Cezaevlerinde yüzlerce 0-6 yaş grubu çocuk var

Türkiye cezaevlerinde kalan 0-6 yaş grubu yüzlerce çocuğa 'Çocuklar ölmesin' dediği için tutuklanan Ayşe öğretmenin yeni doğan kızı da eklendi.

Türkiye cezaevlerinde adaletsizlik ve hak ihlalleri artık uluslararası ilgili kurumların gündeminden düşmeyen bir boyuta ulaşmış durumda. Bunların en başında da anneleriyle beraber cezaevi koşullarında 6 yaşına kadar yetişmek zorunda kalan çocukların durumu geliyor. Onca girişim ve soru önergelerinden sonra Adalet Bakanlığı’nın 2017 yılının Kasım ayı itibariyle sayılarının 624 olduğunu açıkladığı bu çocukların, beslenme ve yaşama koşullarının standartların çok altında olduğu tespit edilmişti.

Açıklanan sayının söz konusu çocukların annelerinin tahliye olmaları veya 6 yaşına geldikten sonra annelerinden koparılmaları durumu da göz önünde bulundurulduğunda bu veriler değişkenlik gösteriyor. Bu çocuklara en son katıldığı bir televizyon programında Kürdistan’daki katliamları kastederek ‘Çocuklar ölmesin’ dediği için tutuklanıp cezaevine konulan Ayşe Çelik Öğretmen’in yeni doğan kızı da eklendi.

6 YAŞINDAN SONRA ANNELERİNDEN KOPARILIYORLAR

Türkiye cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalmak zorunda bırakılan ve yasal mevzuat gereği 6 yaşlarına geldiklerinde annelerinden koparılan çocukların bulundukları ortamın ruhsal ve bedensel gelişimlerini nasıl etkilediğini, beslenme koşullarını, annelerinden koparıldıktan sonra dış dünya ile adaptasyon süreçlerini ve tüm bunların geleceklerinde nasıl bir iz bıraktığını konunun uzmanları ile konuştuk.

Sorularımızı yanıtlayan Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Hapiste Çocuk Ağı Temsilcisi Avukat Cansu Şekerci ve Altınbaş Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Fulya Giray Sözen, çocukların 0-6 yaş dönemini, cezaevi gibi yetişkinlerin bile duygusal olarak zorlandıkları bir mekanda geçirmek zorunda kaldıklarına dikkat çektiler.

YÜZLERCE 0-6 YAŞ GRUBU ÇOCUK CEZAEVLERİNDE

Türkiye cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan çocukların rakamsal verileri hakkında bilgi veren Av. Cansu Şekerci, "Hapishanede anneleriyle kalan 0-6 yaş grubu çocuklara ilişkin güncel istatistiklere soru önergelerine ve bilgi edinme başvurularına verilen cevaplardan, uluslararası denetim mekanizmalarının hazırladıkları raporlardan ulaşıyoruz" dedi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 2017 yılını kapsayan ve Mart 2018’de yayınlanan raporuna değinen Av. Şekerci şunları belirtti: "Aralık 2017 itibariyle yaklaşık 600 kadın çocuklarıyla birlikte tutulmaktadır. Bunlardan 100'ü hamile ya da yeni doğum yapmıştır. Raporun hapishanedeki annesiyle kalan çocuk değil, çocuklarıyla kalan anne sayısı baz alınarak hazırlanması; bir annenin birden fazla çocuğu olması durumunda sayının daha fazla olduğunun sinyalini vermekte. Yine nispeten yakın zamanlı bir istatistik olarak İstanbul milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin verdiği soru önergesine Adalet Bakanlığı yanıt olarak 14.11.2017 tarihi itibariyle 624 çocuğun olduğu bilgisini vermiştir. Tahliye olan anneler ve yaşı dolduğu için annelerinden ayrılan çocukların tek bir tarihle verilen istatistiklerde karanlık sayı olarak kaldığı unutulmamalıdır.”

ÇOCUKLARDA CEZAEVİ PSİKOLOJİSİ

Çocukların cezaevlerindeki durumlarına ilişkin de konuşan Av. Şekerci, şunların kaydetti: “Çocuklara özgü menü çıkmaya başladı ve kantinde yoğurt, süt gibi takviyeler parayla satın alınabiliyor. Ama maddi geliri olmayan anneler için kantinden çocuğa özgü ürün temin etmek çok mümkün değil. Bu alandaki sorulara bakanlık tarafından sınırlı cevaplar verilmesi, anneleriyle kalan çocuklar hakkında temel ya da özel ihtiyaçlara ilişkin gerekli takibin yapılmadığını da gösteriyor. Bu yüzden Türkiye genelinde bir standardizasyon sağlanmadığı savını destekliyor."

Çocukların kendilerini cezaevinde hissetmemesi için yapılması gereken uygulamaların ne aşamada olduğunu anlatan Av. Şekerci "Türkiye’de 8 adet kadın kapalı ceza infaz kurumu var. Aynı zamanda erkek mahpuslar için kullanımda olan kurumların bazı koğuşlarının da kadın mahpuslara ayrıldığı bilinmekte. Çocuk sayısının yüksek olduğu kurumlarda kreş ya da oyun odaları olabiliyor, ancak bu uygulama da standart değil ve her kurumda bu imkan bulunmuyor. Ayrıca çocuk, oyun odası ya da kreş dışında oyuncakla temas edemiyor, koğuşlara oyuncak alınmıyor. Her türlü oyun/oyuncak olanağı sağlanmış olsa bile kadın cezaevleri yetişkine özgü kurumlar ve 0-6 yaş arası çocukların bu kurumlarda kendilerini cezaevinde hissetmeme ihtimali ne yazık ki yok" diye konuştu.

BANGKOK KURALLAR UYGULANMIYOR

Öğretim Üyesi Dr. Fulya Giray Sözen ise, 2010 yılı Aralık ayında BM Genel Kurulu tarafından kadın mahpusların ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik kriterleri içeren Bangkok Kuralları’nı hatırlatarak, şunları ekledi: "Bangkok Kuralları, anneleriyle birlikte hapsedilen çocukların bakım politikasına ilişkin geniş düzenlemelere yer veriyor. Bu kurallar BM’ye üye ülkelerce oy birliğiyle kabul edildi ve ülkelerin yükümlülüklerini yerine getirmesi bekleniyor. Kurallarda annesiyle birlikte hapsedilen çocukların içinde bulunduğu çevre koşullarının kurum dışındaki çocukların koşullarına olabildiğince yakın olması gerektiği düzenlemesine de yer verilmiştir fakat güncel durumda bu sadece teorik bir bilgi olarak kalıyor."

ÇOCUKLAR ADAPTASYON SORUNU YAŞIYOR

Çocukların en kritik gelişim sürecini cezaevinde geçirmelerinin sonraki yaşamlarına, kişiliklerine, seçimlerine, hayatla ilgili yönelimlerine etkisinin oldukça büyük olduğuna işaret eden Dr. Sözen "Her şeyden öte anneyle birlikte cezaevine girmek çocuk için oldukça zorlayıcı bir süreç. Çocuklar hayatla ilgili birçok referans noktası oluşturdukları 0-6 yaş dönemini, cezaevi gibi yetişkinlerin bile duygusal olarak zorlandıkları bir mekanda geçirmek zorunda kalıyor. Sonrasında çocuk 6 yaşını doldurduğunda dışarıda kendisine bakım sağlayacak kimse yoksa ya devlet koruması altına alınıyor ya da dışarıdaki bir bakım verenin yanına hızlı bir geçiş yapıyor. Çocuğun oldukça uzun bir süre, sadece anneyle kurduğu yakın ilişki ve cezaevindeki izole, birçok uyarandan yoksun yaşamı dış dünyaya geçişle birlikte dönüşüyor ve birçok çocuk bu geçişe adapte olmakta güçlük çekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

ÇOCUKLAR İÇİN EN TEMEL GÜÇLÜK ANNEDEN AYRILMAK

Çocukların cezaevinde anneleriyle birlikte kaldıklarında genelde çok yakın, bağımlı bir ilişki geliştirebildiğini söyleyen Dr. Sözen şöyle devam etti: "Hatta çoğu durumda çocuğun içerideki varlığı anneye de güç veriyor ve anneler aslında çocuklarını duygusal bir dayanak, güç olarak da görebiliyor. Bu normalin dışında, diğer aile üyeleriyle temasın hemen hemen hiç ya da çok sınırlı olduğu ilişki biçiminin çocuğun 6 yaşını doldurmasıyla birlikte sona ermesi ve çocuğun bir gün içerisinde dış dünyaya geçiş yapması çocuk için fazlasıyla incitici bir deneyim. En temel güçlük anneden ayrılmak olsa da çocuğun ikamesi, sosyal çevresi, varsa aile üyeleri ve akranlarıyla ilişkileri, günlük rutinleri, beslenme, uyuma, oyun oynama gibi çok temel günlük pratikleri tamamen yeniden kurgulanıyor. Çocuklar eğer henüz cezaevindeyken dış dünyayla ilgili hazırlanmaz, bu konuda kendilerine bilgi verilmez ve bu geçiş birdenbire gerçekleşirse çocuk için dış dünya çok daha korku ve kaygı verici bir alana dönüşebiliyor."

CEZAEVİNİN ÇOCUKLARIN GELECEKLERİ ÜZERİNDE ETKİSİ

Cezaevinde doğmuş veya orada belli süre kalmak zorunda bırakılan çocukların, yetişkin olduklarında toplumla kuracağı ilişkinin boyutu ve içeriğiyle ilgili de konuşan Dr. Sözen, “Bunu öngörmek çok zor ve her şeyden öte böyle bir genellemede bulunmak bu çocuklar için oldukça etkileyici olur. Lakin şunu biliyoruz ki, çocukluk çağındaki olumsuz deneyimler ve mağduriyetler bireylerin yetişkinlik hayatını birebir etkiliyor" dedi.

Bu etkinin çocuğun yaşamında karşılaştığı iyileştirici, sahici ve kalıcı ilişkilerin gücüne bağlı olarak olumluya da evrilebileceğini söyleyen Dr. Sözen, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Dolayısıyla cezaevinde büyümüş çocuklar beklenenin aksine eğer bu olumsuz deneyimin etkilerini telafi edecek kalıcı ve sahici bir ilişki, iyi bir rol model ya da sağlıklı bir sosyal çevreyle desteklenirlerse, dışarıda büyüyen akranlarıyla benzer bir yetişkinlik süreci geçirebilirler. Cezaevinde büyüme sürecinin nasıl ele alındığı, sonrasında anneyle çocuğun ilişkisinin ne boyutta devam edebildiği, çocuğun cezaevinde ne kadar süre kaldığı, kaldığı dönemde koğuşunda başka çocukların bulunup bulunmadığı, çocuğun okul öncesi imkanlardan yararlanabilmesi gibi birçok faktöre bağlı olarak çocuğun bu olumsuz deneyimden etkilenme biçimi değişebilecektir."