‘Viyan bizim için sönmeyecek bir özgürlük meşalesi oldu'

Viyan Soran'ı şahadetinin 14'üncü yıldönümünde anan KJK Koordinasyon üyesi Çiğdem Doğu, “O bizim için hiç sönmeyecek bir özgürlük meşalesi oldu” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik komploya karşı 2006 yılında bedenini ateşe veren Viyan Soran, duruşu ve mücadelesiyle Kürt halkının hafızasında derin bir iz bıraktı. Viyan Soran'ı şahadetinin 14'üncü yıldönümünde anan KJK Koordinasyon üyesi Çiğdem Doğu, “O bizim için hiç sönmeyecek bir özgürlük meşalesi oldu” ifadelerini kullandı.

Kürt Özgürlük Hareketi içerisinde 2004 yılında geliştirilmek istenen tasfiyeciliğin etkilerini kırmak ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaşan tecridi protesto etmek amaçlı 1 Şubat'ı 2 Şubat'a bağlayan gecede bedenini ateşe verir Viyan Soran (Leyla Walî Hüseyin). "Yoldaşlar, dostlar ve acı çeken kadınlar; üzülmeyin halay çekin biliyorsunuz ki ben halay çekmeyi çok seviyorum" sözüyle akıllara kazınan Güney Kürdistanlı Viyan Soran’ın şehadetinin yıldönümü vesilesiyle KJK (Komalên Jinên Kurdistan) Koordinasyon üyesi Çiğdem Doğu’ya sorularımızı yönelttik.

2006 yılı sizler açısından nasıl bir yıldı? 2004 yılında hareketiniz içinde ortaya çıkan tasfiyecilik etkilerini ne düzeyde sürdürüyordu?

2002-2004 tasfiyeciliği, parti tarihimizin en kapsamlı ve tehlikeli iç tasfiyeci sürecini ifade eder. Bu tasfiyecilik, Önderliğimizin İmralı'da esaret altında olduğu, hareket olarak çok önemli bir değişim sürecinden geçtiğimiz, yine ABD'nin bölgeye Irak üzerinden müdahalesini somutlaştırdığı ve yeniden dizayn politikalarını gündemleştirdiği bir süreçte açığa çıktı. Sömürgeci güçlerin de cesaretlendirmesiyle tasfiyeci grup kendilerini açıktan ifade etmeye, örgütlemeye çalışmışlardır. Bunun için öncelikle partimizin özgürlükçü yaşam ve ilişki anlayışını, bağımsız politik hattımızı ve fedai gerilla mücadele anlayışını bozmaya, tasfiye etmeye girişmişlerdir. Elbette ki tüm bunların hedeflediği Önderliğimiz ve O'nun çağdaş paradigması, örgütlülüğü ve mücadele gücü olmuştur.

Yani uluslararası komplonun bir devamı niteliğindedir, iç uzantısıdır. Önderlik PKK'nin yeniden inşasını gündemleştirerek bu tasfiyeciliği tasfiye etmiştir. Partimizin ana gövdesi Önderliğimizi esas alarak, O'nun etrafında kilitlenerek hareket etmiş ve böylelikle çizginin, yaşamın, siyaset ve savaş anlayışımızın netleşmesiyle birlikte bu çeteler çareyi kaçmakta bulmuşlardır. Bu çeteler, tasfiyeciler kaçıp gittiler, ancak geride kafa karışıklığı, muğlaklık, ölçülerde belirsizlik bırakıp gittiler. Dolayısıyla bir dönem daha bu tasfiyeciliğin etkileri yansımasını buldu. Bir yandan bu iç gerilikler ve buna karşı kadro konferanslarının gündeme geldiği, diğer yandan ve asıl olarak da Önderlik'le görüşmelerin kesildiği o süreçte, Viyan arkadaş fedai eylemini gerçekleştirmiştir. Eylem biçimi olarak yerinde görmemekle birlikte, içinde taşıdığı bu fedai ruhu anlamak ve miras almak bizim için çok önemli.

Viyan Soran'ın bu tasfiyeci-çeteci çizgiye, geriliklere karşı esas aldığı mücadele tarzını, mücadele arkadaşı olarak açabilir misiniz?

Viyan arkadaş, küçük yaşlarda gerillaya katılmış, oldukça genç yaşlarda büyük sorumluluklar almıştır. Genç yaşta gerçekten de örnek bir davranış seçkinliği, asaleti, bilinç düzeyi, üslup ve hitabeti, yoğunlaşma derinliği, savaşma-mücadele etme aşkı vardı. Ferhat ve Botan, yine bunların etrafındaki işbirlikçi kadınlar Viyan arkadaşı kazanmak için çok uğraştılar, çekmeye çalıştılar. Arkadaş Güneyliydi, Güney şehirlerinde tutarak kendi yaşam ve ilişki anlayışlarını dayatarak bozmaya çalıştılar. Ancak Viyan arkadaş ilkeli, ölçülü ve Önderliği esas alan kadın duruşu ile militanca güçlü bir cevap verdi. Zaten PKK İnşa Komitesi'nin on iki üyesinden biri oldu, PKK'nin yeniden inşa çalışmalarında çok önemli bir rol oynadı. Bu süreçlerde de Önderlik için fedai eylem önerilerini sürekli yaptı, örgüt kabul etmedi, ancak Heftanîn'de 2 Şubat gecesinde bedenini ateşe vererek eylemini gerçekleştirdi, bizim için hiç sönmeyecek bir özgürlük meşalesi oldu.

Viyan Soran’ın genç bir gerilla olmasına rağmen kadın sorunu ve çözümü noktasında çok duyarlı olduğu yansıyor mektubunda; 'Az da olsa acı çeken kadınların özgürlük molekülünü geliştirmek için bir atom olmak' istediğini belirtiyor. Bu değerlendirmeyi nasıl yorumluyorsunuz?

Açıkçası çok derin bir değerlendirme. Derinliği sadece kullandığı kelimelerde değil, bu kelimeleri ateşten bir dille anlatmasındadır da. Günümüzde toplum yaşamında kadınların nasıl inanılmaz acılar çektiğini düşünürsek, bu acı çeken kadınların yüreğini hissetmenin, acılarına derman olmanın, çözüm olmanın O'nun en büyük aşkı olduğunu görürüz. Yani kendi varlığını, anlamını ve eylemini, bir yanıyla da acı çeken kadından özgürlük mücadelesi veren kadına ulaşmada ateşten bir köprü haline getiriyor. Kadın tarihine, kadın özgürlük belleğine 'özgürlük molekülü olmak için özgürlük atomu olma' belirlemesini yerleştiriyor. Bunun anlam derinliğini kavramak, kadınlar olarak bizim en temel görevlerimizdendir. Özgürlük molekülü olmak için özgürlük atomu olmak neyi anlatır, bize nasıl güçlü bir örgütlenme, dayanışma, mücadele etme perspektifi verir, bunlar üzerine çok ama çok yoğunlaşmalıyız.

Viyan Soran bir 15 Şubat'ı daha çaresizlik ve umutsuzluk içerisinde geçirmek istemediğini belirtiyor mektubunda. Bu değerlendirmeyi eylemiyle bağlantılı nasıl ele alıyorsunuz?

Yaşamında, arkadaşlığında, yine mektuplarındaki değerlendirmelerinde de ortaya çıkan, Viyan arkadaşın çok derin bir anlama gücüne sahip olduğudur. Bu anlam verme gücü aynı zamanda süreç, yaşam ve insan karşısındaki duyarlılık, sorumluluk gücüdür. Yani öyle ezbere, yüzeysel değil, çok derin ve duyumsayarak yaşıyor, daha da önemlisi yaşatmak, hissettirmek istiyor. Söz konusu Önderlik olduğunda ise, hissin, duyarlılığın, sorumluluğun zirveleşmesi gelişiyor. AKP ve Erdoğan'ın bir yandan "Kürt sorununu ben çözeceğim" yalanlarını dayattığı, diğer yandan da tecritle, şantajla, tehditle, operasyonlarla halka, gerillaya ve Önderliğe yöneldiği bir süreçtir. Viyan arkadaş, AKP'nin iki yüzlü, komplocu yüzünü net olarak görmüş, Önderlik üzerindeki tehlikeyi fark edip tavır almıştır. Yüreği Önderliğin İmralı'da esaret altında olmasını asla kabul etmemiştir. Yani bu eylem, bir yandan düşmanın İmralı esaret ve tecrit politikalarına karşı, diğer yandan da hareketimiz içinde mücadeleyi objektif olarak zayıflatan geriliklere karşı gerçekleşmiştir. Esas doğrultusu böyle olmakla birlikte, kadın özgürlük mücadelesini büyütme, Kuzey halkı ve toprakları ile görkemli buluşmayı yaşama, çocuklarla, analarla yürekten kaynaşma aşkı da vardır. Amaçlar ve gerekçeler büyük olmasaydı, elbette ki böylesine ateşten bir eylem, ateşten bir yürek olunamazdı.  

Viyan Soran Güney Kürdistanlıydı. Eyleminden sonra sizce hem genel hareket içerisinde hem de Güney'de nasıl bir etki yarattı?

Viyan arkadaşı ilk olarak 2000 yılında görmüştüm, o zaman tanımıyordum. Gördüğüm ilk anı hiç unutmam. Uzun ve çok güzel saçları vardı, yüz ifadesi, duruşu, hal ve davranışları dikkat çekecek denli bir asalet taşıyordu. Güney Kürdistan'ın Caf aşiretinden olan Viyan arkadaş, gerçekten de Güney halkının büyük bir değeri, öncüsü, gurur duyması gereken bir yüceliğidir. Önderliğimiz "Güney devrimi, kadın devrimidir" demişti, Viyan arkadaş bu değerlendirmenin ne kadar gerçek olduğunu kendi yaşam ve şahadet gerçekliğiyle ortaya koymuştur. Güney Kürdistanlı halkımız, kadınlarımız Viyan arkadaşı daha iyi anlayarak Güney'i bir devrim ve özgürlük alanına dönüştürmelidir. Viyan arkadaşın özgürlük ruhu, anlayışı, yaşam tarzı bunu emretmektedir. Tabii sadece Güney halkı açısından değil, tüm Kürdistan ve kadınlar açısından bu emir geçerlidir. Şahadetinin bu yıldönümünde Viyan arkadaşın ruhuyla mücadele etmek, Kuzey'de, Güney'de, Rojava'da, Efrîn'de, Rojhilat'ta bu ruhla faşizmi yenmek ve özgürlük sistemimizi inşa etmek asıl olandır. Bu mücadeleyi ne kadar güçlü yürütür ve sonuç alıcı düzeye getirir isek, Önderliğimiz'in de İmralı esareti sona erecek, Önderlik de Kürt halkı da halklar da özgür olacaktır. Böylelikle Viyan arkadaşın "bir 15 Şubat'ı daha çaresizlik içinde geçirmek istemiyorum" vasiyeti de yerini bulacak, 15 Şubatlar, komplolar yerle bir olacak, paramparça olacaktır.