Türk devleti Araplara dost olamaz

Cephet El Şamiye'den koparak Cephet El Ekrad’a katılan Xalid Abdo, Arap halkına seslendi: “Bizi 400 yıl ezen Türk devleti dostumuz değil. Dede düşmanı, torun dostu olamaz.”

Cephet El Ekrad’ın Arap komutanlarından Xalid Abdo, 2012'de muhalif olduğunu sanıp yer aldığı Cephet El Şamiye adlı çeteden iki yıl sonra ayrılarak Cephet El Ekrad’a katılmış. Cephet El Ekrad saflarında hem DAİŞ hem de diğer çetelere karşı savaşıp yaralanan Xalid Abdo, yaşadıklarını anlattı.

Halep/Hulluklu olan Xalid Abdo, Suriye iç savaşı öncesi yörenin tüccarlık yapan zengin kişilerinden biriymiş. 2012'de kendini muhalif olarak adlandıran Cephet El Şamiye isimli çeteye katılmış. Kilit önemde görevler üstlenip liderleriyle birlikte önemli toplantılara katılmış: “O toplantılarda liderlerinin kendi menfaatleri için çalıştığını, devrimci olmadığını gördüm. Hepsinin kişisel hedefleri vardı. İnsanların ölmesi umurlarında değildi. Ölenlerin ailelerine verilecek parayı veya yaralılara gelen parayı da kendilerine alıyorlardı. Bu hırsız takımının, rejimi yıkmak veya devrim yapmak gibi bir derdinin olmadığını anladım."

CEPHET EL EKRAD İLE İLİŞKİ

Hulluk’ta yer alan ve ticari açıdan önemli olan Maber El Riz sınır kapısının komutanı olduğu süreçte Sultan Murad, Nuredddin Zenki, Ehrar-u Şam, Sittaş, Cephet El Nusra vb. çetelerin, tüm tekliflerini reddeden Xalid Abdo, Cephet El Ekrad ile tanıştığını söyleyerek, devam etti: "O süreçte tanıştığım Cephet El Ekrad’ın diğerlerinden farklı olduğunu anladım. Cephet El Şamiye’den ayrılıp Cephet El Ekrad’a katıldım. Cephet El Ekrad’a katıldıktan sonra Maber El Riz kapısını Cephet El Ekrad kontrole aldı ve oradan geçen sivillerin tümü bizleri çok sevdi. Gelip gidenler bize, ‘Ne zaman tüm bölgeleri kontrol edip bizi o hırsızlardan kurtaracaksınız’ diyorlardı."

HALK MEMNUNDU AMA ÇETELER DEĞİL

Halk, kapının Cephet El Ekrad’ın denetiminde olmasından mutluydu fakat çeteler değildi. Çeteler birleşerek bize karşı çok fazla saldırı yaptı. Yoğun saldırılar karşısında kapıyı bırakmak zorunda kalıp Şêx Meqsûd’a çekildik. Sürekli aramızda çatışmalar yaşanıyordu. Tüm çeteler birleşip Şêx Meqsûd’u çembere aldılar, bize saldırdılar. Onların karşısında dik durduk, Şêx Meqsûd ve Eşrefiye’ye sokmadık.

YARALANIP İYİLEŞİNCE DAİŞ'E KARŞI

O yoğun çatışmalarda yaralandım. İyileşince arkadaşlarımla beraber DAİŞ’e karşı savaşmaya gittim. Şêx Meqsûd’dan Şehba’ya geçip DAİŞ’le çatıştık. Onları Til Şehir’den çıkardık. Orda da halk bizi çok iyi karşıladı. Ben bir Suriye vatandaşı olarak ne DAİŞ’in ne de Türklerin bana hükmetmesini istemem. Biz bu vatanın çocuklarıyız ve kanımızın son damlasına kadar bu vatanı savunacağız.”

TÜRK DEVLETİNDEN DOST OLMAZ

Şu anda Şehba’nın işgal altındaki bölgelerinde ve Türkiye’de kalan Arap halkına seslenmek istediğini söyleyen Xalid Abdo, Türk devleti ve Erdoğan'ın kötülükten başka bir anlamının olmadığını söyledi. Xalid Abdo, şöyle seslendi: "Demokratik Federasyon'un Suriye halkları olarak hepimize faydası var, zararı yok. Türkiye’de olanlar vatanınıza geri dönün. Türk istihbaratının ve Sultan Murad’ın oyunlarına gelmeyin. Türk egemenleri bize 400 yıl hükmetti. Dedelerimizin düşmanının torunlarının dostu olması imkânsız. Türk devleti Osmanlı rüyasını görüyor, istiyor ki bu topraklar yeniden onların olsun, yine hükmetsinler. Arapları falan sevdikleri de yok. Türk devleti hiçbir halkın dostu değildir, kendi halkının bile. Arının ve Suriye halklarının kardeşliğine hizmet edin.”