Çözüm ve özgürlüğü kadınlar getirecek

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed'in, Suriye Kadın Meclisi Kurucu Kongresi'ne ilişkin Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi için kaleme aldığı makale...

Minbic kenti, özgürlüğünü arayan bir grup Suriyeli kadının şahidi oldu. 7 yıldan sonra ilk kez kadınlar Suriye’nin her tarafından gelerek burada bir araya gelerek geleceğini tartıştılar. Tarihi bir buluşma (görüşme) idi. Bu kadınlar oldukça coşkulu ve heyecanlıydı. Her biri farklı bir hayal ile burada toplandılar. Bazıları rejimin kontrolündeki kentlerden geldi. Biraz korku biraz da heyecanla Qamişlo’ya vardılar. Minbic’e varıncaya kadar bu bölgenin bu şekilde kurulduğunu ve özgürleştiğine inanmadılar. Bu kadar büyük gelişmelerin yaşandığına inanmadılar. Özellikle kadınlar nezdinde bu kadar gelişmelere ağzı açık kaldılar. Kendini tutamayan kadınlar ‘İstediğimiz her şey burada var. Rojava kadınının ulaştığı bu özgürlük düzeyi çok büyük bir düzey’ dediler.

Ancak görülüyordu merkezileşmeme söylemi beraberinde büyük korkuları da getiriyordu. Nedeni ise bunun parçalayan bir proje olmasından kaynaklı değil. Çünkü rejim her söylem için soruşturma açıyor. Büyük bir korku içinde yaşıyor. Bu kadar korku niye? Çünkü bu bölgelerde gelişenlere karşı zayıf bir inanç var.

Halep ve Şehba bölgesinden ilk kez buraya gelen kadınlar çok heyecanlı ve coşkuluydu. İlk kez bu kadar kadın bir araya geliyor. Herkes burada oluşan tecrübenin diğer Suriye illerine nasıl taşıyacağını ifade diyor. Bu zor şartlarda bu kadar kadının toplanması hiç kolay değil. On binlerce kadın bir araya geliyor. Ancak yabancı ülkelerde, denizlerde, göçmen kamplarında, sokaklarda aniden evler üzerlerine yıkılmış. Bunun için kadınların iradeleri kırılmış. Onlar savaşın mağduru olmuşlar.

Niye kadınlar bu kadar savaş mağdurları oluyor. Niye en fazla kadınlar zarar görüyorlar? Şöyle bir gerçeklik ortada. Erkeğin insafına kalmış bir kadın, her zaman kurban oluyor. Bundan kaynaklı bilinçli olarak iradesi elinden alınmış. Özsavunma hakkı elinden alınmış. Bunun en açık fotoğrafı Suriyeli kadın gerçeğinde kendini yansıtıyor.

Bu gerçeklik büyük bir acıya sahip. Ancak kadın kongresinde bu gerçekliğin değiştirilme isteği bariz bir şekilde göze çarptı. Arap, Kürt, Süryani, Asur, Türkmen, Çerkes, Alevi, Sünni, Êzidî, Druzi kadınların coşku ve heyecanı çok fazla yansıyordu. Bu kadar Suriye toplumun mozaiği, kadın kongresinde bir araya geldi. Çözüm arayışı için tartışma yürüttüler.

Birçok sivil kadın kurum ve kuruluşu, her zaman siyasetten uzak olduklarını, siyaset onların işi olmadığını ifade etmişler. Bu şekilde korkutulmuşlar, bu şekilde siyaset ve örgütlenmeden uzaklaştırılmışlar. Meydan erkeğe bırakılmış ve insanlığı tehlikeye atan savaşı zirveye ulaştırmışlar. Kadın kendinin ve erkeğin bu gerçekliğinin farkına vardığında, bu sefer devrime doğru adımlar atıyor. Bu gerçeklik Suriyeli kadında derin bir şekilde kendini yansıtıyor. Ancak onu bağlayan birçok neden var. Aile, toplum, rejim, klasik parti. Ancak gördük ki kadın uyandığında ve bilinçlendiğinde, önündeki hiçbir neden ve engeli tanımaz. Yeter ki köleliğin farkına varsın ve bu gerçekliği görsün.

Kuzey Suriye bölgesine gelen ve kendini çok bilinçli görenler, gördüler ki aslında hiçbir şey bilmiyorlar. Gördüler ki çaresizler. Onun için mücadele etmeleri ve kendilerine özgürleştirme gerektiğini söylediler. Kadın hayatında mücadele etme kararı, ölüm kalım kadar hayati bir karardır. Bunun sonucunda büyük değişikliklerin ortaya çıkması mümkündür. Bunun için kadınlar kongrede mücadele ve değişim kararını aldılar. Örgütlenme kararını aldılar. Kanunların değiştirilmesi için mücadele etmesine karar verdiler.

Bu kadınların gözlerindeki aşkı ve umudu gören 50 yaşın üstündeki kadınlar bile mücadele etme kararını veriyorlar. Bu artık Suriye’de devrimin başladığını ve 7 yıldır erkeğin atamadığı adımı kadınların, çocukları ve geleceği için hiç tereddüt etmeden adım atma kararını verdiğini gösteriyor. Bu gücü ve tecrübeyi gören kadınlar bunlar biziz dediler. Yıllardır kendini arayan kadın kendini burada buldular dediler. Bunun için artık kadın devrimin öncülerini değiştirmişler diyorlar.

Kadına verilen değer, onu örgütleme ve güçlendirme ile orantılıdır. Enerjisini akıtmak ve yaşamı yeşerten ve güzelleştiren dere gibi kadına yol verilmesi gerekir. Onun için artık erkeğin bir kenara çekilmesi gerekir. Erkek egemen anlayışından vazgeçmesi gerekir. O zaman yaşanabilir bir yurdun varlığından söz edebilirler. Bu da kadın eli ve mücadelesi ile oluşur.