‘Yeni bir ekonomi modeline ihtiyaç var’

KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, demokrasiden, ekolojiden, emekçiden yana yeni bir ekonomi modeline ihtiyaç olduğunu söyledi.

Önümüzdeki kaotik süreçten çıkmak için ortak toplumsal bir mücadele yürütmenin zorunluluğuna işaret eden KESK Eşbaşkanı, “Bunu yapmazsak hem yoksulluğumuz artacak hem de daha otoriter ve baskıcı politikalarla karşı karşıya kalacağız” dedi.

Kamu Emekçileri Konfederasyonu Sendikaları (KESK) Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizle ilgili ANF’ye konuştu.

Özellikle enflasyonun yüzde 150’lere ulaştığı bu süreçte, hem kamu emekçilerinin hem de halkın giderek daha fazla yoksullaştığına işaret eden Bozgeyik, şunları söyledi: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon rakamlarını açıklarken manipülasyon yapıyor. Aldığı talimatla rakamları düşük göstererek, hem kamu emekçilerinin ücretine yansıyacak oranları daha aşağıya çekmek hem de asgari ücretteki gerilemenin yükseltilmemesini sağlıyor. ENAG ve KESK AR’ın yapmış olduğu araştırmalar, enflasyonun yüzde  150’leri aştığını gösteriyor. Bizim için temel gösterge, üretici fiyat endeksindeki yükselmenin artarak devam etmesidir. Özellikle gıda ve ulaşımdaki enflasyonun yüzde 100’ü aşması, yoksullaşmayı daha da arttıracak.”

TÜRKİYE RESESYON SÜRECİNDE

Merkez Bankası’nın, faiz oranını yüzde 14’ten yüzde 13’e düşürdüğünü hatırlatan Bozgeyik, faiz indirme ve sabit tutma politikasının, 2023 ekonomik programını ve bütçesini doğrudan etkileyeceğini söyledi. Bozgeyik, “Bunun sonucu olarak da yoksulluk derinleşecek, borçlanma artacak, TL’nin değer kaybı sürecek. Merkez Bankası, döviz kuru hesaplamasını da güncelleyerek, Aralık sonu itibarıyla doların 19 TL’ye ulaşacağını ifade etti. Bağımsız ekonomistlerin yapmış olduğu açıklamalara göre de dolar, 20 TL’yi geçecek. TL her geçen gün daha fazla değer kaybediyor. Türkiye ekonomisi, bir resesyon sürecine girmiş durumda” şeklinde konuştu.

BÜTÇE, YATIRIMA VE İSTİHDAMA GİTMİYOR

Savaş ve güvenlikçi politikalar nedeniyle bütçelerin yatırıma, istihdama ayrılmadığını; eğitime, sağlığa, yerel yönetime kaynak ayrılmadığı için eğitimin de içinden çıkılmaz hale, sağlığın erişilemeyecek duruma geldiğini söyleyen Bozgeyik, şöyle devam etti: “Önümüzdeki günlerde enerji krizi başlayacak. Doğalgaza gelecek ve temel tüketime yapılacak zamlarla sonbahar ve kış, halkın geçim sıkıntısı artacak. Konut kriziyle karşı karşıyayız. 1 milyonun üzerinde konut fazlası olmasına rağmen ev kiralarındaki aşırı artışlarla ev bulmada zorlanıyorsunuz. Bulduğunuz evin kirasını ödemekte zorlanıyorsunuz. Ortalama bir kamu emekçisi, metropol kentlerde aldığı ücretin yüzde 70’ini kiraya vermek zorunda.”

İKİ BLOKUN POLİTİKASINDA DERİN AYRILIK YOK

AKP-MHP ittifakının yerine gelecek yeni yönetimin, krizleri reformlarla çözemeyeceğinin altını çizen Bozgeyik, şöyle devam etti: “İdeolojik anlamda sorunlarla karşı karşıyayız. Cumhur İttifakı’nın uygulamış olduğu ekonomi politikasıyla yerine gelecek muhalefet partilerinin, şu ana kadar ifade etmiş oldukları ekonomi politikaları arasında derin bir ayrılık yok. Sadece özelleştirmelerin durdurulması, özelleştirilmiş kurumların kamulaşması gibi çeşitli söylemler var. Esas sorun, kara dayalı, çevreyi, doğayı tahrip eden, işçileri sömürerek artı değerlerini artıran, temel kapitalist ekonomi politikaların ortadan kaldırılması gerekiyor. Demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, emek örgütlerinin de buralarda söz sahibi olduğu, üretimde karar süreçlerine katıldığı, üretim ve tüketim süreçlerinin birlikte planlandığı yeni bir ekonomik modele ihtiyaç var. Ekolojiden, toplumdan, halktan yana bir ekonomik programın hayata geçirilmesiyle mümkündür. Önümüzdeki süreç, kaotik olacak. Buradan çıkabilmemiz için hem biz kamu emekçileri hem işçiler, yoksullar, köylüler, öğrenciler ve kadınlar hep birlikte, ortak toplumsal bir mücadele yürütmeliyiz. Bunu yapmazsak hem yoksulluğumuz artacak hem de daha otoriter ve baskıcı politikalarla karşı karşıya kalacağız. Nefes alamaz, evimizden dışarı çıkamaz duruma geleceğiz. Eğer bunları istemiyorsak topyekun bir mücadele seferberliği başlatmak gerekiyor.”