Cumartesi Anneleri: Göstermelik değil, gerçek yargılama

Cumartesi Anneleri 650. hafta oturumunda, 37 yıl önce Bingöl'deki evlerine yapılan baskında gözaltına alınan ve bir daha akıbeti öğrenilemeyen Hüseyin Morsümbül için bir araya geldi. 

Cumartesi Anneleri 650. hafta oturumunda Bingöl'de evlerine yapılan baskında gözaltına alınan ve 37 yıldır akıbeti açıklanmayan Hüseyin Morsümbül için buluştu. "Kayıplar belli, failler nerede?" şiarıyla Galatasaray Meydanı'nda buluşan kayıp yakınları, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını ve karanfil taşıdı. Eyleme, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya da katıldı.

Eylemde Anne Fatma Morsümbül'ün yaşamını yitirmeden önce geçen yıl rahatsızlığından dolayı gelemediği oturuma yolladığı mektup okundu. 

Morsümbül'ün mektubunda, "36 yıl önce oğlum Hüseyin, Kenan Evren cuntası tarafından gözaltında kaybedildi. Ellerini, kollarını bağladılar, ifadesini alıp beş dakikaya getireceğiz dediler. Bir daha görmedim...Oğlumu gözaltına alan o dönem Bingöl Jandarma Komutanı Durmuş Kıvrık'tı. Çok insanın canını yaktı. 36 yıldır oğlumu kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmalarını istiyorum. Göstermelik değil gerçek bir yargılama istiyorum" ifadeleri yer aldı. 

'HÜSEYİN'İN KEMİKLERİ İLE GÖMÜLECEĞİM'

Morsümbül mektubunda acısını şöyle tarif etti: "İki yavrumu kirli rant savaşında kaybeden bir anneyim. Evlat acısının ne demek olduğunu, azalmayıp daha da derine işlediğini biliyorum. Evlat acısı her anne için aynı yakıcılıktadır. 36 yıldır Hüseyin’imin kemiklerini bekliyorum. Hüseyin’imin kemiklerine kavuşayım, gömmeyip sırtımda gezdireceğim. Hüseyin’imin o tertemiz kemikleriyle birlikte gömüleceğim, benim en büyük düşüm bu."

Bu haftanın açıklamasını okuyan Mine Nazari, 2011 yılında İHD avukatlarının suç duyurusu ile Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yeni bir soruşturma başlattığını söyledi. Nazari, "Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştirmek yerine, yaşam hakkına yönelik olan suçun zaman aşımına tabi olmadığını ama olayın üzerinden 35 yıl geçmesi nedeniyle delil toplanmasının hukuken ve fiilen çok güç olduğu ve dava açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilemediği gerekçesi ile 20 Ekim 2015 tarihinde 'ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar' verdi. Bu karar için Bingöl Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz edildi. Yapılan itiraz henüz sonuçlanmadı" dedi. 

NE OLMUŞTU?

12 Eylül askeri darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Hüseyin Morsümbül'ün ailesinin Bingöl'deki evi asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi'nde öğrenci olan Hüseyin Morsümbül gözaltına alınarak, Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı'na götürüldü.

Ailesine yüksek güvenlik önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı söylendi. Oğullarını arayan anne ve baba gözaltına alındı. Baba Hanefi Morsümbül ağır işkence gördü.

Anne Fatma ve Baba Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek ifade verdi. Olup bitenleri savcıya anlattı ve sorumlular hakkında şikâyetçi oldu. Ama Hüseyin'in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı. 

Olaydan 4 yıl kadar sonra o dönem Bingöl Askeri Tugay'da asker olduğunu, vicdan azabı çektiğini söyleyen bir kişi ailesine telefonla ulaştı. Hüseyin'in işkencede öldürüldüğünü ve battaniyeye sarılarak taburdan götürüldüğünü söyledi.