Türk devletinin suçları Paris’te yargılanacak

Türk devletinin Kürlere karşı işlediği suçları yargılamak için Paris’te "Uluslararası Tribunal" kuruluyor.

Uluslararası hukuk örgütlerinin öncülük ettiği mahkemeyi farkı ülkelerden 7 yargıç yönetecek. Onlarca kişinin tanıklık yapacağı mahkemeye Türk hükümeti de savunma yapmak üzere davet edildi.

Türkiye Cumhuriyeti ve yetkililerinin işlediği suçların yargılanması amacıyla organize edilen mahkeme, 15 ve 16 Mart tarihlerinde toplanacak. Mahkeme, Uluslararası Demokrat Yargıçlar Derneği, Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Avrupa Yargıçlar Derneği, Almanya merkezli hukukçular derneği MAF-DAD ve Brüksel Kürt Enstitüsü inisiyatifinde kuruldu.

Hakimler Uluslararası Tribunal tarafından seçildi. Yedi kişilik mahkeme heyetine Fransız yargıç Philippe Texier başkanlık yapacak. 1987 ile 2008 arasında BM’nin ekonomik, sosyal ve kültürel haklar komitesi üyesi olan Texier, Fransız Yargıtay’ına danışmanlık yaparken, aynı zamanda uluslararası insan hakları federasyonuna çalışıyor. Bununla birlikte Kalıcı Halk Mahkemesi’nin (Tibunal permanent des peuple-TPP) de üyesi durumunda.

BİR VİCDAN MAHKEMESİ

Bir vicdan mahkemesi olan Kalıcı Halk Mahkemesi, ilk olarak 24 Haziran 1979’da Bologna’da kuruldu. Model olarak Bertrand Russel ve Jean-Paul Sartr’ın Vietnam’daki Amerikan suçlarını yargılamak için kurduğu Russel Mahkemesi’ni esas alıyor. Kalıcı Halk Mahkemesi, meşruiyetini halkların haklarına ilişkin farklı uluslararası kurumların kabul ettiği deklarasyonlara dayandırıyor. Halklara yönelik işlenen suçlar kapsamında hiçbir uluslararası yargı kurumunun yargılamadığı ve yeterli bağımsız-tarafsız güvence sağlamadığı durumlarda, Kalıcı Halk Mahkemesi meşru bir mahkeme olarak ortaya çıkıyor.

Türkiye’deki durum da bu koşullara uyuyor. İşlenen yoğun suçlara rağmen bugüne kadar bunları yargılayacak ne ulusal ne de uluslararası düzeyde güvenilir ve bağımsız bir yargı mekanizması devreye girmedi.

VAHŞET BODRUMLARINDAN PARİS KATLİAMINA...

Kalıcı Halk Mahkemesi ya da Uluslararası Tribunal, Türkiye’ye ilişkin çok sayıda uluslararası rapor, görüntü, tanıklık, materyal ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası kurumların kararlarını esas alarak yargılama yapacak. Temel olarak iki suçlama üzerinde durulacak. Birincisi savaş suçlarıyla ilgili. Özellikle Amed’in Sur ilçesi ile Şırnak ve Cizre ilçesinde sivil halka yönelik kasıtlı saldırılar yargılama konusu olacak. Bu çerçeve geçmişten günümüze gerçekleşen katliamlara da ışık tutulacak. Uzman görüşleri ve tanıklıklar, mahkeme tarafından dinlenecek. Sur, Cizre ve Şırnak gibi kentlerde işlenen suçlar sırasında çok sayıda kaynak, Türk ordusunun sivillere karşı uçak, tank ve top kullandığına işaret ediyor. Bu kentlerde yoğun bir yıkım yaşandı, yüzlerce sivil katledildi ve yüz binlercesi göçe zorlandı.

Üzerinde durulacak ikinci temel dosya ise Türk devleti ajanlarının dahil olduğu Paris’teki üçlü infaz olacak. 9 Ocak 2013’te PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Kürt gençlik hareketi üyesi Leyla Şaylemez, başlarına sıkılan üçer kurşunla katledilmişti. Hazırlanan iddianamede Türk istihbaratının rolüne dikkat çekilmiş, ancak tutuklu tek zanlı olan Ömer Güney’in cezaevinde aniden şüpheli ölümü nedeniyle dava fiilen kapanmıştı. Bu çerçevede Türkiye’de işlenen binlerce faili meçhul cinayet de gündeme gelecek. Bu ikinci bölümde bu suçların “devlet suçları” olduğu iddiası üzerinden devletin doğrudan veya dolaylı sorumluluğu aranacak.

MAHKEMEYİ YÜZLERCE KİŞİ VE KURUM DESTEKLİYOR

İddialar, tartışmasız bir şekilde ahlaki ve meşru bir otoriteye sahip olan hakimlere sunulacak. Duruşmaların yeri olarak Paris’teki Çalışma Borsası binası seçildi. Yüzlerce kişinin davayı izlemesi bekleniyor. Duruşmalara ilişkin karar, iki ay sonra Mayıs ayında Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenecek bir basın toplantısıyla açıklanacak.

Mahkemeyi 40’a yakın uluslararası kurum ve 300 dolayında şahsiyet destekliyor. Destekleyen kurumlar arasında Bertrand Russell Vakfı ile Japonyalı, Brezilyalı, Şilili, Ruandalı ve daha dünyanın birçok yerinden kurum da var. Şahsiyetler arasında Noam Chomsky, Debbie Bookchin, Margaret Owen ve David Graeber gibi isimler var. Mahkemenin ayrıca bir izleme heyeti olacak. Heyetin 30 ila 50 kişiden oluşması bekleniyor.

TEMEL SANIK ERDOĞAN

Yargılanacak isimlerin başında ise Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geliyor. Yakın dönemdeki suçların ağırlıklı olarak yargılanacağı bu mahkemede, bu dönemin temel sorumluları sanık olacak. İstihbarat şefi ve ordu komutanları da yargılanacak devlet yetkilileri arasında yer alıyor. Türk devleti tarafına savunma yapmaları için davet gönderildi. İddianame de hazırlandı ve taraflara sunuldu. İddianame yaklaşık 100 sayfadan oluşuyor.

Tanıklar arasında Türkiye, Kürdistan ve Avrupa’dan çok sayıda kişi var. Bunlar hem Erdoğan dönemi tanıklarından oluşuyor hem de yakın geçmiş ve Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana işlenen suçlara ilişkin uzman görüşleri içeriyor.

İLK OLARAK ABD’NİN VİETNAM’DAKİ SUÇLARI YARGILANMIŞTI

Kalıcı Halk Mahkemesi, bundan önce Latin Amerika’da çok uluslu şirketlerin işlediği insanlığa karşı suçlar ile Cezayir’deki insan hakları ihlalleri ve Avrupa’daki iltica hakkı ihlallerini yargılamıştı.

Bu mahkemenin temelini oluşturan Russell Mahkemesi, bundan 52 yıl önce 1966’da Vietnam savaşı koşullarında ABD’nin politikalarına tepki olarak, Bertrand Russell ve Jean-Paul Sartre tarafında kuruldu. Mahkemeden önce Russell “War crimes in Vietnam” adıyla bir kitap yayınlamıştı. Russell Mahkemesi aynı zamanda “Russell-Sartre Mahkemesi” ya da “Stockholm Mahkemesi” olarak da tanınıyor. İngiliz filozof ve Fransız filozofun kurduğu mahkeme, Amerikan müdahalesi ve dış politikasını soruşturdu ve değerlendirdi. Viet Cong’un işlediği suçlardan bahsedildiğinde Russell, bunun yararsız olduğunu söylemişti. Russell’a göre Vietnam’ı yargılamak, Yahudileri Varşova gettolarında Nazilere isyan ettikleri gerekçesiyle yargılamak gibi olacak. Russell’in mahkemeyi kurmadaki gerekçesi şuydu: “Eğer sözleşmelerdeki bazı eylemler ve ihlaller suç ise, bunlar suçtur, ister ABD, ister Almanya tarafından işlenmiş olsunlar.”