İKD: Kadına yönelik korkunç boyutlarda

İlerici Kadınlar Derneği (İKD), AKP’nin gerici politikaları ve ekonomik krizin derinleşmesiyle ortaya çıkan yoksulluğun, toplumda kadına yönelik şiddetin yükselmesine yol açtığını belirtti.

AKP döneminde kadına yönelik şiddetin tablosunu çıkaran İKD, “Kadına yönelik şiddet her geçen yıl, bir önceki yıla göre daha korkunç boyutlara ulaşarak devam ediyor” dedi.

GERİCİ SÖYLEM, FETVA VE YOKSULLUKLA ARTAN ŞİDDET

İKD, “AKP tarafından yükseltilen gerici söylemler, her fırsatta kadınların yaşamlarını ev ve aile ile sınırlayan fetvalar veren gericiler, artan yoksulluk kadına yönelik şiddeti körüklemeye devam ediyor” diye ekledi.

14 YILDA YÜZDE 392 ARTIŞ

AKP döneminde kadına yönelik şiddetin ulaştığı boyutların, “acı tabloyu gözler önüne serdiğini” ifade eden İKD, “Ne yazık ki, kadına yönelik şiddet konusunda kapsamlı bir veri bulunmuyor. İlgili bakanlıkların istatistik yayınlamama ısrarı nedeniyle basına yansıyan haberlerden derlenen verilere göre işlenen bu cinayetlerin en az yarısı aile içi şiddet sonucu gerçekleşiyor” yorumunda bulundu.

Raporda yer alan istatistikler AKP iktidarının başladığı 2002 ile 2018 yılları arasını kapsıyor. Buna göre 2002 ile 2017 arasında aile içi şiddet sonucu en az 7 bin kadın cinayeti işlendi. 2003 ile 2017 arasındaki veriler baz alındığında kadın cinayetlerinin 14 yılda yaklaşık yüzde 392 artış gösterdiği anlaşılıyor. 2002 ile 2009 yılları arasındaki veriler baz alındığında ise kadın cinayetlerindeki artışın yüzde 1.400 olduğu görülüyor. Bununla birlikte Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre 2002 yılında 66 kadın öldürülürken, 2007’de bu sayı 1.011’e çıktı.

2018’DE 440 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

İKD’nin basında yer alan haberlerden derlediği bilançoya göre ise 2018 yılında 440 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 317 kadın cinsel şiddete maruz kaldı, 1.217 çocuk istismara uğradı. 2019 yılının ilk dokuz ayında 283 kadın öldürüldü. İKD, “Kadınlar, en çok beraber oldukları erkekler veya eşleri tarafından, boşanmak istedikleri ya da ayrılmak istedikleri için öldürülüyor” dedi.

Birçok farklı kurumun verilerine yer verilen raporda, İstanbul Barosu’nun yayınladığı istatistiklere de dikkat çekildi. İKD, “İstanbul Barosu’nun verilerine göre dokuz ayda en az 1840 kadın, şiddet nedeniyle koruma kararı aldırdı. Basından derlenen haberlere göre ise 2019’un ilk yedi ayın en az dokuz kadın koruma altındayken hayattan koparıldı” dedi.

GERİCİLİĞE KARŞI ÖRGÜTLÜ DİRENİŞ

İKD, şu tespitlerde bulundu: “Bugün içinde bulunduğumuz bu acı tablo göstermektedir ki, kadına yönelik şiddetin farklı pek çok boyutu bulunmakta olup, AKP’nin gerici politikaları ve ekonomik krizin derinleşmesiyle ortaya çıkan yoksulluk, toplumda kadına yönelik şiddetin yükselmesine yol açmaktadır.”

“Kadına yönelik şiddetle mücadele, gericiliğe ve yoksulluğa karşı bütünlüklü bir mücadele örgütlenmesiyle mümkündür” diyen İKD, direneceklerini vurguladı: “Biz kadınlar sömürüye, şiddete, kadın cinayetlerine ve gericiliğe karşı örgütlü mücadelemizi büyüterek, başta yaşam hakkımız olmak üzere bütün haklarımız için direneceğiz!”

TALEPLER

İKD son olarak şu taleplerde bulundu:

*Kadınları aşağılayan her türlü söylem, yayın ve propaganda nefret suçu kapsamında değerlendirilmelidir.

*Basın yoluyla yapılan kadınları aşağılayıcı yayınlar yasaklanmalı ve cezai yaptırım uygulanmalıdır.

*Kadın cinayetlerinde, kadına yönelik şiddet ve istismar davalarında tahrik ve iyi hal indirimlerine son verilmelidir.

*Türkiye’nin taraf olduğu ve İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen; Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesinin gerekleri yerine getirilmelidir

*Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dönük hazırlanan 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulanmalıdır.

*İkinci yargı paketinde yer aldığı iddia edilen, “çocuğun, faille evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesi” hükmünden vazgeçilmelidir. Çocuk istismarı gerçeği tüm yakıcılığıyla karşımızdayken, bu uygulama çocuk istismarının artmasına neden olacaktır, kabul edilemez.

İkinci yargı paketinde yer aldığı konuşulan “süreli nafaka” hükmü geri çekilmelidir. Kadınları nafakaya mahkum etmek yerine, kadınların ekonomik yönden güçlendirilmesi sağlanmalıdır.