Erebo: 2020 yılı tüm kadınlar için başarı dolu bir yıl olacaktır

2019 yılında Kuzey-Doğu Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin konuşan Kongra Star Yürütme Kurulu Üyesi Hîva Erebo, "2020 yılı tüm kadınlar için başarı dolu bir yıl olacaktır" dedi.

Kongra Star Yürütme Kurulu Üyesi Hîva Erebo, 2019 yılında Kuzey ve Doğu Suriye’de hem kadınların örgütlülük durumunu hem de bölgede yaşanan askeri, siyasi, diplomatik ve toplumsal gelişmeleri ANF’ye değerlendirdi. Kazanımların artacağına ve mücadelelerinin yükseleceğine dikkat çeken Erebo, "İnanca, kimliğe, ırka bakmadan kadınların bilinçlenmesine dönük bir çalışma yürütmek istiyoruz.

Bizim örgütleme yöntemimizin ve kadın bilinç düzeyimizin ataerkil sistemi tehlikeye koyduğuna inanıyoruz. Bu açıdan saldırlar kadının örgütlemesine dönük gerçekleşiyor. Sistemimiz sadece Rojava’daki kadınlar için değil, tüm dünya için örnek oluşturmaktadır. Hep beraber kadın özgürlük mücadelesini yükseltmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.

Kadınlara ne kadar ulaşabildiniz? Kadınlar için projeleriniz nelerdir? Bu projeler ne kadar yaşamsallaştırıldı?

Kongra Star kadın özgürlük mücadelesi için her açıdan çalışmalarını yürütüyor. 2019 yılı dolu dolu geçen bir yıl oldu. Bizi etkileyen gelişmeler oldu. Kongra Star çalışmaları da her boyutuyla genişledi. 2019 yılında özellikle de diplomasi alanında daha geniş bir kitleye ulaşma hedefimiz vardı. Bununla beraber siyasi ve toplumsal alanda da hedeflerimizle eş güdümlü bir çalışmamamız oldu. Yine örgütleme alanı da her daim olan bir hedefimizdir. Her kadına ulaşma amacımız vardır. Özellikle kadın hakları konusu da en üst düzeyde ele aldığımız hedeflerimizdendir.

2014 yılından itibaren şu ana kadar özellikle kadınlara dair kanunlar çıkarılmıştı. Bununla beraber kadın adalet meclisleri örgütlendirildi ve kanunların uygulanması ve kadınların kendi hakları konusunda bilinçlendirilmesine ilişkin bu yıl da hedeflerimiz vardı. Yine kadın katliamları ve kadına yönelik şiddet konusunda da farklı kampanyalar yürütüldü. 2019 yılı bölgede DAİŞ’in sonlandırılması yılıydı. Bu durum bizim için çok iyi bir fırsat oluşturdu. Kadınların örgütlenmesine ilişkin iyi bir fırsat oluşturuldu. Fakat biliyoruz ki DAİŞ tamamıyla bitmedi. Şu ana kadar da DAİŞ’e ve Türk devletinin işgaline karşı mücadelemiz devam etmektedir.

Türk devletinin işgalini DAİŞ’in devamı olarak görmekteyiz. Bu açıdan "ülkemizi savunacağız, topraklarımızdan, DAİŞ’i ve işgali sonlandıracağız" sloganıyla örgütleme ve işgale karşı direniş boyutuyla kampanyalar örgütlendirildi. Yine yeni özgürleştirilen alanlarda kazanımları koruma örgütleme ve eğitim boyutuyla da hedeflerimiz vardı. Bu tarzda kampanyalar oluşturuldu. Yine hem Kuzey ve Doğu Suriye açısından, hem de Ortadoğu açısından ilk defa Arap aşiret kadınlarına dönük çalışmalar ve etkinlikler düzenlendi. Bunlar 2019 yılı hedeflerimizdendi. Burada önemli olan her kadına ulaşmak ve kadınların sorunlarına çözüm gücü olabilmekti.

Yine bir diğer önemli hedefimiz de işgal sonrası Efrîn ve diğer alanlardan topraklarını zorla bırakmış olan ve Şehba gibi alanlarda çadırlarda yaşayan kadınlara dönük çalışmaydı. Mücadelenin devamı olarak Efrîn’e dönüş noktasında yürütülen çalışmalar oldu ve eylemsellikler yapıldı. Belirttiğimiz gibi her boyutuyla yoğun geçen bir yıl oldu ve hedeflerimiz kadınların sorunlarına çözüm bulma esasında örgütlendirildi.

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan diğer halklardan oluşan kadın yapılanmalarıyla ilişki boyutunuz ne düzeydeydi? Bu yapılanmaların kitlesine ne kadar ulaşabildiniz ve ortak çalışmalar yürüttünüz mü?

Özellikle DAİŞ’den özgürleştirilen alanlarda önemli bir çalışma yürütüldü. Kongra Star’ın yıllardır edindiği tecrübe özellikle Arap halkının oluşumunda önemli bir etki yarattı. Kendileri de bu tecrübeden oldukça yararlandıklarını belirtmektedirler. Reqa, Dêrazor, Minbic gibi alanlarda örgütleme çalışmaları yürütüldü. Bazı alanlarda kadın meclisleri ya da kadın yönetimler örgütlendirildi. Onlarla her zaman iletişim içerisindeyiz ve var olan tecrübeleri oraya da aktarmak istiyoruz. Özellikle son yıllarda bu bölgelerde yaşayan kadınlar DAİŞ’den kaynaklı çok fazla zulüm yaşadılar.

Buradaki kadınların zulme olan hırsları ve öfkesinden dolayı hem çabuk örgütlenme hem de önemli gelişmeler açığa çıkmaktadır. 2019 yılı ilk aylarında Minbic kadın meclisinin konferansı gerçekleştirildi. Yine Tabqa ve Reqa’da da kadınlar konferanslarını gerçekleştirdi. Kongra Star olarak bizler de hazır bulunduk ve bu konferanslar ilk defa gerçekleştirildi. Bu bölgede yaşayan kadınlar DAİŞ’in zulmünü yaşadılar ve daha öncesinde de var olan rejimin kadınlara dönük zulmü çok fazlaydı. Kadınların örgütlenme durumu yoktu.

Toplumun örf ve adetleri kadınlar üzerine farz ediliyordu ve büyük acılar yaşandı. Bu açıdan kadının örgütlenmesi büyük bir adımdı ve biz Kongra Star açısından da büyük hoşnutluk yarattı ve tüm diğer oluşumlar için örnek oluşturdu. Dêrazor’un özgürleştirilmesiyle beraber 4 ayrı yerde kadın meclisleri oluşturuldu. Dêrazor alan olarak diğer yerlere göre daha fazla DAİŞ’in zulmünü ve acısını yaşadı. Kadınları çalışmanın her boyutuyla kısa bir zamanda kendilerini bu kadar örgütlemesi çok sevindirici oldu.

İNANCA, KİMLİĞE VE IRKA BAKMADAN KADINLARLA ÇALIŞMA YÜRÜTMEK İSTİYORUZ

Kongra Star olarak amaçlarımızdan biri de diğer kadın oluşumlarıyla beraber özellikle Arap, Süryani, Çerkes, Türkmen gibi diğer halkların kadın oluşumlarıyla tecrübelerimizden yola çıkarak ortak çalışmalar yürütmekti ve bu sağlandı. Bunlar Kuzey ve Doğu Suriye'de önemli çalışmalardır. Onlarla olan diyaloğumuz kadın özgürlük mücadelesi temelindedir. İnanca, kimliğe, ırka bakmadan kadınların bilinçlenmesine dönük bir çalışma yürütmek istiyoruz. Bu açıdan 2019 yılı özellikle özgürleştirilen alanlar açısından bir açılım yılıydı.

Yine Süryani kadın yapılanmasıyla özellikle 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü için de beraber çalışma yürütüldü. Bu çalışmalar hem maneviyat olarak hem de bu oluşumlar içerisindeki kadınların değişim dönüşümünde de oldukça etkili oldu. Özellikle son yıllarda Süryani Kadın Birliği kendisini iyi örgütlemiş ve Süryani kadınlar içerisinde de daha da etkili bir çalışma düzeyini yakalamışlardır. Yine Arap kadın oluşumları da bu düzeyde kendilerini hızlı örgütleme ve çalışmayı genişletmeleri çok önemlidir. Yine Türkmen kadınlardan oluşan yapılanma da hem tutum hem de değerlendirmeler açısından daha olumluydu.

Son zamanlarda yaşanmakta olan direniş sürecinde Asuri kadınların da bu direniş saflarında yer almaları ve topraklarını bırakmama konusundaki ısrarları kadın özgürlük bilincinin yükseldiğinin göstergesidir. Bunlar sevindirici gelişmelerdir. Diplomatik çalışmalar açısından da özellikle Arap kadınlarının ve yine Süryani kadın oluşumları gibi diğer oluşumların sesleri bu yıl daha da yankı buldu. Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadın tüm kadın yapılanmalarıyla beraber dünyaya sesimizi duyurabilmek için ortak çalışma ve planlarımız vardır. Bu da hedeflerimizdendir.

Kongra Star olarak işgali nasıl ele alıyorsunuz? Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî alanlarında Türk devletinin işgal saldırıları oldu. Bu işgaller kadınları nasıl etkiledi ve kadınlar açısından ne gibi sonuçlar açığa çıkardı? İşgal öncesi ve sonrası kadınların toplumsal yönünü nasıl etkiledi?

Bilindiği gibi kaç yıldır bölgede savaş durumu yaşanmaktadır. Tüm zorluklara ve koşullara rağmen bölgedeki kadınlar hem kendini örgütleyebiliyor hem de önemli adımlar atabiliyorlar. Bizlere dayatılanlardan biri de kadın örgütlenmesine ilişkindir. Kadın mücadelesi erkek eril zihniyet üzerinde tehlike oluşturmaktadır. Bu açıdan kadınlar hedef oluyor ve en fazla kadına saldırı gerçekleşiyor. Bu yıl içerisinde yaşanan savaşlarda da hedef alınan kadınlar; siyasetçi kadınlar, anneler ve çocuklar oldu.

Bu durum bir kez daha gösterdi ki Kobanê ve Efrîn savaşında da olduğu gibi Serêkaniyê ve Girê Spî savaşında da saldırılar ilk olarak kadına dönüktü. Serêkaniyê ve Girê Spî savaşında da Hevrîn Xelef arkadaşa, Dayê Aqide’ye ve Amara arkadaşa yapılan saldırılar öne çıkan ve bilinen örneklerdir. Daha birçok arkadaşımız şehit oldu. Bu Kuzey ve Doğu Suriye'de oluşturulan kadın sistemine dönüktür. Bizim örgütleme yöntemimizin ve kadın bilinç düzeyimizin ataerkil sistemi tehlikeye koyduğuna inanıyoruz.

Bu açıdan saldırlar kadının örgütlemesine dönük gerçekleşiyor. Toplumsal açıdan elbette önemli bir etki yaratıyor. İşgal en büyük şiddettir. İşgalin ve savaşın olduğu her yerde şiddet daha fazla yaşanıyor. Ekonomik boyut halkı özelde de kadını çok ciddi etkiliyor. İşgalden kaynaklı açığa çıkan şiddet durumu kadını ve çocukları en fazla etkilemektedir. Her boyutuyla şiddeti toplumsal açıdan oluşturuyor. Savaş durumu şiddetin her rengini ortaya çıkartıyor.

DIŞARIDA İŞGAL VARSA İÇERİDE DE ERKEK ZİHNİYETİ KENDİNİ GÖSTERİYOR

Savaştan dolayı kadınların örgütlenmesi boyutuyla özelikle işgal altında olan alanlarda önümüze zorluklar çıkarmaktadır. Ancak çabamız örgütleme yöntemimizle var olan sistemi ve kazanımları koruma noktasında mücadele etmektir. Dışarıda işgal varsa içeride de erkek zihniyeti kendini gösteriyor. Bu açıdan oluşturulan komün, meclis gibi örgütlenmeler işgalden dolayı etkilenmektedir. Yine Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî alanlarında eğitim boyutunda birçok kadın akademileri açılmıştı. İşgal sonucu buradaki halk topraklarını bırakarak göç etmek durumunda kaldılar ve bu koşullarda çok fazla sorun yaşanmaktadır. Bilançolar elimizde var.

Ekonomik alanda da onlarca projemiz vardı ancak bu alanlar işgal edilen alanlardır. Bu projeler işgal sonucu tam olarak gerçekleşmedi. Büyük tehlike altındalar. Yine toplumsal açıdan kadınlar için yapılan kanunlar var ve bu zorunlu göç esnasında bu fırsattan faydalanan erkekler kadına dönük şiddet uygulamakta, genç kızları küçük yaşta evlendirme ve kadın ölümleri gibi durumlar ve davranışlar yaşanmaktadır. Çocuklar açısından da bu durum söz konusudur. Tüm dünyada da bilindiği üzere işgal ve savaş durumu karışıklık ve kaos durumunu açığa çıkartmakta olup bu kaostan kaynaklı var olan işgalci sistemler çöküşü yaşamaktadır.

Bu açıdan var olan alternatif sistemimizi korumak için büyük bir uğraşı ve mücadele içerisindeyiz. İşgal durumu bölgedeki kadın kazanımları tehlikeye sokmaktadır. Bu görüş ve kazanımlarımızı dünyaya duyurmak için birçok örgüt ve tarafla diyalog içerindeyiz hem de çağrıda bulunuyoruz. Burada oluşturulan sistem sadece Rojava’daki kadınlar için değil tüm dünya için örnek oluşturmaktadır. Az örneklerden biri olan kadın köyleri burada da oluşturuldu. Savaş durumu buradaki mağdur kadınlar ve özellikle burada yaşayan kadınlar üzerinde çok fazla bir etki yarattı.

KADINA YÖNELİK BASKI VE ŞİDDET ARTTI

Kültür, anadil gibi birçok boyutta kadınlar etkilendi. Yine işgal alanlarında da kadınlara tecavüz edilmekte ve daha birçok durumu yaşamaktadırlar. İşgale karşın Rojava’da kadınlar açısından gelişen sistemin tüm Ortadoğu ve dünya kadınları için bir umut yarattığına inanıyoruz. İlk adımlar ve yeni tohumlar burada atılmaktadır. Bu bir umut yaratmaktadır. Dünyada yaşanan sorunlara bakıldığında özellikle de kadına şiddet boyutuyla tehlike olduğunu görüyoruz. Bölgemizde savaşa rağmen kadına şiddet en düşük düzeydedir. Fakat bize karşı yapılan saldırılar sonucunda görüyoruz ki kadına dönük yapılan şiddet ve baskıda da artış vardır. Bundan dolayı işgale karşı mücadelemiz önümüzdeki süreçte de devam edecektir.

Kadınlar için gelişen yeni sistemde kendimizi öncü olarak görmekteyiz. Tüm dünya kadınlarına Kuzey ve Doğu Suriye’deki oluşan kadın tecrübeye ve sisteme sahip çıkmaları için çağrıda bulunmayı ihtiyaç görüyoruz. Çünkü Rojava'da örgütlenen kadın sisteminin yok olması dünya kadınlarının direnişinin yok olması demektir. Yine Rojava’da kazanılan tecrübenin dünya kadınlarının ataerkil sisteme karşı olan mücadelenin başarısıdır. Böyle bir bağ vardır. Kadınların sistem değişim ve dönüşümünde önemli bir rol ve misyonunun olduğu bizim tarafımızdan artık nettir.

Kadınlar olarak bize yapılan saldırının amacı ataerkil sistemin olduğu gibi kalmasıdır. Bu açıdan kadınlar olarak daha fazla yetkinleşerek ayaklarımız üzerinde durabilmeli direnişimiz ve mücadelemiz daha da büyümelidir. Çünkü bizim mücadelemiz garanti olacak bizler sistemi değiştirecek güç olacağız. Bunun haricinde de var olan sistemde kendinde ısrar edecektir. Bunun adı Erdoğan da olsa rejim de olsa ya da diğer güçler de olsa erkek eril sistemde ısrar edeceklerdir ve bundan dolayı var olan sistemimize saldıracaklardır. Kadın siyasetçilere saldırıların hiçbir yerde meşruluğu yoktur ve ataerkil sistem saldırmaktadır.

Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ’li kadınların kaldığı birçok kamp vardır. Buradaki DAİŞ’li kadınlara yönelik ne gibi çalışmalarınız var? Yine Eyn İsa kampına dönük yapılan saldırıda birçok DAİŞ’li kadın kaçtı ve bunların Türk devleti tarafından Girê Spî’ye yerleştirildiği belirtiliyor. Bu konuda ne belirtebilirsiniz?

Derazor’un özgürleştirilmesiyle beraber birçok DAİŞ’li kadın bu kamplarda kalmaktadır. Bunu bir dosya konusu olarak ele almaktayız ve önemli bir dosyadır. Dünya çapında da üzerinde duruluyor. Burada olan bir paradoks var. Bir yandan tüm dünya direnişimizi gördü. Ancak kendi vatandaşlarının ülkelerine dönmelerini tehlike olarak görüyorlar. Bununla birlikte işgalcilere yol açıyorlar ki bu çetelerin tehlikeleri daha artsın. Çelişkili yaklaşımlar var. Yasal olarak bu çetelerin mahkemelerde yargılanmasını istedik. 12.000'e yakın kişi kalıyor, bu kamplarda.

42 devleti aşkın ülkenin vatandaşlarıdırlar. Bunların birçoğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Bunlar DAİŞ üyeleri ve DAİŞ tarafından örgütlenen kişilerdir. Kongra Star olarak bu konu bizim için önemlidir. Yine kamplarda yaşanan tehlikeyi azaltmak istiyoruz. Bunu biraz başardık. Radikal kesim daha fazladır. DAİŞ’ten kopmak isteyenlere dönük şiddet, ölüm gibi ya da diğer yöntemlerle bu kadınlar etkisizleştiriliyor. Son zamanlarda kimi olaylarda yaşandı tabi. Belirttiğimiz gibi Kongra Star olarak dosyanın hepsi bizimle ilgili değildir.

Güvenlik boyutu ya da diğer birçok boyut dış kamuoyunu ilgilendiren bir konudur. Kongra Star olarak bu kamplarda eğitim, örgütleme ve sorunları çözme, çocuklara dönük değişim dönüşüm gibi çalışmalarımız vardır. Ancak dosya hassas bir konudur. Belirttiğimiz çerçevede çalışmalar yürütülüyor. Bundan dolayı tam olarak etki gücü tek başına olamaz. Yürütülen savaş da görüldü ki bir kez daha bu DAİŞ’lileri buradan kaçırmak istiyorlar. DAİŞ’lilerin buraya gelmeleri de yine Türkiye üzerinden olmuştur. Bu açıktır. Türkiye’nin hedefi DAİŞ’lileri kurtarmaktır.

Kadınlar için çağrıda bulunduk. Ancak vatandaşlarını alma ve mahkemede yargılama konusunda karşılık bulmadı. Eyn İsa kampından kaçan kadınlardan Girê Spî'ye yerleştirilenler var. Yine DAİŞ’li olup Türkiye'de kalan kadınlar şimdi Girê Spî ve Serêkaniyê gibi işgal edilmiş alanlara yerleştiriliyorlar. Bunları gördük. Yayınlanan görüntülerden ve haberlerden görmekteyiz. Bu da gösteriyor ki DAİŞ ve Türk devletinin birbirleriyle daha önceden bağlantıları vardır. Bu DAİŞ’lilerde de Türk devletinin onları kurtarma umudunu yaratıyor. Bu açıdan kamptan kaçan kadınlar kendilerini Türk devletine yetiştirdiler.

Kürt ulusal birliği çalışmalarına katılım boyutunuz nasıldır. Rol ve misyonunuz ne düzeydedir ve çalışmalarınız nedir?

Kürt kadınları olarak iyi bir gelişim sağlandı. Genel konferans olmamasına rağmen kadınlar olarak 1-2 konferans gerçekleştirildi. 2019 yılı başlarında ortak toplantılar yapıldı. Dört parça Kürdistan’ın temsiliyetinden oluşan bir komite oluşturulmuştu. Bu çalışma Rojava alanında yaşanan durumlardan kaynaklı kısmen etkilendi. Kuzey Kürdistan’daki siyasal durumun ve Güney Kürdistan’daki karışıklıktan dolayı kadınlar bir araya gelemedi. Son birkaç aydır beraber çalışma ve toplantı yapıldı. Bu toplantı Rojava alanında yapıldı. Geniş tartışmalar yürütüldü ve bir kez daha çalışmanın başlaması konusunda değerlendirmeler yapıldı.

ENKS içerisinde yer alan kadınlar hariç diğer siyasi parti çalışmalarında yer alan kadınlar hazır bulundular. Burada önemli değerlendirmeler ve öneriler yapıldı. Bu önerilerden biri de Rojavalı kadınlar olarak kadınlar cephesinden Kürt ulusal birliği çalışması için öncü rol ve misyonunu sağlayabiliriz görüşüydü. Bu çalışmaların yürütülmesi için bir komite oluşturuldu. Güney Kürdistan’daki siyasi partiler çalışmalarında yer alan kadınlarla Rojavalı kadınlar olarak görüşmeler geçekleştirildi. Önümüzdeki süreçte daha geniş bir görüşme gerçekleştirmek istiyoruz.

Ulusal birlik için rol ve misyonumuzu oynamak istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız vardır. Kadınlar olarak ortak çalışmalar yürütmek, birlik ve beraberlik içerisinde olmak önemlidir. Bu konudaki tutumlar sevindiricidir. Bazı partilerin de katılmasını istiyorduk ancak katılım sağlamadılar. Katılan partilerin tutumlarda olumluydu. Rojavalı kadınlar olarak planlamalar çerçevesinde yürütülen çalışmalar var ve diğer boyutlarda da daha da inisiyatifli olma konusu önümüzdeki süreçte olacaktır.

Kongra Star olarak 2020 yılında projeleriniz, hedef ve amacınız nelerdir? Özelde Ortadoğu kadınları olmak üzere tüm dünya kadınlarına mesajınız nedir?

2020 yılında da mücadelemiz devam edecektir. Şu ana kadar şiddet ve işgale karşı kendimizi nasıl örgütlemişsek bu yıl bu örgütlemeyi daha da yükseltmek istiyoruz. Eğitim, öz savunma ve yine tüm dünya kadınlarına ulaşma ve diyalog kurma boyutları gibi esas hedeflerimiz vardır. "Bir kadın dahi örgütsüz kalmamalıdır" şiarıyla hareket edeceğiz. Rojava özelinde olmak üzere tüm kadınlara ulaşmak hedeflerimiz arasındadır. Yine YPJ savunma gücü olarak önemli bir etkiye sahiptir. YPJ yıllardır kadınların ve toplumun onurunu savundu ve korudu. Bu açıdan YPJ’ye destek vermek ve hem niteliksel olarak hem de nicel olarak büyütme hedefimiz vardır. Asıl hedeflerimizdendir.

Yine ekonomik olarak kadınların ve toplumun ekonomik durumunu daha fazla iyileştirmek amacıyla ekonomik çalışmalarımız olacaktır. İşgalcilerin amacı kimliği yok etmektir. Bu açıdan kadınların kimliğine sahip çıkabilmesi için kültürel çalışmalar önemlidir ve bu da hedeflerimiz arasındadır. 2020 yılı bizler açısından mücadeleyi yükseltme yılı olacaktır ve tüm işgali ve işgalcileri durdurma yılı olacaktır. Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê halkının topraklarına geri dönebilmesi için çalışmalar yapacağız mücadelemizi ve direnişimizi hem içeriden hem de dışarıdan yükselteceğiz.

Mücadelemiz dünya kadınları direnişinde Rojavalı kadınların direnişi olarak öncülük ediyor. Çağrımız da o dur ki 2020 yılını tüm dünyada kadın direnişi ve mücadelesi yılına çevirelim. Yine bu yılı Kuzey ve Doğu Suriye'de kadının kazanımı olarak savunma yılı yapalım. Rojava’da tarihten günümüze kadar olan kadın mücadele mirasının devamı ve korunması gerçekleşiyor. Dünya kadınları buradaki tarihi direniş ve mücadeleye sahip çıkmalıdır. Bu konuda 2019 yılında buradaki kadın kazanımlarına savunma boyutuyla çok olumlu tutumlar vardı.

Yine umut ediyoruz ki bu tutum devamlı olur, tek sesle, tek elle hep beraber kadın özgürlük mücadelesini yükseltmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu temelde yeni yılı başta kadınlar olmak üzere tüm dünya için iyi bir şekilde, direniş ve başarı dolu olan bir yıl olmasını diliyoruz. Umudumuz o dur ki 2020 yılı tüm halklar için beraberlik ve barış içerisinde geçen bir yıl olur. 2019 yılı zorluklarla geçen bir yıldı ve buna denk direniş dolu bir yıl oldu. 2020 yılı tüm kadınlar ve tüm dünya için başarı dolu olacaktır.