‘Basındaki mücadele çizgimiz Gurbetelli Ersöz çizgisidir’

Gurbetelli Ersöz'ün mücadele arkadaşı Cemal, “Önderliğimizin kadın özgürlük çizgisi ve mücadelesini her yönüyle anlama, kendinde somutlaştırma ve bunun öncüsü olmayı temel varoluş gerekçesi, felsefesi olarak büyük bir kararlılıkla sürdürdü” dedi.

Kürdistan Özgürlük Hareketi’nde ve özgür basın tarihinde büyük bir rolü olan Gurbetelli Ersöz’ün şahadet yıl dönümüne ilişkin konuşan mücadele arkadaşı Ahmed Cemal “Önderliğimizin kadın özgürlük çizgisi ve mücadelesini her yönüyle anlama, kendinde somutlaştırma ve bunun öncüsü olmayı temel varoluş gerekçesi, felsefesi olarak büyük bir kararlılıkla sürdürdü” dedi.

Cemal, Gurbetelli Ersöz’ün yaşam süreci, Kürdistan özgürlük hareketindeki duruşu ve mücadele tarzını, son dönemlerdeki AKP-Erdoğan faşizminin özgür basına yönelik baskıları ve kapatmaları karşılık Gurbetelli Ersöz’ün mücadele çizgisini nasıl sahiplenilmesi gerektiğini değerlendirdi.

8 Ekim 1997’de yaşamını yitiren Gurbeteli Ersöz, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin basın çalışmalarını, verilen mücadelenin sesini, rengini, soluğunu, seyrini hem mücadeleyi sürdüren militanlara hem de Kürt halkına aktarmaya çalışıyordu. Biraz Gurbetelli Ersöz’den bahseder misiniz?

Gurbetelli arkadaş şahsında bütün basın şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Ayrıca Önder Apo’ya yönelik uluslararası komployu lanetliyor, bu komploya karşı başta Halit Oral arkadaş olmak üzere ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarıyla Önderlik etrafında ateşten çember örerek, şahadete ulaşan kahraman şehitlerimizin amaçlarını gerçekleştirme sözümüzü yineliyorum. Gurbetelli arkadaşı, 1988 yılında tanıdım. O yıllarda Çukurova Üniversitesi Kimya bölümünde asistan olarak çalışıyordu. Bu ilişkilerini, daha öğrenciyken gençlik çalışmalarında aktif olarak yer aldığından sürdürüyordu.

Sosyal ilişkileri güçlü olduğu ve insanlarla rahat diyalog kurabildiğin için geniş bir çevresi vardı. Üniversitede çalıştığı süre içinde de özgürlük mücadelesinin gelişimi için büyük çaba gösteriyordu. Üniversite, öğrenciler ve geniş aile çevresindeki gençlerin örgütlenmesi, eğitimi ve mücadeleye aktif katılımında önemli rol oynadı. Benim mücadeleye profesyonel katılımımda Gurbetelli arkadaşın önemli emeği ve rolü oldu. Bu nedenle de tüm şehitlerimize olduğu gibi Gurbetelli arkadaşa da borçluyum.

Kendisi 1990 yılın Ocak ayında çalıştığı iş yerinden ayrılarak mücadeleye aktif katıldı. Önderlik sahasındaki eğitiminden sonra tekrar ülkeye döndü ve döndükten kısa bir süre sonra yakalandı. 2 buçuk yıla yakın cezaevinde kaldı. Çıktıktan sonra mücadeleye katılmadan önce, hep olmak istediği basın alanında aktif olarak çalışmalara başladı. O yıllarda mücadelemize karşı yürütülen kirli özel savaşa, katliamlara, sürgünlere, köy boşaltma ve yakmalara, işkencelere, tutuklamalara karşı büyük bir irade ve kararlı duruşla mücadele etti.

Hiç bir zaman faşist devlet uygulamalarını teşhir etmekten korkmadı, kaygıya kapılmadı. Büyük bir azim ve kararlılıkla gerçekleri bütün dünyaya ulaştırmaya çalıştı. Bu nedenle Özgürlük mücadelesinin sesi ve sözü olarak Kürt basın ve gazeteciliğinin devrimci duruş ve yayıncılığının öncülüğünü yaptı. O yıllarda özgür basın emekçilerine yönelik her türlü katliam ve saldırılara rağmen Gurbetelli arkadaş, basın alanında örgütlü direniş iradesini açığa çıkararak Kürt basın tarihinde önemli bir sürece öncülük etti. Ve bu günlere büyük bir miras bıraktı. Gazete binasının bombalanmasından ve yeniden aranır konuma geldiğinde Özgür Kürdistan dağlarına çıkarak mücadeleye buradan devam etti.

Gurbetelli Ersöz’ün kişisel özelliklerinden biraz bahseder misiniz?

Daha onu ilk tanıdığım anda açığa çıkan en temel özelliği güçlü, iradeli, kararlı duruşuydu. Büyük bir özgüveni vardı. İkna gücü yüksekti. Bu nedenle güçlü bir örgütçüydü. Mücadele içinde bu yönlerini çok daha güçlendirdi, derinleştirdi. Önderliğimizin kadın özgürlük çizgisi ve mücadelesini her yönüyle anlama, kendinde somutlaştırma ve bunun öncüsü olmayı temel varoluş gerekçesi, felsefesi olarak büyük bir kararlılıkla sürdürdü. Bu nedenle sömürgeci faşist Türk devletine olduğu kadar, kapitalist modernitenin geri, düşürücü yaşam anlayışına, ilişkilerine karşı da büyük bir öfke ve mücadele içinde oldu. Cins ve sınıf mücadelesiyle sömürgeciliğe karşı mücadeleyi bütünlük içinde ele aldığından güçlü bir kadın öncülüğünü, militanlığını, komutanlığını temsil ediyordu. Bu nedenle de her türlü zorluğa karşı direnmeyi ve başarmayı bildi.

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan ile aralarında “Gur­be­tel­li’y­din Va­ta­nel­li ola­cak­sın!” geçen bir diyalog vardı. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

Gurbetelli arkadaş Ziverli/Bingöllü olmasına rağmen Adana’da büyümüştü. Ailesi yurtseverdi ve Şeyh Sait İsyanını bir şekilde yaşamışlardı. Adana’da büyümesine rağmen köyüne, köyünün dağlarına, derelerine, toprağına aşk derecesinde bağlıydı. Gurbetelli’nin Önderlikle buluşması bu anlamda tarihiyle, toprağıyla, köyüyle, cinsiyle, kökleriyle, özgürlüğüyle buluşmasıydı. Bu buluşma ve kararlaşma artık gurbetli olmanın aşılması anlamına geliyordu.

90’lı yıllarda devletin basına yönelik saldırılarında Gurbetelli Ersöz de tutuklanmıştı. Son dönemlerde basına topyekûn saldırılar yürütülüyor. Bunların başında Özgür Gündem ile başlayan birçok basın kurumu kapatıldı AKP ve saray çeteleri tarafından. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Günümüzde AKP faşizminin Kürdistan halkına, demokrasi güçlerine yönelik saldırıları birçok yönüyle 12 Eylül faşizmini, 90'lı yıllardaki kirli özel savaş dönemini aşmış bulunuyor. Başta Özgür Gündem, Zarok TV, Gün TV, vb. birçok basın yayın kurumuna, gazeteye ve TV’ye yönelik son saldırılar özünde Kürdistan halkına yönelik geliştirilen siyasi, kültürel ve fiziki soykırıma götürmeye yönelik son hamleler oluyor. Ki kendileri buna ‘Ölüm kalım savaşı’ dedi. AKP ve Erdoğan kendi sonlarını gördüğü için bu kadar saldırganlaştılar. Fakat bu baskılar, saldırılar, katliamlar, kapatmalar 12 Eylül faşizminde olduğu gibi Çiller, Doğan Güneş ve Mehmet Ağar kılığında sonlarını hızlandırma ötesinde bir sonuç çıkarmayacaktır. Tarihten biraz anlayanların bu sonuca ulaşması zor değil. Bu nedenle yaşanan bu saldırılara karşı Kürdistan halkı nasıl direniyorsa, onun tüm diğer alanları ve kurumları gibi basını da direnecek ve bu saldırıları boşa çıkarmasını bilecektir.

Türk devletinin basına yönelik bu saldırılarına karşılık Avrupa’nın tepkisi olması beklenirken aksine televizyon yayınların durdurulması veya kapatılmasına yardımcı oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avrupa’nın bu son tutumu çok övündüğü demokrasisinin gerçek yüzünü bir kez daha açığa çıkardı. Kendisi için olan demokrasi anlayışı, diğer toplumların, halkların, ezilenlerin ve emekçilerin faşizmidir. Avrupa liberal demokrasisinin, gerçek ikiyüzlü karakterinin en temel özelliği bir kez daha açığa çıkmış oldu. Bununla birlikte faşist AKP kılığıyla Saray’daki diktatörle ciddi bir çelişkilerinin olmadığı, hiç de öyle basına yansıttıkları gibi rahatsızlık duymadıkları, bunun aldatmacadan öte bir anlam taşımadığı anlaşılır oldu. Basit çıkarlar karşılığında her türlü demokratik, insani değerlerden vazgeçme konusunda Avrupa’nın durumu bilinmiyor değildi ama bu kadar AKP ve Erdoğan'dan rahatsızlık duyduğunu belirtip onunla ortaklaşa Med Nuçe TV'nin kapatılmasında rol oynayacak kadar düşmesi herkes açısından öğretici olmalıdır.

Bugün özgür basın olarak bir çizgiye dönüşen Gurbetelli Ersöz duruşu daha somut olarak basında, toplumsal aydınlanmada nasıl karşılığını bulmalı?

Özgür basına yönelik tüm bu saldırılar, bu alanda çizgi haline gelmiş Gurbetelli Ersöz duruşunu tasfiye etmeye, etkisizleştirmeye yönelik olduğu gibi, ancak bu çizginin kararlı uygulayıcıları ve takipçileri olarak boşa çıkarılabilinir. Bu nedenle Gurbetelli arkadaşın anısına bağlılık, savunduğu değerleri hakkıyla savunmaktan, mücadele çizgisini kararlılıkla sürdürmekten geçer. Faşist saldırılar karşısında direnmek, örgütlenmek ve basın çalışmalarını, aydınlanma faaliyetlerini yaratıcı bir tarz ve yöntemlerle geliştirmek basın-aydınlanma çalışmalarını yürüten kadrolara, emekçilere büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Özgür basın tarihi en zorlu koşullarda, en yaratıcı tarzı geliştirmede, bunun kararlılığını, fedakarlığını, azmini ve çabasını açığa çıkarmada büyük tecrübeler ve olanakları fazlasıyla sunmaktadır. Bu alanda çalışma yürüten arkadaşların sorumluluk ve kararlılıkla bu zorlu mücadele sürecini de aşarak bu çizginin kararlı savunucuları olacaklarına yürekten inanıyor, başarılar diliyorum.