Özgür Kadın Hareketi (TJA) Sözcüsü Ayşe Gökkan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridi değerlendirdi.
Tecridin tüm uluslararası sözleşmelerde insanlık suçu olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Gökkan, "Sayın Öcalan Kürt halk önderidir, ona tecrit uygulayanlar uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. Devlet sisteminin kesinlikle yargılanması gerekiyor. Çünkü devlet çıkarı gereği kimi zaman Sayın Öcalan'ı halk önderi, bazen de suçlu görerek haklarını reddetti. Sayın Öcalan'a karşı uygulanan bu yöntemler boştur. Sayın Öcalan'ın düşüncesinin topluma yayılmasını engellemek için tecridi derinleştiriyor" diye konuştu.

'ÖCALAN ŞAHSINDA KADINLAR DA HEDEFTE'

Öcalan'a yönelik tecridin kadınlara karşı bir uygulama olduğunu söyleyen Gökkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tüm uluslararası güçler birleşerek Sayın Öcalan'ı Türk devletine teslim etti. Eğer dünya, hegemonik güçler bir kişiye karşı birleşiyor ise, bu sadece bir kişiye karşı değildir. Toplumun özgürleşmesini engellemeye çalışıyor.
Kendi sistemlerine alternatif herhangi bir çabayı kabul etmeyen hegemonik güçler, toplumun ezilmişliğini kendi iktidarlarının garantisi görüyorlar. Komplonun yol ve yöntemlerini değerlendirdiğimizde bunun sadece Sayın Öcalan'a yönelik olmadığını, halkımıza karşı yürütülen komplo olduğunu anlıyoruz."

ULUSLARARASI KURUMLARA TEPKİ

Gökkan, Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ile İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT) tecride karşı sessizliğine de tepki gösterdi.
Gökkan, "Tecrit ve komplo uluslararası ise direnişin de aynı düzeyde güçlü olması gerekiyor. Sadece açıklamalar ile tecrit kırılamaz, direnişin güçlü olması lazım" diye belirtti.
Tecridin 'Avrupa demokrasisinin gerçek yüzünü' yansıttığını vurgulayan TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan, "Türk devleti tüm yasalarını çiğniyor. Sayın Öcalan direnişi ile onların gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor" diye konuştu.