hatun ananın cenazesine yapılan saldırı da bizzat hükümetin bilgisi dahilinde geliştiği şimdi dahi iyi anlaşılmaktadır. Ama bugün tüm toplum tarafından lanetlenince, AKP hızla bu saldırıyı biz yapmadık türünden kınama ve soruşturmalarla suçunu gizlemeye çalışıyor. Çünkü böylesine vahşeti mazur göstermeye kimsenin gücü yetmezdi. Bütün dinler ölüye saygıyı emretmişti. Hatun ana şahsında ölüye yapılan bu soysuzluğu, ölümün faziletiyle aydınlığa taşınmıştır.

Ne soylu ve ne de AKP hükümeti Hatun anaya yapılan bu saldırı da kendisini gizleyemedi.  Murat Alp’in Süleyman soylu ile karakolda çekilmiş fotoğrafının haber sitelerine düşmesi Hatun ana şahsında ağlatılan Kürt, Türk, Ermeni, Süryani, Laz, Alevi, Êzidî anaların alınan ahından başka da bir şey değildi. O fotoğraflar AKP derin gerçeğini her yönüyle ortaya çıkardı. Çünkü Soylu’nun Murat Alp ile çekilen fotoğrafı tam bir suçüstü haliydi.  Belli ki, o gün yapılan saldırı da, Murat Alp gözaltına alınmıştı ve Süleyman Soylu karakola gelerek bunları gözaltından çıkarmakla kalmadı, hem nutuk ve hem de fotoğraf çekerek bu yapılanları kendi meşrebince onure etti. Fakat yapılan iş ortaya çıkınca bunun arkasında durma yerine çark ederek, “S…….z” kişiliğini de ortaya koydu. Dolayısıyla bu tür kişiliklerden istifa beklemek yanlıştır. İstifa bir erdemdir.