Sur’dan yükselen ucubelere itiraz var

Sur’un tarihi dokusunu yok eden hükümet, “Toledo gibi yapacağız” dedikleri evlerin yerine betondan yapılar yapıyor.

Dünyanın en uzun sokağa çıkma yasağının uygulandığı Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde 2 Aralık 2015 tarihinden bu yana girilemeyen ve yerinde yeller esen 6 mahallede ucube denilebilecek nitelikte yapılar inşa edilmeye başlandı. Az hasarlı ve hasarsız binaların dahi dümdüz edildiği ilçede avlulu, 2 katlı tarihi taş evler ile dini mabet ve tarihi eserler de talandan nasibini aldı. Hükümetin yıkılan yapıların yerine 4 Ocak’ta yapmaya başladığı evler ilçenin tarihi dokusuna aykırılık teşkil ediyor. 7 bin yıllık ilçenin ruhuna aykırı olan bu yapılara halkın yanı sıra uzmanlar da karşı çıkıyor.

MAKYAJLAMA YAPILIYOR

Sur’daki betonarme inşaatlara dönük kaygılarını dile getiren Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, bu yapıların Sur mimarisiyle uzaktan yakından alakası olmadığının altını çizdi. Sur’da şu an inşa edilmek istenen yapıların betonarme olduğunu aktaran Aydın, “Betonlar üzerine iki santimlik bazalt kaplama taşlarıyla kaplayıp makyajlayıp ‘Diyarbakır evi yaptık’ diye halka kamuoyuna paylaşılıyorlar. Diyarbakır Valiliği’ne bu işin birinci dereceden muhatabı olarak Sur’da inceleme yapmak istedik. Ancak henüz bir yanıt alamadık. Çok acıdır ki kentimizin bir mahallesine girmek için bir meslek örgütü olarak valilikten izin almamız bu işin acı boyutudur” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET KOLAYINA KAÇIYOR’

Sur’daki projenin hazırlık aşamasında şuan çıkan sonucu öngördüklerini belirten Aydın, “Diyarbakır mimarisine ve binlerce yıllık kentin tarihi dokusuna özgü yapıların yapılmayacağını biliyorduk. Çünkü çok güç bir iş. Neredeyse Sur’un yarısı yıkıldı ve buna dönük yeni inşalar yapılıyor. Oradaki maneviyatı başta yakalamak mümkün değildir. Yapısal ve teknik boyutta aynısını yapmak çok güçtür. Devlet de kolayına kaçarak, bazalt taş kaplama ile makyajla Diyarbakır Evi taklidini yaparak kamuoyuna sunuyor” vurgusu yaptı.

‘MUHATAP YEREL DİNAMİKLER OLMALI’

Sur’un yeniden yapılanmasında birinci muhatabının kendileri olduğunu dile getiren Aydın, “Mimari dokudan bahsediyoruz. Bunun için Mimarlar Odası olarak en başından bugüne kadar müdahil edilmemiz gerekiyordu. Ancak görülen o ki projeler Ankara merkezinden yönetiliyor ve hazırlanıyor, burada uygulanmaya çalışılıyor. Yapım ve inşaat aşamasında daima katılımcılığı esas alıyorsak eğer kolektif bir inşadan bahsediyorsak kenttin tüm meslek örgütlerini ve yerel dinamiklerini bu sürece dahil etmeleri gerekiyordu. Ancak şu ana kadar pek mümkün görülmüyor. Bildiklerini okuyorlar, hazırladıklarını uygulamaya çalışıyorlar” dedi.

Sur’da inşa edilen yeni yapılan detaylı incelenmesi gerektiğini dile getiren Aydın, “Eski sur vlerinin ve doku mimarisinin şu anki taklitle yapılan Sur yapısı arasındaki farkı ile ilgili detaylı incelemek için rapor hazırlıyoruz. Bu raporu tamamladıktan sonra gerekli girişimlerde bulunacağız” diye ekledi.