Temelli: 31 Mart'ta faşizmi süpüreceğiz!

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, AKP'nin soykırımcı ve şiddet politikalarını artırdığına dikkat çekerek, "31 Mart’ta faşizmin çöplüğüne bunları süpürdüğümüzde arkadaşlarımız özgür kalacak" mesajını verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi. 

'ANTEP, IŞİD'İN YOL GEÇEN HANI OLDU'

Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

"Antep İl Örgütümüz aramızda. Antep önemli bir şehir. Özellikle IŞİD saldırıları boyunca en fazla mağdur edilmiş kentlerimizin başında gelir. Çok ciddi mağduriyetler yaşadı ve 2016 yılında Antep’te büyük bir katliam yaşadık. Katliamın gerçek suçluları hala yargı önüne çıkarılamadı, mağdurları bugün burada aramızda. Biz, diğer katliamlarda olduğu gibi Antep Katliamı’nda da yaşananların hesabını soracağız. 

Antep deyim yerindeyse iktidar döneminde IŞİD’in yol geçen hanı oldu. Bütün IŞİD çeteleri Antep üzerinden bu ülkeye girip çıktı. Bu ittifak, bu kirli çete ittifakını hep birlikte yaşadık. Bu ittifakın devamı niteliğinde olan senaryoları da hala yaşamaya devam ediyoruz.

ROBOSKİ KATLİAMI

Geçen hafta Roboskî’ye, Şırnak ve Batman’a bir ziyarette bulunduk. Katliamın üzerinden tam 7 yıl geçmiş. Katliam sözcüğünü, Roboskî sözcüğünü Meclis’te kullanmanız yasak, ama katliam orada, 7 yıldır bütün canlılığı ile duruyor. Her sabah o evlatlarımızla uyanıyoruz, 7 yıl boyunca her akşam onları toprağa veriyoruz. O 34 evladımız adalet bekliyor, Roboskî halkı adalet bekliyor. Biz, Roboskî halkının adalet arayışında onlarla yan yana olmaya devam edeceğiz. Batman’a uğradık, daha önceki gezilerimizde biz gitmeden gözaltı yapıyorlardı, şimdi benden sonra gözaltı yaptılar. AKP’nin böyle bir seçim çalışması var. 

SOYKIRIMCI SALDIRILAR

Ortada bir suç, fezleke yok, sadece insanların özgür iradeleriyle siyaset yapmalarını engelleyen bir iktidar var. Aynı şey Batman’da da karşımıza çıktı. Batman Belediyesi kayyum iradesi ile yönetiliyor. Atanmış, Batman’a verdiği hiçbir şey yok, Batman’dan götürdüğü çok şey var. HDP Batman’da yüzde 70 oy alıyor. Yüzde 70 oy almış partiye yönelik bu saldırı Batman’da da, diğer Kürt illerinde de olduğu gibi sürüyor. Aynı saldırıdan en fazla etkilenen kentlerimizden biri de Şırnak. Şırnak’ta da yine Cizre, Silopi’de acılar aynı canlılığı ile duruyor. 

Suriye’de yıkılan binaları gördüğümüzde bizler siyasetçiler olarak 'acaba bunun bedelini nasıl ödeyeceğiz' diye düşünmek durumunda kalıyoruz. Tabii bunlar prompter cümleleri. Sen Gagavuzya’ya gidiyorsun, orada aklına kültürel ırkçılık geliyor. Dörtlü zirveye oturuyorsun, aklına yıkımlar geliyor. Bir de gel Şırnak’a bak. Şırnak’ı nasıl yıktığına gel bak, oradaki insanları nasıl yerinden, yurdundan ettiğine bak. 

4 KASIM DARBESİ

4 Kasım’da hayata geçirilmiş olan darbe, demokratik siyasete yönelik bir darbedir. Arkadaşlarımız, eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımız bugün cezaevindeyse, o darbe mekaniğinin demokratik siyasete saldırısı sonucu cezaevindedirler. 

Biz bu direnişimizi dün olduğu gibi bugün de, yarın da sürdüreceğiz. Bu kararlılığı bütün arkadaşlarımız nerede olursa olsun göstermeye devam ediyorlar. Demirtaş da, Yüksekdağ da, Baluken de aynı kararlılıkta. Faşizme karşı direnmeye devam ediyorlar. Direne direne kazanacağız, mutlaka kazanacağız.

Demokratik siyasetin öncüsü olan HDP’yi susturmak, bu iktidarın yoluna devam edebilmesi için yegane seçenektir. O yüzden sabah akşam HDP ile uğraşıyorlar. Sürekli HDP’yi düşmanlaştırıyor, Kürtlere yönelik kıyıma devam ediyorlar. 

'İTİRAZ EDEN HERKES HEDEF OLUYOR'

Bakın, geçen hafta Meclis’te Sayın Cihangir İslam bir konuşma yaptı. Konuşma yapar yapmaz saldırı başladı. Maruz kaldığımız sürecin bir başka yansımasını izledik. Ne zaman ki muhalefet edersiniz, ne zaman ki sesinizi çıkarırsınız Meclis fezleke bürosuna dönüşmüş olan savcılık hemen bir fezleke hazırlar. YÖK 12 Eylül’ün bilime karşı disiplin yönetmeliğidir.

'BİLİMSEL DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜLLERİ YOK'

Bugün 6 Kasım. 6 Kasım aynı şiddetin bir başka açıklaması. Nasıl ki 4 Kasım demokratik siyasete yönelik şiddetin simgesi olmuşsa, 6 Kasım da bilime, toplumun bilim ihtiyacına karşı bir şiddetin simgesidir. 

16 yıldır iktidardasınız, iktidara gelmeden önce vadettiğiniz en önemli şeylerden biri YÖK’ü kaldırmaktı. YÖK’ü 12 Eylül rejiminin bile hayal edemeyeceği bir yapıya dönüştürdünüz. 

Ramazan Taşaltın. Kim Ramazan? Harran Üniversitesi Rektörü. Üniversitedeki çölleşmeyi bize özetleyen bir zat-ı şahane. Ne demiş 'Cumhurbaşkanı’na itaat etmek farzı ayndır', bir rektör neden böyle bir laf eder? Nasıl rektör olduğunu biliyoruz, eğer bir liyakatle üniversite içerisinden seçilmemişse bu tür lafları eder. 

İhraç edilen tüm akademisyen arkadaşlarımla dayanışma içinde mücadelemizi sürdürüyoruz. Barış akademisyenleri aramızda, içlerinde arkadaşlarımız var. İhraç edilenler arasında 404 barış akademisyeni var ve kendileri şimdi yargılanıyorlar. Neden yargılanıyorlar? Barış istedikleri için. 

AKP'NİN ŞİDDET POLİTİKALARI

Şiddet bitmiyor. Şiddet çarkı devam ediyor. 4 Kasım Darbesi yaşamın her alanını kapsıyor. Bakın sağlıkla ilgili bir teklif var. Sağlıkta şiddetin sonlanmasına ilişkin teklif. Kanun teklifine baktığınızda sağlıkta siyasal şiddetin var edilmesinin yolu açılıyor. Şiddet o denli sıradanlaştırılmış, sıradan bir kötülüğe dönüştürülmüş ki, sağlıktaki şiddet yetersiz görülmüş, şimdi tüm hekimleri diş hekimlerini kapsayacak forma dönüştürülüyor. KHK ile ihraç edilmiş olan doktorlar SGK ile anlaşmalı kurumlarda çalışamaz diyor. Zihniyete bak!

Sağlık hakkı aslında AKP iktidara geldiği günden beri gasp ediliyor.

Hep şiddetten konuşuyoruz maalesef. Bir şiddet de kadınlara yönelik. Hiç hız kesmiyor. Her gün yeni yeni şiddet haberleri ile karşı karşıyayız. Sıla; sanatçı Sıla’ya uygulanan şiddet bir yanıyla görünmez kılınmaya çalışılan şiddetin açığa çıkmasına neden oldu. Güç ve konum sahibi kadınların da şiddet riski altında olduğunu bir kez daha gördük. Sevgili Sıla’ya geçmiş olsun diyoruz. Kadına yönelik şiddet bu iktidarın politikasıdır. 

4 Kasım, kadına yönelik şiddetin bir başka adıdır. Figen Yüksekdağ’ı, Leyla Güven’i içeride tutan işte bu zihniyettir. Ama onlar bu şiddetle, bu iktidarın şiddetiyle mücadele etmeye, içeride de olsa devam ediyorlar. Zulmün gözünün içine bakmaya devam ediyorlar. 

Arin Bebek’e şiddet devam ediyor. Ciddi anlamda astım hastalığı var ama şiddet devam ediyor. Batman’da Acar ailesine şiddet devam ediyor. Bir aileye baskın düzenliyorlar, aileden 6 kişi gözaltına alınıyor, yargılanıyorlar. 6 kişinin 6’sı da 12.5 yıl hapis cezası alıyor, dosya Yargıtay'da. 

Sîsê Bingöl 80 yaşını aştı. Yakınları gittiğinde onları tanıyamayacak kadar ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Ama hala salıverilmiş değil. Sadece Sîsê mi? Tam 1124 ağır hasta tutsak var. Acilen tahliye edilmeleri gerekiyor. Şenyaşar Ailesi'ne şiddet devam ediyor. Herkesin gözü önünde 3 arkadaşımız katledildi. Bir kişi gözaltına alınmadı ama Şenyaşar Ailesi'ne yönelik şiddet devam ediyor. Aile tehdit ediliyor. 

İşte bir şiddet manzarası da bu. Her yerde şiddet dalgası yayılıyor, şimdi ise Kobanî’de. Gittiler Kobanê’de destekledikleri IŞİD üzerinden yaptıkları top atışları ile 6 yaşındaki Sara Mistefa’yı katlettiler. 

'AKP İLE YÜRÜYECEK YOLUMUZ YOK'

Birisi de çıkmış diyor ki 'bunlar AKP ile yol yürüyecek.' Bizim AKP ile yürüyecek bir yolumuz yok. Bizim yolumuz barış ve demokrasi yoludur. Halkımızın yoludur. Geçmişten geleceğe tüm yoldaşlarımızın yoludur. Yitirdiklerimizin anıları ile bugünkü yoldaşlarımızla bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Bizim AKP ile yürüyecek zerre kadar bir yolumuz yok. 

'DÖŞEDİĞİNİZ PİSTİN ALTINDA İŞÇİLER YATIYOR!'

İktisadi şiddet de devam ediyor. Bunu da bildiğiniz gibi 3. Havaalanı açılışında bir kez daha yaşadık. Açılışta İGA Yönetim Kurulu Başkanı konuşma yapıyor. Bu küfürbaz çıkmış vizyon güzellemesi yapıyor. Ne vizyonu, orada yaşanan vizyon falan değil, 3. Havaalanı’nda sizin döşediğiniz pistin altında işçiler yatıyor. 

'EMEKÇİLER FAKİRLEŞİYOR, BÜTÇE CUMHURBAŞKANLIĞINA AKTARILIYOR'

Kamu emekçileri, enflasyondan dolayı ciddi bir fakirleşme yaşarken, onların yoksulluğunu telafi edecek önlem bütçede yok. Bütçede alınmış en ciddi önlem Cumhurbaşkanlığı Bütçesi’dir.

Bütçedeki bu hak gaspları sürerken belediyelere baktığınızda yerellerde de hak gasplarının hangi aşamaya geldiğini görüyorsunuz. Bunu en iyi Antepliler biliyor. Antep’te kayyum yok ama 10 kayyumluk bir yolsuzluklar var. Antep Belediyesi’nin IŞİD’le olan münasebetleri zaten çok iyi bilinen bir münasebet. 

Bir de kayyum belediyelerine bakın. Hatırlıyor musunuz, Van Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yolsuzlukları gündeme getirdiğimizde, Van Büyükşehir Belediyesi’nin kayyumu çıkıp cevap yetiştirmeye çalışmıştı. Şimdi ses kaydı çıktı. 150 bin liralık bir ses kaydı. Bir vatandaş arıyor ve bir işi var diyorlar ki 'Vanspor’a 150 bin lira bağış yapın.' 

YEREL SEÇİM

Bu seçim kampanyasına karşı 5 ay boyunca olduğumuz her yerde barış, demokrasi, özgürlük mücadelesini yükselterek başka bir yerel yönetim anlayışını öne çıkararak halkımızla birlikte biz de HDP’nin kampanyasını öne çıkaracağız. İnanıyoruz ki 31 Mart geldiğinde en güçlü cevabı bu halk bu mücadelesiyle verecek. Emekçiler verecek, kadınlar verecek, bu şiddete karşı 4 Kasım’ın hesabını, tecridin hesabını o gün sandıkta soracağız. 

Bu halk size en güçlü cevabı bizzat yerinden, Ağrı’dan, Hakkari’den Silopi, Cizre ve Amed’den verecek. 

5 ay boyunca 7/24 neredeysek mücadelemizi güçlendireceğiz, nerede olursa olsun çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 

31 Mart’ta faşizmin çöplüğüne bunları süpürdüğümüzde arkadaşlarımız özgür kalacak."