'Cumartesi Anneleri ve Kürtlerin iradesini kıramazsınız!'

Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarının 594'ünü haftasında bir araya geldi. Abdurrahim Demir'in akıbetinin sorulduğu eylemde, Hurşit Külter'in fotoğrafları taşındı. Eylemde, kayıp yakınlarının ve Kürt halkının iradesinin kırılamayacağı vurgulandı.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 594'üncü kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 17 Ağustos 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınmayan Abdurrahim Demir'in annesi Kesire Demir'in yerine sordu: Abdurrahim'e ne oldu? 

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarına devam etti. Eylemlerinin 594'üncü haftasında yine Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen aileler, Şırnak'ta gözaltına alındıktan sonra 79 gündür kendisinden haber alınamayan DBP İl Yöneticisi Hurşit Külter'in fotoğraflarını taşıdı. 

Eyleme, HDP Milletvekili Pervin Buldan, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve polisin attığı gaz fişeği ile yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın ailesi ile çok sayıda kişi katıldı. 

'OHAL BİZİ YILDIRAMAZ'

Eylemde ilk olarak 21 yıl önce gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç konuştu. 83 yaşındaki Barış Annesi Dilşah Özgen'in Amed'de dün gözaltına alınmasını kınadığını belirten Karakoç, "Önce eşini kaybettiniz, şimdi de kendisini gözaltına alıyorsunuz. Kürt halkı olarak bizler OHAL'i yeni görmedik. Baskının şiddetin her halini gördük. Biz bu alanlardan bizim yakınlarımızı nerede olduğunu sorduk. Bu alanı asla bırakmadık. Asla bırakmayacağız. Vahşet bodrumlarınız, OHAL'leriniz bizi yıldıramaz 100 yıl da geçse bizler mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi. 

TANRIKULU: DÜŞMAN HUKUKU PRATİĞİ

Tanrıkulu ise da Barış Annesi Dilşah Özgen'in gözaltına alınmasına tepki göstererek, bu uygulamanın tam bir düşman hukuku pratiği olduğunu ifade etti. Özgen'in eşinin de geçmiş dönemde kaybedildiğini hatırlatan Tanrıkulu, Özgen'in yakınlarının yasını tutmasının suç olarak görüldüğünü söyledi.

DEMİR'İN AKIBETİ SORULDU

Eylemde, 17 Ağustos 1995 tarihinde OHAL uygulamalarının hakim olduğu Mardin'in Ömerli ilçesinde askerlerce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 21 yaşındaki Abdurrahim Demir'in akıbeti soruldu. 

Yeğen Beritan Demir'in amcası için yazdığı mektup okundu. Amcası kaybedildiğinde kendisinin henüz doğmadığını belirten Demir, amcasını babaannesinin derin acısında tanıdığını söyledi. "Babaannemin 'Kardeşinden haber aldın mı?' diye sorduğunda babamın aldığı kırgın yüzden tanıdım" diyen Demir, şunları söyledi: "Babaannem bu yıl aramızdan ayrılana kadar hep amcadan haber alma ümidi ile yaşadı. Gözü açık bir şekilde hakkın rahmetine kavuştu. Babaannemin gözyaşı akıtacağı Fatiha okuyacağı bir mezarı olsun istemiştik. Bunu da çok gördüler. Bir mezarı dahi olmadı. Amcamın suçu neydi? 21 yıldır Galatasaray Meydanı'nı kardeşi için mesken eden babamın suçu neydi? Bunca acıyı neden yaşadılar?"

Bu sorunun cevabı verilmeden insan hakları ve demokrasiden söz edilmeyeceğini dile getiren Demir, Galatasaray Meydanı'nın mücadele alanı olduğun ve bu meydandan ayrılmayacakları mesajını verdi.

Cumartesi İnsanları'ndan Maside Ocak ise haftanın basın açıklamasını okudu. Askerden yeni gelen Abdurrahim Demir'in, Ömerli'deki evinden Adana'daki akrabalarının yanına gitmek için bindiği otobüsten Qoser'deki (Kızıltepe) Şavalet kontrol noktasında askerlerce indirilip gözaltına alındığını belirten Ocak, ancak götürüldüğü Şavalet Jandarma Karakolu'na başvuran ailesine "Biz böyle birini almadık" yanıtı verildiğini paylaştı. Mardin Emniyeti'nin ise "Abdurrahim pasaport çıkartıp, Fransa'ya garson olarak gitti" açıklamasıyla gerçeğin üstünü kapatmaya çalıştığını söyleyen Ocak, Demir Ailesi'nin defalarca "Bu işin peşini bırakın" denilerek tehdit edildiğini söyledi. 

Ocak, 21 yıl boyunca yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını dile getirerek, "Annesi Kesriye Demir, 'Oğluma ne oldu?' sorusunu 20 yıl boyunca sordu. Oğlunu bulamadan, akıbetini öğrenemeden aramızdan ayrıldı. Kesriye Demir'in yerine bugün Demir Ailesi ile birlikte soruyoruz: Abdurrahim'e ne oldu" dedi.