Besê Erzincan: Erdoğan yenilecektir

KJK Koordinasyon Üyesi Erzincan, Erdoğan bitmek üzere, neden bitmek üzere çünkü akıl almaz bir siyaset yapmaktadır. Vekilleri tutuklayarak, belediyelere kayyum atayarak, saldırarak, ve işgal ederek Türkiye kazanamayacaktır. Bu siyaseti yenilecektir.

Koma Jinen Kurdistan (KJK) Koordinasyon Üyesi Besê Erzincan, gündeme ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.

Türk devletinin Güney Kürdistan topraklarını işgal girişimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürt Özgürlük Hareketi yeni bir döneme girmiş bulunmakta ve bu mücadele döneminin arkasında 40 yıllık birikim var. Özellikle 2012 ile başlayan ve Kobanê savaşında doruğa ulaştı. O dönemden sonra Kürdistan’ın bütün parçalarında düşünsel ve örgütlenmede büyük gelişmeler yaşandı. Bu gelişmeleri haz edemeyen güçler Kürdistan’a saldırılarını yoğunlaştırmış ve katliamlar yapmıştır. Bu saldırılarla sadece Kürtler değil, Arap ve Fars ve Türk halklarından da zarar görenler oldu. Ve bu sisteme güvenleri kalmamış durumdadırlar.

Biz toplumsal düzenimizi, topluma dayalı sistem üzerinden yürütmeye çalışıyoruz. Biz sistemimizi yoğunluklu tartışmalara tabi tuttuk. Bu sistemimizi gerçekleşemeyeceğini söyleyenler gördü ki, yapınca oluyormuş. Ve yanıldıklarını gördüler. Özellikle Rojava Kürdistan’ın da bu sistem demokratik siyaset çerçevesinde esas bir model haline gelmektedir. AKP ve Erdoğan’ın saldırıları bu gelişmelere karşı yapılmaktadır. Erdoğan varlığını koruyabilmek için Türkiye’nin iç siyasetinde demokratik çevreleri bastırdı ve Kürtlere yaptıklarına gizlemek için muhalif basını susturdu. Ardından Kürt sorununu terörize ederek baskıcı sistemini Kürtlere karşı saldırtarak bunu Türkiye toplumuna kabul ettirmeye çalışıyor. İktidarı elinde tutmak için HDP’ye ve DBP’ye saldırıyor, demokratik çevrelere saldırıyor ve gerillaya saldırıyor. Bunların hepsi tüm muhalif kesimlerin sesini kesmektir. Bu esaslar üzerinden PKK saldırarak kendisini büyütmeye çalışıyor. Osmanlı dönemindeki gibi, Musul- Kerkük ve Halep’i Türkiye topraklarına dahil etmek istiyor.

Bu siyasal atmosferden yararlanarak çıkarları kapsamında Irak ve Suriye’yi işgal etmektedir. Irak’ı DAİŞ ve PKK’yi bahane ederek işgal etmek istiyor. Aynı şekilde Rojava’ya saldırmaktadır. Buralarda yaşadığı başarısızlığı örtbas etmek için Türkiye’nin iç siyasette demokratik çevrelere ve Kürtlere baskı yaparak işgal politikalarını gizlemektedir.

Erdoğan Türkiye’de hukuku tanımıyor, uluslararası kanunları tanımıyor, insan hakları adına bir şey bırakmamış, bunun aynısını Ortadoğu’ya yapmaya çalışıyor. Yaklaşımı budur. Biz hareket olarak bunları değerlendiriyoruz. Özellikle Güney Kürdistan’a asker yığmaları normal bir siyasetin ürünü değildir. Kandil ve Şengal için hazırlıklarının olduğunu buraları işgal ederek Kürtlerin devrimini boğmak istediklerini biliyoruz. Bu sadece PKK hareketine yapılmış bir operasyon değil, aynı zamanda Kürt halkının haklarını elinden almak istemektedir. Güney Kürdistan halkına saldırıları Ortadoğu’da özgürlük isteyen, eşitlik isteyen, kültürünü isteyen bütün halklar saldırmaktadır.  Bu çok tehlikelidir.

Şengal bu kritik durumun neresinde?

Şengal kritik bir noktadır. Türkiye’ye yakın bir yer, Irak bağlı bir statüsü de yok, orta yerde bir yerde duruyor. PKK’nin Şengal Êzidî halkını orada savunduktan sonra bugüne kadar hep Türkiye tarafından gündemdeydi. PKK’nin elinde olmasını Türkiye ve onun işbirlikçileri kabul etmediler. Aslında burada mesele PKK değil, bütün Güney Kürdistan’ı hedef almaktır. Buraya yerleşerek daha güç kazanmak istiyorlar.

Bunu Kandil için de söyleyebiliriz, Kandil’in önemi ideolojik ve örgütsel başat bir yer. Sadece PKK için değil, her zaman Kandil’de direnişler olmuştur. Birçok Kürt özgürlük mücadelesini yürütmüş örgütlerin savunma alanı olmuş ve savunmuştur bu dağlar. İşte AKP burayı işgal ederek kendine siyasal propaganda aracı haline getirmek istiyor.

Tabii bu saldırıların ne anlam geldiğini çok iyi biliyoruz. Özellikle 2016-2017 yılları Kürtler için çok önemli yıllardır. PKK aynı zamanda kadın hareketi olduğu için Kadın Hareketi için de önemli bir yıllardır. Bütün esas çalışmaları kadınlar yapmaktadır. Kadın ideolojik ve düşünsel anlamda öncelikli ve öncülük yapmaktadır. Bizim hazırlıklarımız var. Biz devrimci bir örgütüz ve direnerek zaferi kazanacağız. Biz direniş hareketiyiz. Kandil ve Şengal için Hareketimizin üst düzeyde hazırlıkları vardır.  

Bu saldırılara karşı hazırlıklarınız hangi düzeyde?

Birçok kez saldırdılar. Son yıllarda da saldırılar düzenlediler. Şimdi Zap, Zagros çevrelerinde havadan karadan sürekli operasyonlar sürekli düzenliyorlar. Şimdiye kadar gerilla birlikleri hazırlıklarını iyi yapmışlardır. Bu saldırılara karşı gerilla sert bir şekilde cevap vererek düşmana geri adım attırmıştır. Ve yenilerek geri çekilmek zorunda bırakmıştır.

Neden özellikle Kandil ve Şengal hedef almışlar?

Birincisi, Türkiye’nin Osmanlı tarihinden gelen bir şey bu. Türkiye, Kürdistan’ı işgal ederek büyümek istiyor. Sıkışmışlığını böyle geçiştirmek istiyor. İkincisi de Türkiye’nin zihniyetiyle bağlantılıdır. Hiçbir zaman Kürtlerin bir kazanımı olmasını istemiyorlar. Güney Kuzey bütün parçalar için böyle bir siyasetleri var. Bunlar Kürtlerin her zaman köle olmasını istiyorlar. Onlar için çalışsın istiyor.

Bu saldırılara karşı Güney Kürdistan halkı ve siyasi partileri ne yapmalı nasıl karşı durmalıdırlar sizce?

Halkın kendini savunmalıdır. Peşmergenin yanında özsavunma da olmalıdır. Kerkük bu konuda bizim için örnek bir şehir oldu. Musul’a giden peşmerge gücü sayının azlığından kaynaklı halkın öz savunması olmasaydı, DAİŞ Kerkük’ü alabilirdi. DAİŞ her yeri alacaktı. Bunun için her yerde Kürtler öz savunmasını geliştirmelidir. Doğacak boşlukları özsavunma birlikleri tamamlamalıdır.  

Türkiye sizce bu soykırım saldırıları ile nasıl bir sonuç almak istiyor?

Erdoğan bitmek üzere, neden bitmek üzere çünkü akıl almaz bir siyaset yapmaktadır. İç siyasette vekilleri tutuklayarak, belediyelere kayyum atayarak ve dış siyasette saldırarak, işgal ederek Türkiye kazanamayacaktır. Irak, Suriye bunlar Türkiye gibi olmaz çünkü buralarda birçok güç var. ABD, İran, Rusya, Şiiler var onun için Erdoğan ucuz şekilde bir şey yapamaz. Ayrıca biz varız. Bu siyaseti yenilecektir. Ve şimdi Erdoğan tek başına kalmış durumda. Herkes Erdoğan’ın bu siyasetinden rahatsızdır.

25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Günü yaklaşıyor ve birçok yerde eylemsellikler başlamış durumda. Kadınlara çağrınız nedir?

Biz kadınlar PKK öncülüğünde, Önder Apo felsefesinde büyük adımlar attık. Kuzey Kürdistan’da en büyük saldırılar kadın üzerine yapılmaktadır. Bütün alanlarda kadını öncülük yapmaktadır. Bunu bütün dünya gösterdi. YPJ ve gerilla şahsında bütün dünya kadın mücadelesini kabul ediyor. Kürt kadını  korkusuzca  ülkesini, toprağını savunmakta ve öncülük yapmaktadır. Rojava Kürdistan’ı bunun örnekler ile doludur. Bütün Kürdistan kadınları böyledir.

Böylesi dönemlerde kadınlar birlikte çalışmalarını örgütlemeliler. Bütün Kürdistan parçaları içi bu böyledir. Diğer halklardan da bizim içimizde mücadele yürütüyor. Ve birçok kesimden kadınlar bizim ideolojimizi kabul ediyorlar. Bu evrenseldir. Evrensel olduğu için bütün kadınları ilgilendirmektedir. Kürt sorununda ortak hareket etmeliler. Kürt kadını öncülük yapmaktadır. Özgürlüğü için mücadele ediyor ve direniyor. Bizim çağrımız özellikle Güney Kürdistan kadınlarına, bizim düşmanımız birdir. Türkler bizim düşmanımızdır. Kürdistan toplumu ve halkları için düşmandır. Particilikten ziyade bütünlüklü bir şekilde birlikte yapmalıyız. Ben buna inanıyorum, Güney Kürdistan’da kadınlar tarafından bir uyanış var. Eğer birlikte hareket edip mücadele ederek büyük bir başarı elde edebiliriz.