Son Dakika: Stêrtk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

Suriye müzakerelerinde bir tur daha

Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı İlham Ehmed'in Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi için kaleme aldığı makale...

Her zamanki gibi yine Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde Suriye muhaliflerinden oluşan bir toplantı başlıyor. Bu Cenevre için bir hazırlık toplantısı. Ancak şimdiye kadar toplantıya davet edilenlerin elinde herhangi bir şey yok. Toplantıyı organize eden taraflar, sözde muhalif olanlar arasında bir uzlaşmayı amaçlıyorlar. Muhalifler arasında birlik oluşturmayı amaçlıyorlar. Daha toplantı başlamadan istifalar başladı. Bu da doğal bir durum. Çünkü davet edilenler, uzlaşmamaları için davet edildiler. Yine çözüm olmasınlar diye. Onların çözüm getirmeyeceğini herkes biliyor. Ancak ısrarla onlar hep önde hareket ediyorlar. Suudi Arabistan burada rol almak istiyor. Ancak Riyad-1’de, Türkiye’nin baskılarından kaynaklı, PYD davetiyesini geri çektiler. Bu sefer ne olacak? Bu sefer Türkiye’nin baskıları altında kalacak mı? Yoksa çözüm için cesaretli adımlar mı atacak?

Eğer sürekli müzakereler böyle yürütülürse, biz artık diyeceğiz müzakereler Suriye topraklarında sürdürülmezse bir soruca gitmez. Doğru yol almaz.

Cenevre ve Soçi gündemdedir. Cenevre toplantısı Riyad’da çıkan tartışmaların sonucunda yapılacak. Soçi ise DAİŞ’in Suriye rejimi açısından sonlanışın ilanı amacıyla Rusya’da yapılacak. Türkiye hem Soçi’de hem Cenevre’de hem de Riyad’da etkili olmak istiyor. İran ise inisiyatifi elinde tutmak istiyor. Ancak eskisi gibi kendini dayatamıyor. Suudi Arabistan artık bu rolü Türkiye’nin elinden almak istiyor. Onun için toplantıya evsahipliği yapıyor. Böylesi toplantılarda Suriye etkili ve karar sahibi değildir. Her şeyi perde arkasında hazırlamak istiyorlar. Suriye’den böylesi kararların altına imza atmasını istemeleri sonuçsuz bırakır.

Her ne kadar Soçi DAİŞ’in sonunu ilan etmek istiyorsa da, gerçeğinde DAİŞ gücünü korumayı sürdürüyor. Tehlike daha büyük. İsmi DAİŞ olmayabilir, ancak o yine bir terördür. İşgal mantığı ile hareket ediyor. Tasfiye mantığı ile başlatılan, milliyetçilik amacıyla başlatılan savaş, toplumun soykırımı anlamına geliyor. Onun için diyoruz ki DAİŞ gitmiş olabilir ancak zihniyeti hala Suriye’de egemendir. Yine diğer gruplar savaşı körükleyip derinleştiriyorlar. İstikrarsızlık yaratarak DAİŞ’in rolünü oynuyorlar.

Onun için bölgedeki istikrarın korunması çok önemli. Köy, ilçe ve kentlerin yeniden yaratılması, halkların temel yaşam ihtiyaçlarının temin edilmesi ve bunun planlı bir şekilde yapılması önemli ve anlamlıdır. Suriye’deki demokratik gelişme ve değişmeler, istikrarın korunması güvenliği ve güçlendirilmesi, yerel yönetimler ile hükümetin desteklenmesi ile mümkündür.

Her gün görüntülerde izliyoruz. Susuzluk, açlık, çadırlarda yaşayan çocukların okumaması. 5 yıldır çocukların okul yüzünü görmediklerini söylüyorlar. Tekrar okullarına dönüp okumak istiyorlar. Yine halkların umutlarını korumak için bu bölgelerin güçlü bir şekilde savunulması gerekir. Okula verilen desteğin artırılması gerekir. Bu sorunların çözümü tüm sorunların çözümünden ve toplantılardan daha anlamlıdır. Yedi yıldır toplantılar yapılıyor. Ancak daha birbirinden bir şey anlamamışlar. Onun için Suriye topraklarında yapılacak toplantı ve müzakereler daha önemlidir. Suriye’de yapılacak toplantı hem bir ciddiyet de kazanır hem müzakereler sonuç alıcı olur. Zaman zaman çözüm umutları doğuyor. Umut, karanlık bir ortamdaki bir kıvılcım gibi ortaya çıkıyor. Ancak yine hızlı bir şekilde yok oluyor. Çünkü daha zarflar hazırlanmamış. Bu da Suriye halkına birçok şeyi kaybettiriyor. Umut, inanç, sevgi, birliği zayıflatıyor. Toplumun ahlakı değiştiriliyor. Bu durumu aşmak ancak gerçek bir devrim, dürüst bir lider, doğru bir strateji ile mümkündür. Onun için Suriye’de bulunan siyasi boşluk, siyasi kaos ve toplumun durumu, sadece örgütlenme ile çözüm bulabilir. Acaba Suriye halkının bu gücü var mı? Toplumun sürekli var olan özgürlük arzusu gerçekleşecektir.