Türk Milli Eğitim Bakanı'nın pozu ve çocuk işçiler

Türk Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un tarım işçisi bir çocukla verdiği poz tepki çekti. Çocuk işçiliğine meşrulaştıran bu pozun arkasında 720 bin çocuk işçi daha var.

Türkiye Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Twitter’da tarım işçisi bir çocukla çektiği fotoğrafı: “Geçtiğimiz pazar günü mevsimlik işçilerin çocuklarıyla tarladaydım. Yaz tatili kitaplarını, bir salkım domatesle takas ettik. :) Öğretmenlerimizden, müdürlerimizden bir ricam var: Yolunuzu tarlalara düşürün bu yaz. Çocuklara kitabını verin, sohbetinizi verin lütfen...” notu ile paylaşması birçok tepkiye yol açtı.

Çocuk işçiliğin bir bakan tarafından normalleştirildiğini ifade eden birçok kurum ve kişi yasalara göre bunun yasak olduğunun da alını çizdi. Peki, yasalar çocuk işçiliği hakkında ne diyor, gerçekte durum ne ve çocukların çalıştırılmamasına dair denetim söz konusu mu?

YASALAR ÖNÜNDE YASAK

Türkiye’deki İş Kanunu madde 71’e göre; “On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.”

Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden örneğin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 32. Maddesinde: “1. Taraf devletler, çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler” denilerek çocukların korunmasına dikkat çekiliyor.

TARIM İŞ KOLUNDA ÖLEN ÇOCUKLAR

İSİG raporlarına göre 2020 yılının ilk yarısında iş cinayetlerinde en az 934 işçi hayatını kaybetti. Bunlardan 8’i çocuk işçiydi. Çocuk işçi ölümlerinin tümü Ziya Selçuk’un işçi bir çocukla poz verdiği tarım iş kolunda gerçekleşti.

İSİG’in 2019’da işkollarına göre iş cinayetleri verilerine göre en çok kaza %25’lik bir pay ile yine tarım işkolunda gerçekleşiyor. 2019 iş cinayeti yaş sıralamasında ise çocuk sayıları şöyle yer alıyor aynı raporda: 14 yaş ve altı 29 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 38 çocuk/genç iş cinayetine kurban gitti.

720 BİN ÇOCUK İŞÇİ

İş kanununda yasak olan, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocuğun korunmasına atıfta bulunan yasalara rağmen, Türkiye’de yoğun bir çocuk işçiliği sömürüsü var. Çocukların eğitim durumu ve yaş skalası dahi sömürüyü ortaya koyuyor. TÜİK’in 31 Mart’ta açıkladığı araştırma sonuçlarına göre 5-17 yaş grubu çocuklar arasında yapılan çalışmaya göre çalışan çocuk sayısı 720 bin olarak belirlenmiş. Bu rakam, uzmanlara göre kayıt dışı ve bilinmeyenlerle birlikte 1 milyonu aşıyor. Çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaşındakiler, yüzde 15,9’unu 12-14 yaşındaki çocuklar, yüzde 4,4’ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturuyor.

Çalışan çocukların yüzde 70,6’sını oğlan çocuklar, yüzde 29,4’ünü ise kız çocukları oluşturuyor. Çalışan çocukların yüzde 65,7’si bir eğitime devam ederken çalıştıkları sektörlerin yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi, yüzde 45,5’ini ise hizmet sektörü oluşturuyor.

GÜNDE İKİ KERE MOLA

Hayata Destek çatısı altında “Mevsimlik Tarımda Çalıştırılan Çocuklar Anlatıyor” başlığı altında geçtiğimiz 12 Haziran’da yayınlanan Gözde Kazaz’ın çalışması, çocukların durumlarını onların ağzından anlatıyor. 11 yaşında Leyla, Konya Makas’taki günlerini anlatırken şunları söylüyor: “Burada sebze ekiyoruz, topluyoruz. Ne zamana kadar burada kalacağız bilmiyorum, sonra da fındık toplamaya gideceğiz. Bir günüm çok sıkıcı geçiyor. Saat altıda uyanıyoruz, kahvaltımızı yapıyoruz, yedide tarlaya gidiyoruz. Tarla, çadırın tam karşısında, 10-15 dakika yürüyoruz. Dokuzda tarlada oturuyoruz, günde iki defa mola veriyoruz.”

Aynı çalışmada 13 yaşındaki Yusuf da Urfa Viranşehir’deki bir tarlada çalışıyor: “Burada iş bitince Manisa’ya gideceğiz; erik, kiraz toplayacağız. Sabah kalkıyorum, elimi yüzümü yıkıyorum, yemek yiyorum. Sonra araba geliyor işe gidiyoruz. Sabah dokuzda, bir de öğlen bir de yarım saatliğine mola veriyoruz. Beşe kadar çalışıp eve dönüyoruz. Akşamları ders çalışıyorum, boş zamanlarımda kitap okuyorum.”