'Tecridin sona ermesi için güçlü bir mücadele yürütmeliyiz'

İmralı'daki tecride tepki gösteren DTK Divan Üyesi Adnan Akgül, Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi için hem içeride hem dışarıda ortak ve güçlü bir mücadele yürütmeleri gerektiğini söyledi.

Demokratik Toplum Kongresi Divan Üyesi Adnan Akgül, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride tepki gösterdi. Tecridin uygulanması ile tüm hukuk kurallarının ayaklar altına alındığını ifade eden Akgül, 21 yıldır Öcalan'a karşı ağır bir tecridin devam ettiğini belirterek, "Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komplonun 21. yılına giriyoruz. Bu komplo ile Kürt halkını esir alıp, mücadelelerini tasfiye etmek istediler. Komplo ile Ortadoğu'yu da yeniden dizayn etmek istediler" diye konuştu.

Açlık grevi ve ölüm orucu direnişçileri ile DTK Eşbaşkanı Leyla Güven sayesinde tecridin kısmen kırıldığını hatırlatan Akgül, Kürt halkının direnişi sonucu devletin geri adım atmak zorunda kaldığını vurguladı. İktidarın Türkiye'nin gündemini değiştirmek istediği zaman tecridi derinleştirdiğini kaydeden Akgül, "Faşist AKP-MHP ittifakı varlığını sürdürmek için tecridi derinleştirerek savaşı büyütüyor.

Bu faşist ittifak Türkiye ve Kürdistan halkına savaşı dayatıyor. Ellerinde sadece savaş ve Kürt inkarı var. Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit topluma uygulanıyor. Bu yüzden ekonomik ve siyasi kriz gün geçtikçe büyüyor. Huzur ve barışın sağlanması için Öcalan'a yönelik tecridin biran önce kaldırılması lazım. Halk ve siyasetçilerin direnişi sonucu devlet zaman zaman geri adım atıyor ve görüşmelere izin veriyor. Fakat bu tecridin sona erdiği anlamına gelmez" dedi.

DİSİPLİN CEZASI SİYASİ BİR TUTUMDUR

Öcalan'ın özgürleşmesi için mücadelenin aralıksız devam etmesi gerektiğine dikkat çeken Akgül, devamla şunları belirtti: "Artık Kürdistan halkı ve Kürt siyasetçileri Sayın Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılmasından ziyade özgürlüğünü hedeflemeliler. Sayın Öcalan özgür olmadığı sürece toplum özgürleşmez. Toplum özgürleşmeden de Ortadoğu'da savaş sona ermez. Sayın Öcalan felsefesi ve fikirleri ile Kürdistan ve Ortadoğu halkı üzerinde büyük bir etki yarattı. Avukatlar görüşmeye gittiğinde toplumda büyük bir heyecan oluyor ve kamuoyu İmralı'dan gelecek bilgileri bekliyor. Sayın Öcalan 21 yıldır barış projeleri öneriyor ve barış dili ile konuşuyor. Bu yüzden bizim de Sayın Öcalan'ın özgürlüğü için mücadele etmemiz gerekiyor."

Öcalan'a verilen disiplin cezasına ilişkin de konuşan Akgül, "2011 yılından bu yana koster bozuk, hava durumu kötü gibi gerekçelerle görüşmeler engelleniyor. Bu gerekçelerle birlikte disiplin cezaları da arttı. Disiplin cezası zindan içinde zindanı yaşatmak anlamına geliyor. Disiplin cezaları aile ve avukat görüşmelerinin önünü almak istiyorlar. Disiplin cezası siyasi bir tutumdur ve hiç bir şekilde kabul edilemez" dedi.

Öcalan'ı barışı sağlayacak güce sahip olduğunu ve devletin de bunu çok iyi bildiğini söyleyen Akgül konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Tecridin temel nedeni Kürt sorunudur. Kürt sorunu Ortadoğu'da çözümün anahtarıdır. Bu anahtar da Sayın Öcalan'dır. Sayın Öcalan son görüşmelerde önemli konulara dikkat çekti. Fakat devlet ve hükümet Öcalan'ın tüm çabalarına rağmen sorunu çözmek istemiyor. Tarihten bu yana savaş politikaları ile hiç bir sonuç elde edilmedi. Türkiye'de ekonomik krizin nedeni savaş politikalarıdır. Krizin sona ermesi ve ülkenin huzura kavuşması için Sayın Öcalan'ın özgürleşmesi gerek."