Coşkusu dinmeyen bir akarsuydu Berçem

Yoldaşları, Amed’de 27 Kasım 2010'da şehit düşen YJA STAR komutanlarından Berçem Amed'in (Miyaser Marangoz) ülke özlemiyle düşmana öfkesinin harmanladığı ateşten kişiliği ve büyük bir kadın komutan olma vasıflarını anlattı.

YJA STAR komutanlarından Berçem Amed (Miyaser Marangoz), 27 Kasım 2010'da beş kadın yoldaşıyla birlikte Amed’de şehadete ulaştı. Ülke özlemiyle 1998’de Almanya’dan Kürt Özgürlük Hareketi'ne katılan Berçem Amed, özgür Kürdistan dağlarında sürdürdüğü 12 yıllık mücadelenin her anını büyük coşku, moral ve kararlılıkla geçirdi.

Miyaser Marangoz, 1984’te Amed’in Çermik ilçesinde dünyaya gelir. Bu yıllar aynı zamanda 15 Ağustos Atılımı'yla Komutan Egîd şahsında Kürtlerin yeniden soykırıma karşı diriliş yıllarıdır. Kürtlerin yeniden dirilişini en fazla sahiplenen, buna öncülük eden ailelerden biri de Marangoz'un ailesidir. Bu dirilişe Türk devletinin imha ve inkâr politikalarıyla karşılık vermesi sonucu Marangoz Ailesi 1996’da Almanya’ya göç etmek zorunda kalır. O da Kürdistan ve Amed topraklarına büyük özlem duyarak, Almanya’da büyür.

KOMPLOYA CEVABI KATILIMDIR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında Kürdistan halkını ve Kürt Özgürlük Hareketi’ni hedef alan ve 9 Ekim 1998'de startı verilen Uluslararası Komplo’yu komployu boşa çıkarma hedefiyle Avrupa'da çalışmalara katılır. Almanya’da iki yıl faaliyetlerini sürdürür, 2000’de yönünü özgür Kürdistan dağlarına çevirir. O artık özgür Kürdistan dağlarının hep söylenen türküsü, bitmeyen halaylarının Berçem'idir.

BAŞÛR’DAN AMED’E KOMUTAN BERÇEM

Özgür Kürdistan dağlarına büyük bir özlemle kavuşan Berçem’in ilk yerleri Heftenîn, Zap ve Kandil alanları olur. Yaşama olan büyük tutkusuyla yoldaşlarına hep büyük moral kaynağı olur; YJA STAR’da yerini alır. Öcalan'ın felsefesinde derinleşerek, dağlarla çok kısa zamanda bütünleşir, birçok alanda yoldaşlarına komutanlık yaparak öncü bir misyonla mücadeleye katılır. En büyük hayali Amed’i özgürleştirme ve Öcalan'ı İstasyon Meydanı’nda karşılamaktı. Bu büyük iddia ve hedefle yönünü Amed topraklarına çevirir. 2006’dan itibaren Amed’de YJA STAR Komutanı olarak mücadelede aktif rol oynar, 2010’da 5 kadın arkadaşıyla birlikte şehadete ulaşır.

DÜŞMANA ÖFKESİ BÜYÜKTÜ

Berçem Amed’den etkilenerek özgürlük mücadelesine katılan kardeşi Sema Amed, onun çocukluk yıllarına ilişkin şunları anlattı: "Berçem, benim çocukken tek arkadaşımdı. O nereye gitse ben de onunla giderdim. Bazen bunun için bana kızarak ‘başka arkadaşlar da edinmelisin’ derdi. Ben de bu yaklaşımına hiç mana veremezdim. Aile olarak Almanya’da gurbet elinde yaşamayı asla hazmetmedik, ancak aramızda bu durumu en fazla kabullenmeyen Berçem’di. Ahmet ve Mustafa amcamlar henüz '80’li yıllarda PKK mücadelesinde şehit oldular. Berçem hâlâ çok küçük olmasına rağmen amcamların şehadetinden kaynaklı düşmana büyük öfke besliyordu. Berçem, ‘ben ne olursa olsun Kürdistan dağlarına gideceğim ve amcamların, bu gurbet elinde çektiğimiz ülke özleminin intikâmını alacağım’ derdi. Bu anlamda Berçem’in saflara katılımı düşmanın soykırım politikalarına karşı büyük bir cevaptı.

ÖNDERLİĞİ OKUDUKÇA ANLADIM

Berçem özgürlük mücadelesine katıldığı zaman birden dünyam başıma yıkıldı. Berçem ülkesiz, ben Berçem’siz yapamazdım. Belki o yanımdayken bana karşı olan kızmalarını anlamadım ama özgürlük mücadelesine katıldığında artık onun bana önceden söylediği ‘farklı arkadaşlar edinmelisin’ sözlerine anlam vermiştim. Berçem katıldıktan sonra ben de ardından özgür Kürdistan dağlarına geldim. Önderliğin savunmalarını okudukça, Berçem’in köleliği kabul etmeyen, özgürlüğe büyük bir tutkuyla bağlı olan kişiliğine anlam verdim. Önder Apo’nun özgürlüğü için mücadele saflarında birbirimize kenetlendik. Artık biz iki kardeşten de öte bir konuma, yoldaşlık konumuna gelmiştik.

Berçem, Heftenîn’i çok seviyordu, bunun için Heftenîn alanına gittim. Anısına bağlılığın bir gereği olarak belli bir süre bu alanda çalışmalara katıldım. Berçem, Amed’i çok seviyordu, ben de Amed’i seviyorum, çünkü yoldaşların sevmeleri ve özlemleri birdir, onun sevgisi benim sevgim. Berçem çok büyük bir istekle ve kararlılıkla Amed’e gitti ve benim de temel amacım şimdi Amed’e giderek onu Amed toprağında kucaklamak, onun yarım kalan hayallerini tamamlayarak Önderliği İstasyon Meydanı’nda Berçem’le ve binlerce şehidimizle karşılamak olacak."

BOTAN: YAŞAM KOMUTANIYDI

YJA STAR gerillalarından Xweza Botan, yeni savaşçı eğitimini aldığı Komutan Berçem Amed ile ilgili şunları paylaştı: "Berçem arkadaşla ilk kez Kandil’de karşılaştım. O benim dağdaki ilk komutanımdı. Bu nedenle bende büyük bir etki yarattı. En çok dikkatimi çeken şeyi, yaşama katılımındaki büyük moral ve coşkusuydu. Yaşama katılımında büyük küçük demeden tüm örgüt görevlerini titizlikle yerine getirirdi. Yaşamda eksiklikler karşısında her zaman tavır sahibiydi. Ona baktığımda, 'devrimci bir kadın duruşu nasıl olmalı', bunun cevabını bulurdum. Bu yönüyle bir yaşam komutanıydı. Almanya’da büyümesine rağmen Amed kişiliği onda çok baskındı. Kürtlük özünü kaybetmeyerek kapitalist moderniteye verilmiş bir cevaptı. Özellikle bir kadın nasıl irade sahibi olur; nasıl öz gücüyle bir şeyler yapar bunları bize öğretirdi. Berçem arkadaş yaşamında bir Önderlik fedaisiydi ve biz de onu dile getirdiğimizde bunun bilinciyle yaklaşacağız."

KALKAN: ATEŞTEN BİR KİŞİLİKTİ

Berçem’le mücadelenin birçok farklı alanında bir araya geldiğini söyleyen PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Berçem ve ailesine ilişkin şunları söylüyor: "Berçem arkadaşla ilk karşılaşmam 2004’te Haki Karer Akademisi’nde olmuştu. Genç, dinamik duruşuyla her işe koşturuyor, çalışkanlığıyla dikkat çekiyordu. Arkadaşları tarafından çok seviliyordu. Onunla biraz tartıştıktan sonra Amed/Çermik’ten olduğunu ve Mustafa Marangoz’un yeğeni olduğunu duyduğumda daha fazla ilgimi çekti. Çünkü Çermik mücadelede ilk çalışma yürüttüğüm yer olması itibarıyla bende büyük bir anlama sahiptir. Yine Mustafa arkadaş mücadeleye ilk katılan kadrolardandı ve mücadelemiz içerisinde yiğitliğiyle tanınıyordu.

BÜYÜK BİR KOMUTANDI

Berçem, her fırsatta 'Amed’e gideceğim' diyordu, zaten bunun için akademiye gelmişti. Hâlâ aynı durumu koruyor, ‘Amed’e gideceğim’ diyordu. Çok kararlı ve istekliydi. Daha sonra belli bir süre Kandil’de çalışmalara dahil oldu ve düzenlemesi Amed sahasına yapıldı. Amed’de katıldığı eylemlere, savaşa ve yaşama ilişkin tutmuş olduğu günlükleri bize göndermişti. Bu günlüklerde yazdıklarıyla daha iyi anlaşılıyordu ki; gözlem ve yorumlama gücü çok zengin, Berçem büyük bir mücadele kişiliğiydi, düşmana öfkeyle doluydu. Berçem’i yaşam özellikleriyle tanıdıkça, ne kadar çok Mustafa arkadaşa benziyor olduğunu anladım. Mustafa arkadaş da planlı, kararlı bir kişilikti. Bu anlamda diyebilirim ki, her ikisi de mücadelemiz içinde düşmana karşı büyük intikâm duygularıyla ateşten bir kişiliğe sahiplerdi. Berçem, YJA STAR’ın büyük bir komutanı olarak yaşamayı ve savaşmayı bildi, öyle de şehit yoldaşlarının mertebesine ulaştı."

ASLAN: AKARSU MİSALİYDİ

HPG komutanlarından Yusuf Aslan, Amed alanında birlikte mücadele yürüttüğü Berçem için şunları ifade etti: "Berçem arkadaş, 2006’da kadın arkadaşların yeniden Amed’e geldikleri ilk grupta yerini alıyordu. Kadın arkadaşların grubunu Şehit Zilan Alanı’ndan Akdağ Bölgesi’ne getirmek için ben kurye olarak gitmiştim. Berçem arkadaşın ilk dikkatimi çeken özellikleri; ağız dolusu kahkahaları, konuşkan, doğal ve otoriter olmasıydı. Pratik heyecanı ve coşkusu onda hiç dinmeyen bir akarsu misaliydi. Berçem, Önderliğin savunmalarını okumuş ve Önderliğin doğaya yaklaşımından çok etkilenmişti. Doğayı canlı bulurdu; taşıyla, toprağıyla… Bir ağaç keseceğimiz zaman, önce ağaca karşı neden onu kesmek zorunda kaldığını, koşulların mecbur bıraktığını dile getirir, özür dilerdi. Doğa onun için en güzel ve vazgeçilmez yaşam alanıydı, öyle tanımlardı. Ağaçlara, kuşlara, hayvanlara yönelik müthiş bir sevgisi vardı. Ülkenin, doğanın bütün akarsularını seviyordu.

‘ÇERMİK KALKSA DEVRİM OLUR’ DERDİ

Halka müthiş bağlıydı, halkı her zaman bilinçlendirme çabası içerisinde olurdu. Halkı kendine en büyük öğretmen olarak görürdü. Hangi köye, hangi kente gitse muhakkak halktan öğrendiği şeyler olurdu. Birçok dilden şarkı dinler, müziği çok severdi. İnsanın evrensel bir varlık olduğu, müziğin de evrensel bir dil olduğu tanımlamalarını yaparak aradaki diyalektik bağı kurardı. Bunu yaparken radyosunu asla elinden düşürmezdi.

Sürekli özgürlük yürüyüşünde büyük hedef, istem ve hayallerini dile getirirdi. ‘Ben Çermik’te savaşmak istiyorum. Çermik’te koruculuk sistemini yıkmak istiyorum. Çermik’te halk ayağa kalksa devrim olur.' Yine en büyük hayali olan Önderliği görmeye ilişkin, ‘yağmurlu bir havada hepimiz belimizde raxt, elimizde silah tek sıra şeklinde caddeye gireceğiz. Bir bakmışız, Önderlik meydanda. Halktan binlerce kişi gelmiş onu karşılamaya, biz de o anda Önderliğin konuşmalarını dinlesek ve halkla birlikte türküler söyleyerek halaylar çeksek durmaksızın' derdi."