Demokratik ulus fikri, Kürt Halk Önderi’nin felsefesi ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncülerinin mirası üzerine büyüyen halkın çocuklarının, özgür basına da öncülük ettiğini vurgulayan YRA Eşbaşkanı Dilyar Cizîrî, “Ne kadar saldırı ve baskı yapılırsa yapılsın Kürt halkının soykırım ile karşı karşıya olduğu gerçeğinden uzaklaşmayacaklardır” dedi. 

Özgür Basın Birliği (YRA) Eşbaşkanı Dilyar Cizîrî, Türk devletinin Kürt gazetecilere yönelik saldırılarına ilişkin ANF’ye konuştu. Türk devleti ve destekçilerinin bölgede yaymak istediği siyaseti deşifre eden ve önünü kesenin Kürt özgür basını olduğunu belirten Eşbaşkan Cizîrî, “Eğer bugün Suriye’de Türk devletinin politika ve siyaseti deşifre edilmişse burada özgür basının da büyük bir rolü var. Rojava ve Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturulan özgün sistemin ve savunma gücünün tüm dünyada ses getirmiş olmasında yine özgür basının büyük emekleri var. Türk devletinin DAİŞ ile ilişkisini ilk deşifre eden yine özgür basındı. Bu nedenle her zaman özgür basın bunların hedefinde oldu. Sürekli saldırılara maruz kaldı” dedi.

27 BASIN ÇALIŞANI ŞEHİT EDİLDİ

Şimdiye kadar 27 basın çalışanı arkadaşlarının bu mücadele içinde farklı farklı saldırılarla şehit edildiğini hatırlatan Eşbaşkan Cizîrî, “Rojava’da, 23 Ağustos 2023’te Jin TV arabası, SİHA ile birebir hedef alındı. Dikkat edilirse Jin TV arabasının vurulduğu  gün olan 23 Ağustos’ta bu kez Silêmanî’de yine basın çalışanlarının arabasını hedef aldı. Bu saldırıda da yine özellikle kadın gazeteci arkadaşlarımız hedefti. Burada aslında Türk devleti açık bir şekilde şu mesajı veriyor. En büyük korkusu, gerçeğini, kirli savaş politikalarını ve bölgede yürütmeye çalıştığı işgal oyunlarını deşifre eden Özgür Basın'dır. Özgür Basın'ı önünde büyük bir engel olarak görüyor ve tasfiye etmek istiyor” şeklinde konuştu.

DÜŞMANIN ÇİZDİĞİ SINIRLARI TANIMADI

Silêmanî’deki saldırıda şehit düşen Gulistan Tara’nın Rojava’da çalıştığını, önemli işler yaptığı belirten Dilyar Cizîrî, şöyle devam etti: “Hakikatin peşinde koşan bir gazeteciydi. Düşman tarafından çizilmiş sınırları tanımadı, aştı ve mücadelenin olduğu her yerde emek verdi. Rojava’da büyük emekleri vardı, yine Başûr’da çalışmalarına devam ediyordu. KDP ve Türk devletinin işbirliği sonucu bu arkadaşımız hedef alındı. Zaten KDP ve Türk devleti aynı siyaseti yürütüyorlar. Yayın organları, saldırıyı meşrulaştırmak için kirli bir yayın yaptı. KDP yöneticileri, kendilerini Türk devletine beğendirme yarışı içine girmişler. Özgür basın nasıl ki Rojava’da onların tüm kirli siyasetini deşifre ettiyse Bakur ve Başûr’da da Türk devletinin ve KDP’nin kirli siyasetini deşifre etmeye devam etti.”      

TÜRK DEVLETİ SUÇ İŞLİYOR

Uluslararası hukuk ve sözleşmelerin, savaş alanındaki gazetecileri ve sağlıkçıları dokunulmaz kıldığını kaydeden Dilyar Cizîrî, “Maalesef tüm dünyanın gözü önünde Türk devleti, askeri cephane ve silahlarını özgür basın çalışanlarına karşı kullanıyor. Uluslararası kurumlar ise sessiz kalıyor. Aslında Türk devletinden hesap sorabilir, ekonomik, askeri ve diplomatik yaptırım uygulayabilirler. Maalesef şimdiye kadar böylesi bir caydırıcı yaklaşımları olmadı. Jin TV arabasının hedef alınmasına ilişkin tüm belgeleri, tanık ifadeleriyle birlikte bu kurumlara sunduk ama hiçbir şey çıkmadı. Bu kurumların görev ve sorumlulukları çerçevesinde tavırlarını net ortaya koymaları gerekir” şeklinde konuştu.

ÖZGÜR BASIN DURMADAN DEVAM EDECEK

Demokratik ulus fikri, Kürt Halk Önderi’nin felsefesi ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncülerinin mirası üzerine büyüyen halkın çocuklarının, özgür basına da öncülük ettiğini vurgulayan YRA Eşbaşkanı Dilyar Cizîrî, şunları vurguladı: “Özgür basın çalışanları, kendilerini egemen devletlerin iktidarından özgürleştirmiştir. Ne kadar saldırı ve baskı yapılırsa yapılsın, Kürt halkının soykırım ile karşı karşıya olduğu gerçeğinden uzaklaşmayacaklardır. Bu halkın özgürlüğe ihtiyacı var. Bu esas üzerine mücadele yürütülüyor. Türk devleti ve diğer tüm işgalcilere karşı büyük bir azimle de büyüyerek sürecek.”