Şilili kadınlar Feminist Parti kuruyor

Erkek şiddetine karşı söyledikleri şarkı dünyanın bir çok ülkesine yayılan Şilili kadınlar, Feminist Parti kurmaya hazırlanıyor.

Milletvekili Lorena Delgado Varas, İsveç Sol Parti adına temaslarda bulunmak için Şili'ye giderek, kadın, işçi ve sivil toplum örgütleriyle görüşmeler yaptı. Varas, Şili'de geçtiğimiz yıl toplu ulaşım hizmetlerine yapılan zamlardan sonra başlayan ve toplumsal bir direnişe dönüşen halk hareketinde yer alan kadınların radikalleştiklerini ve feminist parti kurmak için hazırlık yaptıklarını söyledi.

Ocak ayı içinde Şili'de iki hafta süreyle temaslarda bulunan Varas, izlenimlerini ANF'ye anlattı.

Göstericilere yönelik polis şiddetinin tepkilere ve gösterilerin daha da kitleselleşmesine neden olduğunu söyleyen Varas, “Son iki haftadır gösterilerde bir kitleselleşme olduğunu gözlemliyoruz. Bunun birinci nedeni hükümetin gösteri hakkını kısıtlayan yasalar çıkarması ve eylemcilerin yüzlerini gizlemelerini yasaklayan uygulamayı başlatması. İkinci olarak başkent San Diago'da varoşlardaki baskıların artması ve mahallelerin polis tarafından adeta kuşatılması. Polis, varoşlarda yaşayanların il merkezinde düzenlenen gösterilere katılmalarını engellemek istiyor” dedi.

BARİKAT DİRENİŞİ

Varas’a göre işsiz ve bir bölümü evleri olmadığı için sokaklarda yatan gençlerin başlattıkları hareketin öğrencilerin katılımıyla büyüdü. Kendilerini Barikat Direnişi olarak adlandıran bu hareketin diğer halk kesimleri için de bir çekim merkezi haline geldiğini söyleyen Vargas, eylemcilerin talepleri hakkında şunları ifade etti:

“Daha iyi yaşam koşullarının sağlanmasını talep ediyorlar. Şili'de büyük bir ekonomik eşitsizlik var. Her yıl binlerce insan maddi güçleri olmadıkları için tedavi olamıyor ve yaşamını yitiriyor. Çok düşük aylık alan emekliler geçinemiyor. Emeklilerin intiharları yaygınlaşıyor. Su ve topraklar için mücadele eden çevreciler ağır baskılar altında. Yerli halklara yönelik ayrımcılık ve dışlama devam ediyor. İşçiler ücret zammı ve çalışma koşulları için mücadele ediyor. İşte tüm bu gruplar düzenlenen eylemler içinde bir araya geliyor.”

HALK DEMOKRATİK REFORMLAR İSTİYOR

Ülkenin kuzeyindeki maden ocaklarında uluslararası tekellerin çevre ve ağaç katliamı yaptıklarını söyleyen Vargas, “Ne yazık ki, maden işçileri bu eylemliliklere güçlü katılım göstermiyor. Buna karşın eğitim ve sağlık sektöründeki federasyonlar eylemlere kitlesel katılımlar sağlıyor. Devlet Başkanı Pinera, eylemcileri yatıştırmak için bazı bakanları görevden aldı ama halk bunu yeterli görmüyor. Pinera'nın istifasını istiyor. Demokratik reformların gerçekleştirilmesini talep ediyor” şeklinde konuştu.

Şili'de güçlü bir kadın hareketi olduğunu sözlerine ekleyen Vargas, şöyle devam etti: “8 Mart Hareketi çok güçlü. Ayrıca sendika ve çevre örgütlerinin kendi kadın hareketleri var. Yaşamın her alanında var olan ataerkil değer yargıları bu kesimlerin direnişiyle karşılaşıyor. İşçi, memur, kadın ve öğrenci hareketlerinin yer aldığı bir çatı örgütü kuruldu. Ama kadın hareketi örgütlenmeyi yeteri kadar radikal bulmadığını söyleyerek oluşumdan ayrıldı. Kadınlar feminist bir parti kurmak için çalışma yürütüyor. Ben de böyle bir kadın partisinin gerekli olduğu görüşündeyim.”

LES TESİS'İN YAYGINLAŞMASI ŞİLİLİ KADINLARA GÜÇ VERDİ

Las Tesis'in cinsel şiddete karşı performansının dünyanın pek çok ülkesinde yaygınlaşmasının Şilili kadınların güç ve mücadele azmini arttırdığını kaydeden Varas, “Son iki haftadır süren gösterilere kadınlar güçlü bir biçimde katılıyor. Feminist hareket, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü için büyük hazırlıklar yapıyor. Sadece büyük şehirler ve ilçelerde değil köylerde de 8 Mart kutlamaları düzenleyecekler” şeklinde konuştu.

Varas, Şili'de feminist hareketin güçlü olduğunu ve geçtiğimiz yıl toplu ulaşım araçlarına yapılan zamlardan sonra başlayan gösterilerden önce de kadınların sık sık meydanlara çıktıklarını söyledi.

ŞİLİ HALKI MAPUÇELERLE EMPATİ YAPIYOR

Yapılan kitlesel gösterilerin değişik kesimleri bir araya getirdiği ve önyargıların aşılmasında etkili olduğunu dile getiren Vargas, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Mapuçe halkı her zaman olduğu gibi geçen yıl başlayan ve hala devam eden eylemlerde güçlü bir şekilde yer aldı. Şili'de Mapuçelere karşı ırkçılık ve ayrımcılık oldukça yaygın. Ama bu gösterilerden sonra bunun bir ölçüde kırıldığını görüyoruz. Gösteri yapmak için meydanlara çıkanlar saldırılara uğradıklarında Mapuçelerin daha önce bölgelerinde uğradıkları saldırıların ayrımına varıyor. Artık empati yapabiliyor. Mapuçelerin mücadelelerinin kendi mücadelelerinin bir parçası olduğunu görebiliyorlar. Mapuçeler işgal edilen topraklarına sahip çıkmak için eylem yaptıklarında Şilililer oraya gidip dayanışma gösteriyor. Bu önemli bir gelişme.”

Ülkenin güney kesimlerindeki üç Mapuçe yerleşim birimini ve Mapuçelerin liderlerini ziyaret ettiğini de aktaran Varas’ın izlenimleri şöyle:

“Mapuçeler, topraklarını yağma eden uluslararası tekellere karşı güçlü mücadeleler yürütüyor. Bunlar arasında bölgede büyük bir baraj inşa eden Norveç tekeli Vatten Kraft da var. Topraklarını savunmak için tekellere karşı çıktıklarında saldırılara uğruyorlar. Sahte ve temelsiz suçlamalarla, gizli tanıkların ifadeleriyle gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorlar. Aylarca ve bazen yıllarca cezaevinde tutuluyorlar. Bazen de liderleri katlediliyor. Mapuçelere yönelik sistematik baskı ve saldırılar var. ”