Temelli: İhbar eden tek kişi var; Erdoğan

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, AKP-MHP'nin seçim kampanyasını siyasi soykırım operasyonlarıyla başlattığını söyleyerek, "Bir tarafta şiddetin, kayyumcuların, zulmün kampanyası; diğer tarafta da diz çökmeyenlerin kampanyası" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Amed il örgütünde düzenlediği basın toplantısında siyasi soykırım operasyonlarını değerlendirdi.

Temelli, "Son günlerde devam eden operasyonlara gözaltı demek mümkün değil. Alışılagelmişin dışında bir operasyonla karşı karşıyayız. Tüm Türkiye kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz. Hukuktan yasadan yana hiçbir kırıntı kalmamıştır. En vahşi yöntemlerle arkadaşlarımız gözaltına alındılar. Bu gözaltı sahneleri iktidarın nasıl bir Türkiye hayali kurduğunu bize gösteriyor" dedi.

'ÇOCUKLARIN KAFASINA SİLAH DAYADILAR'

"Kapıyı çaldığınızda kapıyı açmaya hazır olan insanlar olmasına rağmen siz bütün kapıları kırarak gözaltına alıyorsunuz" diyen Temelli, şöyle devam etti:

"Kapıları kırın talimatı vermiştir, savcı. Bu nasıl savcıdır? Bununla da yetinmemiştir, çocuklara kadar herkese şiddet uygulanmış, çocukların kafasına silah dayanmıştır. Neyin şovunu yapıyorsunuz? Bu yaptıklarınızla hiç kimse yılmayacak. Kimse bu yaptıklarınızdan dolayı mücadelesinden, sözünden ve duruşundan vazgeçmeyecek. Siz bu yaptıklarınızla hem kendinizi rezil ediyorsunuz, hem de ülkeyi dünyanın gözü önünde kabul edilemeyecek bir yere sürüklüyorsunuz.

Darp var, işkence var, akla hayale sığmayacak uygulamalar var. Bunlardan birisi Derya Aslan’ın ters kelepçesi açılırken bıçakla yaralanmasıdır. Bu nasıl bir uygulamadır. Diğer taraftan Hazro Belediye Eş Başkanımız Güler Özsavcı Doğru’nun evine eşini gözaltına almak için giriliyor. Güler arkadaşımıza işkence yapılıyor, sırtına basıyorlar, üzerine çıkıyorlar, yaralıyorlar. Kadın arkadaşlarımızın gece giysilerini, pijamalarını çıkartıp giyinmelerine izin verilmiyor. Pijamalarıyla gözaltına alıyorlar. Bu nasıl bir yaklaşımdır. Kadına yönelik şiddet HDP’in kadın partisi olmasından kaynaklı. Kadın düşmanı, kadına yönelik şiddetle ayakta duran bir iktidar var, onun kolluk gücü de evlerimizin içinde şiddet uyguladı.

'ARKADAŞIMIZ GÖZALTINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİ'

Hilmi Aydoğdu arkadaşımız gözaltında kriz geçirdi. Kriz geçirmesine, bunu dile getirmesine rağmen hastaneye ulaşması engellendi, 1 buçuk saat emniyette alıkonuldu. Şu anda 48 saat müşahede altında kalacak. Buradaki ihmal düşmanca yaklaşımın sonucudur."

Gözaltına alınanların avukatlarının da gözaltına alındığını belirten Temelli, "Savcı hakkında, emniyet görevlileri hakkında soruşturma başlatılmalı" dedi.

'KAMPANYAYI ŞİDDET VE TEHDİTLE BAŞLATTILAR'

AKP-MHP'nin, yerel seçimlere giderken saldırı, şiddet, tehdit ile kampanyasını başlattığına vurgu yapan Temelli, şunları ifade etti:

"İki kampanyayı Türkiye izliyor. Bir tarafta şiddetin, kayyumcuların, zulmün kampanyası; diğer tarafta da diz çökmeyen, dile gelen halkın kampanyası. O dilde barış, demokrasi, özgürlük var. Biz bütün halklara, emekçilere, kadınlara çağrı yapıyoruz; gelin bu şiddeti, bu saldırıyı, bu demokrasiye kastetmiş aklı durduralım. Gelin, bu kampanyaya destek verin."

SORULARI YANITLADI

Temelli, "Gözaltına alınanlar arasında aday olacak olanlar var mıydı? Bir de cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamaları sizin seçim çalışmalarınızı nasıl etkileyecek" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Bizim kampanyamız zaten başladı. Bu arkadaşlarımızın tümü seçim çalışmaları yapan arkadaşlarımızdı, deneyimli arkadaşlarımızdı. Bu arkadaşlarımıza her zamanki uyduruk suçlamalar yöneltilmiştir. Esas mesele HDP’nin seçim çalışması yapmasını engellemektir. HDP’yi sandıkta yenemeyen bu zihniyet, saldırı yöntemlerini bir kez daha dozunu artırarak sahnelemektedir.

Bu arkadaşlarımız aday arkadaşlarımız değildir, henüz aday tespitimiz başlamadı."

"İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre gözaltına alınanlara ilişkin ihbarlar var. Nasıl değerlendirirsiniz" sorusu ise Temelli tarafından şöyle yanıtlandı:

"Evet ihbar var, Erdoğan her gün ihbarda bulunuyor. O nefret söylemiyle, düşmanlaştırıcı diliyle bunu sürekli yapmakta, bir meşruiyet tartışması başlatmakta, HDP’yi meşru görmediğini söylemektedir. Ama eğer meşruiyet meselesi tartışmaya açılacaksa, Erdoğan’ın 24 Haziran’da sandıktan nasıl çıktığı konusunda tartışma açılmalıdır. Meşruiyet tartışmasının izini o sandıkta görebilirsiniz. YSK’yı da kendisine ortak ederek yaptığı hileler, şaibeler tüm çıplaklığı ile ortadadır. Ama yetmiyor. Yerel seçimler gelirken bu yetmezliği gidermek için bu saldırılara başvuruyor.

İhbar listesi, ihbarcı ismi yok. Bunlar artık insanın aklıyla alay eden işler. Dolayısıyla ortada bir ihbarcı olduğunu da tahmin etmiyorum. Tamamen algı yönetme amaçlı uydurulmuş fezlekeler, dosyalar. Tamamen algı yönetme amaçlı bir psikolojik savaş tekniği. Bugün cezaevinde olan tüm arkadaşlarımız bu uydurma hikayelerle cezaevinde. Hala bu türden gizli tanıklarla, uyduruk ihbarlarla cezaevinde. 2 gündür yaşadığımız da tam da bunun gibidir. Hiçbir kanıt, hiçbir belge yoktur. Sadece Erdoğan’ın konuşmalarından kendine görev çıkaran ve bu zihniyetle hareket eden bir emniyet teşkilatı vardır."