İsveç Parlamentosu'nda Türkiye'de kadına şiddet paneli

İsveç Parlamentosu'nda Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve insan hakları ihlallerin tartışıldığı panelde, AKP hükümeti döneminde kadına yönelik şiddetin tavan yaptığı belirtildi.

İsveç Parlamentosu, Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve insan hakları ihlallerinin ele alındığı ve tartışıldığı bir panele ev sahipliği yaptı.

Sosyal Demokrat İşçi Partisi ve Dayanışma Derneği'nin örgütlediği panele İsveç PEN Kulubü adına yazar Elisabeth Olin, Uluslararası Af Örgütü adına Maja Åberg, Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Yasmine Poiso Nilsson, Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili ve Parlamento Dış Politika Komisyonu üyesi Anders Öberg, Dayanışma Derneği Eşbaşkanı Feyyaz Kerimo, kadın hakları aktivisti avukat Hülya Gülbahar katıldı.

Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Anders Österberg, Türkiye'de giderek artan şiddetten sadece kadınların değil çocukların da etkilendiğini, yayımlanan istatistiklerin geçtiğimiz yıl 378 çocuğun cinsel taciz ve tecavüze uğradığını söyledi.

Geçtiğimiz yıl Türkiye'de 20 çocuğun şiddet sonucu yaşamını yitirdiğini belirten Österberg, “Bunlar devletin verdiği rakamlar. Gerçek sayıların bunun çok üstünde olduğu biliniyor” dedi.

TEMELSİZ SUÇLAMALARLA TUTUKLANDI

Uluslararası Af Örgütü'nden Maja Åberg, örgütlerinin bundan iki hafta önce Türkiye'de gerçekleşen insan hakları ihlalleri raporunu kamuoyuna açıkladığını hatırlattıktan sonra Türkiye'de AKP hükümetinin gerçekleştirdiği kapsamlı tutuklamalardan insan hakları savunucularının ve  Uluslararası Af Örgütü  yöneticilerinin de etkilendiğini ve örgütün en üst düzeydeki görevlilerinin temelsiz suçlamalarla tutuklandıklarını söyledi. Ülkede süregelen baskıcı ortam ve işten atılmaların aileler içinde sorunlara neden olduğunu ve kadınlara yönelik şiddetin artmasına yol açtığını belirtti.

ERDOĞAN KÜRT MEDYASINI HEDEF ALDI

Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Yasmine Poiso Nilsson, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal koşullarında AKP hükümetinin tüm muhaliflere yönelik saldırılarını arttırdığını, medyayı susturduğunu ve özellikle de Kürt medyasını hedef aldığını belirterek şunları kaydetti: “Kanun Hükmündeki Kararnamelerle 160 medya kuruluşu kapatıldı. Bunlardan çoğunluğu Kürt medyasıydı. Kadınlar tarafından kurulan ve sadece kadın gazetecilerin görev yaptığı dünyanın tek kadın ajansı JINHA kapatıldı. Erdoğan Interpol'u kullanarak yurtdışında yaşayan gazeteciler ve AKP muhaliflerini tutuklatmaya ve susturmaya çalıştı. Tüm bunlar Erdoğan'ın saldırılarını ülkenin sınırları dışına taşırdığını gösteriyor.”

Erdoğan'ın saldırılarından Kürt belediyelerinin de etkilendiğini söyleyen Nilsson, “85 belediyenin seçilmiş başkanları yakalandı ve tutuklandı. 3 Kasım 2016 akşamı 12 HDP milletvekili gözaltına alınarak cezaevlerine gönderildi. 6 bin HDP'li gözaltına alındı, bunlardan 2 bini aşkını halen cezaevlerinde” diyerek HDP'ye yönelik saldırıların yoğunluğuna dikkat çekti.

Türk devletinin Efrîn'i işgal etmesini de kınayan Nilsson, Erdoğan'ın uygulamaya koyduğu gerici politikanın kadın ve çocuklara yönelik şiddetin artmasına yol açtığını somut rakam ve örneklerle dile getirdi.

Kendisinin Sol Parti lideri Jonas Sjösted ile birlikte HDP ile dayanışmak amacıyla Türkiye'ye birkaç kez gittiklerini hatırlatan Nilsson, “Sol Parti, İsveç hükümeti ve Avrupa Birliği'nden Türkiye'nin gerçekleştirdiği ihlallere karşı güçlü bir duruş göstermesini talep ettik ve etmeye devam edeceğiz” dedi.

KÜRDİSTAN'DA FEMİNİZM GÜÇLENDİ

İsveç PEN Kulubü'den Yazar Elisabeth Olin konuşmasını, daha çok Türk devletinin  uyguladığı asimilasyon ve inkar politikası üzerinde yoğunlaştırdı.

Kürtlerin Türklerden çok daha önce bölgede yaşadıklarını, farklı dil, kültür ve gelenekleri olduğunu hatırlatan Olin, 1980'lerde PKK'nin kurulmasından sonra Kürdistan'da feminist hareketin güçlenmeye başladığı değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'de geçmişten beri güçlü olan ataerkil yapı ve anlayışların Erdoğan döneminde hükümet ve devletin desteğiyle daha da güçlendiğini belirten Olin, Türkiye'de kadın ve çocuklara yönelik şiddetin AKP hükümeti döneminde belirgin bir artış gösterdiğini, çocuk evliliklerinin arttığını gözlemlediklerini ifade etti.

AKP DÖNEMİNDE KADINA ŞİDDET KAT KAT ARTTI

Kadın hakları aktivisti ve Avukat Hülya Gülbahar, Erdoğan'ın 2010 yılında kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söylemesinden sonra Türkiye'de kadınların kazanımlarının adım adım ortadan kaldırıldığını söyledi. Gülbahar, “AKP döneminde bazılarının dediklerinin tersine kadına yönelik şiddet görünür olmadı, kat kat arttı... Türkiye'de kadına yönelik şiddet dediğimiz zaman bunun içinde ekonomik, toplumsal, psikolojik ve cinsel şiddeti de görmemiz gerekir dedi.

Gülbahar, araştırmaların şiddete uğrayan kadınların yüzde 92'sinin kurumlara başvurmadığını gösterdiğini ve medya ve devletin yayınladığı istatistikler temel alınarak açıklanan rakamların gerçekleri yansıtmasını belirttikten sonra şunları kaydetti.

“Bugün Türkiye'de günde en az 3 kadın öldürülüyor. Bazı yerlerde bu cinayetler failler ve devletin işbirliğiyle dışarıya yansıtılmıyor. 2002 yılında AKP'nin iktidara geldiği tarihten itibaren kadına yönelik şiddet ve cinayetler arttı. AKP döneminde kadın cinayetleri % 1400 oranında artış gösterdi. Ben buna cins kırımı diyorum. Türkiye'de iki kritik fay hattı var. Bir Kürt sorunu, ikinci Alevi sorunu ama ne yazık ki buna üçüncü önemli sorun olan kadın sorunu eklenmiyor.”