TJA: Abdullah Öcalan’a özgürlük için mücadele her alanda büyütülmeli

Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi - TJA), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik Uluslararası 15 Şubat Komplosu’nun yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadelenin her alanda büyütülmesi çağrısında bulundu

Yazılı bir açıklama yapan TJA, özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt kadınlarının özgürleşme mücadelesindeki büyük katkısına vurgu yaptı.

Abdullah Öcalan “toplumsal krizlerin merkezinde devletin ve erkek iktidar sisteminin olduğu” yönündeki tespitini de hatırlatan TJA,  “Bunu bir kez daha depremle birlikte gördük. Devletin bütün mekanizmasının toplumun ihtiyaçlarına cevap olmak yerine, faşist AKP-MHP iktidarını korumak için harekete geçtiğine şahit olduk. Deprem bir doğal afet olsa da bu düzeyde yıkım doğal değil. İktidarın rant uğruna ekolojik dengeyi bozmasının, çarpık kentleşmenin, denetimsiz binaların, insanların sağlıklı barınma ihtiyacının karşılanmamasının bir sonucu” diye ekledi.

DEVLET TÜM KURUMLARI İLE ENKAZ ALTINDA KALDI

Açıklamada devamla şunlar ifade edildi: “Deprem sonrası enkaz ve devletin bütün kurumlarıyla enkazın altında kalmasının sebebi de on yıllardır sürdürülen savaş gerçekliği. Devletin ve toplumun bütün kaynakları, savaşta kullanılan uçaklara, bombardımanlara, silahlara, mermilere, dışarda beslenen çeteci militarist güçlere harcanmıştır. Savaş gerekçesiyle kontrol edilmesi engellenen büyük miktarlarda paralar da sermaye ve iktidar sahiplerince pay edilmiştir. Örtülü ödenek ve saray bütçesi de eklendiğinde halkın bütün vergilerinin nereye harcandığı ortaya çıkıyor.

Hem ekonomik hem de insan canı olarak savaşa harcanan bedel ortadayken, ‘İzin verin savaşı bir haftada sonlandırayım’ diyen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ağır tecrit altında tutulması devleti enkaz altında bıraktı. İmralı özelinde tüm topluma yayılan tecrit ile toplum nefessiz bırakılmak isteniyor.

ÖZEL TECRİT REJİMİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 24 yıldır ağır tecrit işkencesi altında tutuluyor. İmralı’da hukuk değil, özel bir tecrit rejimi yürürlükte. Komploda rolü olan uluslararası güçler tecridin derinleştirilmesinde de rol sahibidir. Türkiye’ye her konuda destek veren NATO’nun da onayı ile tecridin derinleştirildiği, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) örneğinde de ortaya çıkmıştır. İmralı’da uluslararası hukuk uygulanmadığı gibi, insanlık suçunun ortağı olmuştur. Uluslararası destekten aldığı güçle AKP-MHP iktidarında tecrit bir rejime dönüşmüş, toplum her yönüyle baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın işkence sistemi karşısındaki en büyük direnişi demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasıyla insanlık için başka bir dünyanın mümkün olabileceği umudu ve inancını yeşertmesi olmuştur. Toplumla güçlü bağ kuran Abdullah Öcalan’ın toplumdan soyutlanmasındaki amaç, varlığı ve düşünceleriyle toplumu etkilemesinin önüne geçmektir. Ancak buna rağmen, Abdullah Öcalan’ın toplumsal felsefesi, özellikle temas ettiği Kürt toplumu başta olmak üzere karşılığını buluyor. Depremdeki dayanışmada, devleti beklemeden toplumun kendini organize ederek deprem yaralarını sarmasında, Rojava’daki kadın devriminde, Rojhılat’tan dünyaya yayılan ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganında kendini gösteriyor.

ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANMALI

İnsanlık dışı ağırlaştırılmış tecridin bir an önce son bulması, Sayın Öcalan’ın en kısa sürede avukatları ile görüştürülmesi talebini yineliyoruz. 25’inci yılına giren uluslararası komployu bir kez daha kınıyoruz. Toplumsal sorunların çözümü için Abdullah Öcalan’ın değil tecrit altında tutulması, özgürlüğü sağlanmalı. Bunun için de her alanda mücadele büyütülmelidir.