Tarsus'taki açlık grevi eylemi genişliyor

Tarsus Cezaevi'nde, 13 kadın tutuklunun başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi 30'uncu gününde. 16 kadın tutuklunun daha girdiği açlık grevi eylemcilerinin sayısı 29 oldu. Kadınlar, talepleri kabul edilinceye kadar grevlerini sürdürmekte kararlı.

Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki işkence ve kötü muameleye karşı 15 Ağustos'ta açlık grevine başlayan kadın tutuklular, 30 gündür açlık grevinde. Cezaevi koşullarının düzeltilmesi ve yasal haklarının verilmesi talebiyle süresiz dönüşümsüz açlık grevine eylemi başlatan kadınların direnişleri devam ederken, ciddi sağlık sorunları da başlamış durumda.

Cezaevinde tutuklular ile görüşen Mersin İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi avukatlar, açlık grevindeki tutuklularda baş dönmesi, kilo kaybı ve göz kararması gibi sağlık sorunlarının başladığını aktardı. Avukatlar tutukluların, taleplerinin ise, "İmralı ve genel cezaevleri koşullarının düzeltilmesi, tutukluların cezaevi yönetimi ile doğrudan irtibata geçmesi için kendi aralarında belirledikleri temsilciliğin tanınması, cezaevine giren tutuklulara çıplak arama uygulamasının kaldırılması, tutukluların iç görüş, iç posta ve sosyal etkinliklerinin çoğaltılması, kapalı görüşlerine gelen aile yakınlarının T.C numarası ile belirtilen kod numarası uygulamasının son bulması" olduğunu söyledi.

Avukatlar, tutukluların talepleri yerine getirilene kadar eylemlerine devam edeceklerini ve kamuoyunun da duyarlı olmasını istediklerini belirtti.

'TALEPLER KABUL EDİLMELİ'

Cezaevinde tutuklu kadınlarla görüşen Adana Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Avukat Tugay Bek ise, Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi İdaresi'nin 12 Eylül askeri darbe ürünü olan "karıştır-barıştır" uygulamasını devreye koymasının ardından tutukluların tepkileri nedeniyle bu uygulamadan vazgeçildiğini dile getirdi. 15 Ağustos'ta 13 kadın tutuklunun süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemini başlattığını ve şu anda 31 kadının açlık grevi eyleminde olduğunu aktaran Bek, idarenin ise talepleri kendi gündemine almadığını dile getirdi. Bek, "Mahkumların talepleri yasal mevzuata ve hukuk çerçevesinde karşılanabilir nitelikteki taleplerdir. Yaşam hakkı, her türlü kutsallığın üzerinde kabul edilmesi gerekir. Bu açlık grevi neticesinde ölümler ve kalıcı hasarlar ortaya çıkma ihtimali de düşünüldüğünde Cezaevi İdaresi'nin ve Adalet Bakanlığı'nın bir an önce mahkumların sorun ve taleplerinin ne olduğunu birinci elde dinleyip, kabul edilebilir talepleri kabul ederek açlık grevi sonlandırılmalıdır" diye konuştu.

'SİSTEMATİK HAK İHLALLERİ'

Açlık grevi sürecinin kaygı verici aşamada devam ettiğini ve Adalet Bakanlığı'nın buna sessiz kalmaması gerektiğini ifade eden Bek, kamuoyunun açlık grevi eylemine duyarlı olması gerektiğinin altını çizdi. Cezaevinde sistematik ve gittikçe artan hak ihlallerinin olduğunu dile getiren Bek, cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasının ve darbın sürdüğünü söyledi. Açlık grevindeki tutukluların da darp edildiği bilgisini paylaşan Bek, "Açlık grevinde olan kadın mahkumlar sıvı beslenmek için cezaevi idaresinde yoğurt talep etmişler. Cezaevi İdaresi ısrarla cezaevi kantininde 'yoğurt kalmadığı'nı ileri sürerek, mahkumlara yoğurt vermemiş. Açlık grevinde olan mahkumların kalıcı bir rahatsızlık yaşanmasının önüne geçme adına Cezaevi İdaresinin gerekli sıvı beslenme şartlarını oluşturması gerekiyor. Yoğurt da bunlardan biridir. Burada bir kasıt olduğu düşüncesindeyiz. Açlık grevine girmeyen tutuklu ve hükümlülere yoğurt var; ama açlık grevinde olan mahkumlara yoğurt yok" dedi.

'GENÇAY'IN TAHLİYESİ ENGELLENİYOR'

Bek, cezaevinde bulunan feminist yazar ve Wernicke Korsakoff hastası Aslıhan Gençay ile Eylem Selin Gök'ün vejetaryen olduklarını ve bu nedenle kahvaltılıklarla beslendiklerine dikkat çekerek, Adalet Bakanlığı'nın tutukluların yaşayabilmesi için vejetaryen menüsünü de koyması gerektiğini söyledi.  Gençay'ın Tarsus Devlet Hastanesi'nde "cezaevinde kalamaz" raporu verilip, Mersin Üniversitesi'ne sevk edildiğini hatırlatan Bek, Gençay'ın hastaneye sevk işlemlerinin ise idare tarafından engellendiğini dile getirdi. Gençay, "Bir şekilde hastaneye sevki engelleniyor. Rapor almasının önüne geçilmiş oluyor. Bu raporun bir an önce aldırılması halinde Gençay'ın bir dizi sağlık sorunları sebebiyle infazının ertelenip salıverileceği kanaatindeyiz. Cezaevi İdares, Gençay'ın hastaneye sevkini engelleyip, tahliyesini engelliyor" diye konuştu.