Tecridin sona ermesi için 66 gündür açlık grevinde olan Bişar Bilen’in ağabeyi Ali Bilen, aile olarak kardeşlerine desteklediklerini belirtti. Ailesinin partinin ilk kurulduğu zamanlardan bu yana her türlü çalışmanın içerisinde yer aldığını, bu yüzden de devletin en sert işkencelerine maruz kaldıklarını ifade eden Ali Bilen, "Köyümüzde bizlere dayatılan baskılardan dolayı da ailemiz Mersin’e sürgün edildi.

1974 yılında devletin Kürtler üzerindeki iskan yasasına göre bizler de kendimizi burada bulduk. Mersin’e gelmemize rağmen devlet bizi rahat bırakmadı. Sürekli evimize baskın yapılırdı. Biz kardeşlerim ile daha çok küçükken babam defalarca gözaltı ve tutuklandı. Bunları yaşarken kendisine yapılan işkencelerin ise haddi hesabı yoktu. Bizler cezaevi yollarında büyüdük sayılır" dedi.

Kardeşleri ile 9 yaşına kadar babalarını görmeden büyüdüklerini belirten Bilen, "Annemiz büyüttü bizi o kadar zorluğun ve yalnızlığın içinde. Kafamızdaki tüm soruların cevaplarını ise yine partimizin içerisinde gördük. Çok genç yaşlarda bizler de ailemizin bizlere verdiği yurtseverlik bilinci ile gençlik içerisinde yer aldık" diye konuştu.

DEVLETİN TACİZLERİNE HALA MARUZ KALIYORUZ

8 kardeşten en küçüğünün Bişar olduğunu ifade eden Bilen, “Buraya ilk taşındığımızda bizleri ‘Kuyruklu Kürt’ diye çağırıyorlardı. Babamın da cezaevinde olması 8 çocuk ile tek başına yaşam mücadelesi veren annem için hayat daha da zor hale geliyordu. Polis belli periyotlarda eve gelir ve bizi yoklamadan gitmezlerdi. Bazen gelir keyfi bir şekilde evimizi ararlar bahçemizde kazılmadık köşe bırakmazlardı. Her defasında ihbar var gerekçesi ile devletin tacizini hala da maruz kalıyoruz" dedi.

66 gündür açlık grevinde olan kardeşi Bişar Bilen’in de her zaman araştırıp okumaya kendilerinden daha çok önem verdiğini ifade eden Bilen Bişar’ı şu şekilde anlattı: "Bişar, Dicle Üniversitesi Siyasal Bilimler bölümünü kazandı. Bir yandan seviniyordu, ama bir yandan da okumak istemiyordu. 3. sınıfa kadar çok fazla çalışmalarda aktif olmasa da son seneye gelince okula ağırlık vermeyi bırakarak parti çalışmalarına adadı kendini.

2010 yılında Erzincan- Erzurum kara yolu üzerinde yol araması sırasında da gözaltına alınarak tutuklandı. Diyarbakır Cezaevinde 2 yıl kaldı. O dönemde 2012 büyük açlık grevi eylemine yine ilk dahil olan grup içerisinde yer alıyordu" şeklinde konuştu.

‘BİZ DE HİÇBİR EYLEM BAŞARISIZLIK İLE SONUÇLANMAZ’

"Kardeşim Bişar 12 Ocak’ta açlık grevine başladı. Bize söyledikleri şey de şudur. Leyla Güven’in talepleri hepimizin talebidir. Bu talepler bu ülkenin güvenliğini tehdit edecek ya da her hangi bir soruna mahal verecek talepler değildir" diyen ağabey Bilen konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Kişiye özel yasa uygulanamayacağını hepimiz biliyoruz. O zaman Sayın Öcalan’a da uygulanmasını kabul edemeyiz. Bu talep doğrultusunda eylemlerini sonuca ulaştırmadan bırakmayacaklarını ifade ediyorlar.

Bizler aile olarak Bişar’ın aldığı bu kararın arkasında gururla duruyoruz. Biz de hiçbir şey başarısızlık ile sonuçlanmaz. Muhakkak bir başarı vardır. 2012 yılında ben de cezaevindeydim ve beraber açlık grevindeydik. Şimdi o bir daha direnişin en ön saflarında ve biz aile olarak onun yanındayız. Bundan sonra da her sonuca, alacağı her karara gurur ve saygı ile yanında olduğumuzu belirtiyoruz."