‘2018 hesap sorma yılı olacaktır’

Paris şehitlerini saygıyla anan PAJK, “Kadın Özgürlük Hareketi olarak, 2018 mücadele yılımız katliamın hesabını sorma yılı olacaktır” dedi.

PAJK Koordinasyonu, Paris Katliamı’nın yıldönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. PAJK, “Partimizin kurucusu ve kadın özgürlük mücadelemizin kimliği, mücadele tarihimiz olan Sara-Sakine Cansız yoldaşı ve Kadın Hareketimizin öncü kadrolarından Fidan Doğan, gençlik öncümüz Leyla Şaylemez yoldaşları şehadetlerinin altıncı yılında saygıyla anıyoruz. Katliam kararını veren Erdoğan ve gerçekleştiren MİT sorumlusu Hakan Fidan şahsında Türk devletini nefretle kınıyoruz” dedi.

KATİLLER MUTLAKA HESABINI VERECEKLER

“Planlı, oldukça organizeli siyasi cinayetin başka bir ülkenin sınırları içinde Fransa’nın başkentinde gerçekleşmiş olması aynı düzeyde Fransa devletini suç ortağı yapmaktadır” denilen açıklamada, “Paris katliamı altıncı yılına girerken hala Fransa devletinin sessizliğini koruması, katliamın tetikçisi Ömer Güney’in aniden ortadan kaldırılması planın derinliğini ortaya koymaktadır. Özgürlük hareketimiz, dostları ve uluslararası demokratik kamuoyu nezdinde suçu kimlerin işlediği netleşmiştir. Erdoğan’ın suçluluk telaşıyla 6 Ocak’ta Fransa’yı ziyareti, örtbas etme görüşmeleridir. AKP hükümetine yönelik Fransa hükümetinin derhal devreye girmesi gerekmektedir. Kadın Özgürlük Hareketi olarak, 2018 mücadele yılımız katliamın hesabını sorma yılı olacaktır. Bilinçli hedef gözetilerek katledilen Sara-Sakine Cansız yoldaşla Önderliğimize, hareketimize en ağır acıyı yaşatmak istediler. Fidan ve Leyla Şaylemez yoldaşların gencecik bedenlerine sıkılan kurşun kadınların mücadelesine, iradesine, kimliğine sıkılan kurşundur. Nitekim Avrupa kamuoyu Paris katliamını ikinci bir Roza Luxsemburg katliamı olarak tanımlamış, Roza’dan Sakinelere politik cinayetlere karşı uluslararası mücadele ilan etmiştir. Katiller mutlaka hesabını verecektir” ifadelerine yer verildi.

ÖZGÜRLÜKLERİ SAVUNAN HERKES DÜŞMAN GÖRÜLMEKTE

PAJK açıklamasında şu hususlara dikkat çekildi:

“AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren gün gün kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, sokak ortasında infazlar, Kürt halkına özel savaş uygulamaları derinleşerek, yaygınlaşarak yürütülmektedir. Yine Türkiye demokrasi güçlerinin iradesi, dinamiği haps edilmekte, ezme amaçlanarak halk iradesiz, inisiyatifsiz bırakılmak istenmektedir. Böylelikle toplum AKP’nin siyasi, sosyal, hukuki, ekonomik, kültürel, askeri, diplomatik alanda işlediği suçlar ve suç pozisyonu karşısında tepkisiz bırakılarak teslim alınmak amaçlanmaktadır. Erdoğan ve kabinesi, suçlarının hesabını vermemek, halkın adaletinden, hukukun adil yargılanmasından kaçmak için diktatörlük rejiminde ısrar etmektedir. Meşru hak olan toplumsal direnişi, OHAL darbe yasalarıyla yasaklamakta, hukuku da emri altındaki bir kuruma dönüştürmüştür. Türkiye devletinde hiç olmayan bağımsız yargı, daha fazla AKP emrinde güdükleşmiş, soykırım politikasının uygulanmasının aracı olarak işlev görmektedir.  Türk yargı sistemi, faşist tekçi anlayışa dayalı Kürtleri, direnenleri, kadınları, demokrasi güçlerini, düşünce özgürlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini savunan herkesi düşman saymaktadır.    

Erdoğan’la özel savaş kliği ve derin devlet yapılanması resmi iktidara taşınmıştır. Bizzat Erdoğan özel savaş hükümeti olarak iş başı yapmıştır. AKP, bu anlamda en derin, kurumlaşmış özel kirli örgütlenmenin siyasete pervasızca taşınmasını ifade etmektedir. Erdoğan tarafından paramiliter güçler, resmi iktidar yetkileriyle donatılarak özel savaş hükümeti tesis edilmiştir. AKP, askeri şiddetin yanısıra komplo, siyasi cinayet, kumpaslarla toplumu korku ve baskıyla denetim altında tutmaya çalışarak tehdit etmekte böylelikle kendisini ayakta tutmaya çalışmaktadır.”

KATLİAM VE SOYKIRIMLARA KARŞI BÜYÜK DİRENECEĞİZ

Tüm bu saldırılara karşı, kadın şahsında toplumu özgürleştirme iddiasıyla özgürlük mücadelesini sürdüreceklerinin altını çizen PAJK, “Sara-Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez yoldaşlara verdiğimiz sözün gereği olarak katliam ve soykırımlara karşı en büyük direnme özgür kadın kişiliğinde ısrar etmek olacaktır. Kapitalist modernite sisteminin, sınıflı uygarlığın yarattığı cinsiyetçi toplumun, erkek aklının, onun ulus-devlet politikalarını kendimize engel yapmadan, onurlu kadınların onurlu direniş yolunda mücadelemizi dünya kadınlarıyla daha da büyüteceğiz” dedi.