HDP'li kadınlar: Siz istediniz diye asla vazgeçmeyeceğiz!

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Taşdemir, HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin ve parti üyeliğinin düşürülmesinin kadınlar için 'yok hükmünde' olduğunu söyledi.

Taşdemir, Yüksekdağ şahsında kadınların ve HDP'nin hedeflendiğine dikkati çekerken, "Bizler bu iradeyi seçerken sizden izin almadık. Siz istediniz diye asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. Taşdemir, 21 Mart'ta da alanlarda olacaklarının mesajını verdi. Taşdemir, KDP saldırılarına da tepki göstererek, Şengalli kadınların yanında olduklarını ifade etti.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin ve parti üyeliğinin Yargıtay tarafından düşürülmesi ve Şengal’deki güncel durumun kadın boyutuyla değerlendirilmesi ile ilgili HDP Genel Merkezi’nde basın açıklaması düzenledi. Yüksekdağ’ın vekilliğinin ve parti üyeliğinin düşürülmesinin, yargının, iktidar yöneticilerinin ağzından çıkan her sözü talimat olarak kabul edip bu doğrultuda karar verdiğine kanıt olduğunu söyleyen Taşdemir, “Açıkçası hiçbir şekilde bu kadar hızlı hareket etmeyen yargı, bugün bu konuda söz konusu partimiz ve milletvekillerimiz olunca jet hızıyla kararlar vermeye başladı” dedi.

'YÜKSEKDAĞ ŞAHSINDA HEDEF HDP'

Özünde bu meselenin hukuk meselesi olmadığını söyleyen Taşdemir, “Yargı iktidarın eliyle muhalifleri, HDP’yi bastırma, yok etme ve tasfiye etmek için araçsallaşmıştır” ifadelerini kullandı. Bu meselenin kendisinin siyasi bir mesele olduğuna vurgu yapan Dirayet, “Figen Yüksekdağ şahsında bir hedef haline getirilme nedeni ise HDP’nin fikriyatıdır. Sizler de biliyorsunuz ki 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde ötekileştirilen, yok edilen, kimliksizleştirilen halklar, kadınlar HDP fikriyatında bir araya gelerek, asimilasyoncu, bu inkarcı siyaseti düşürdü” diye konuştu.

HDP siyasetinden duyulan korku ve kaygının bundan kaynaklandığını ve Yüksekdağ şahsında bu siyasetin tasfiye edilmeye çalışıldığını kaydeden Taşdemir, “Halkların bir arada olma umudu yok edilmeye çalışılıyor. Türkiye’de barış yok edilmeye çalışılıyor. Onun için de bu saldırılar sıradan hukuki kararlar olarak değerlendirilemez” diye kaydetti.

'YOK HÜKMÜNDE'

Bu saldırıları özellikle kadın mücadelesine verilen bir mesaj olarak yorumladıklarını, kadınlar olarak hiçbir zaman onların izni ya da açtığı sınırlar içinde kendi iradelerini belirlemediklerini savunan Taşdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onlar ne yaparsa yapsın Figen Yüksekdağ bizim vekilimizdir, irademizdir, bu partinin de eş genel başkanıdır. Bu talimatların kadınlar nezdinde bir karşılığı yoktur, yok hükmündedir. Elbette bu kararların peş peşe gelmesi, bu saldırıların bir konsept şeklinde ilerlemesinin nedeni de iktidarın içinde olduğu kurumla yakından ilgilidir. İç ve dış siyasetinde tükenmişlik sendromu yaşayan hükümet, HDP’ye, kadınlara, Kürtlere, farklılıklara saldırarak belki bir milliyetçi dalga yaratarak bu siyasetin içinde çıkabileceğini düşünüyor. Ama hükümet yanılıyor halklar kadınlar direnerek mücadele ederek bu tasfiye yok etme konseptini Yüksekdağ şahsında boşa çıkaracaktır.”

'ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'

“Bizler bu iradeyi seçerken sizden izin almadık. Siz istediniz diye asla vazgeçmeyeceğiz” diyen Taşdemir, Yüksekdağ hakkında verilen kararın 8 Mart’tan hemen sonra alınmasının tesadüf olmadığını kaydetti. Taşdemir, şöyle devam etti: “Kadınlar açısından bu eğer bir mesaj ise bizim cevabımız; kadın iradesini Yüksekdağ şahsında sahipleneceğiz, bu mücadeleyi ve direnişi yükselteceğiz” ifadelerinde bulundu. Bu hafta 8 Mart coşkusunu hep birlikte kadınlar olarak alanlarda yaşadıklarını, birçok şehirde kadınların OHAL zulmüne ve korku konseptine karşı, tüm renkleriyle alanlarda olduğunu vurgulayan Dirayet, “Bu bir anlamda 16 Nisan’da kadınların niyetini, kadınların mücadelesinin de damgasını vurdu alanlara. Çünkü kadınlar özgürlüğü için alanlardaydı. 14 yıldır kendi özgürlüklerine nasıl bir saldırı gerçekleştiğini kazanımlarının nasıl yok edilmek istendiğini kadınlar bilincindeydi."

'21 MART'TA DA ALANLARDAYIZ'

Tarihin her döneminde ne zaman bir kaos, kriz ya da savaş hali yaşansa kadınların mücadeleye ve direnişe soyunduğunu söyleyen Taşdemir, “Bugün de 8 Mart’ta kadınlar tüm talepleriyle alanlarda direnişin öncülüğünü yaptı. Biz kadınlar 8 Mart’ta, zılgıtlarımızla ve şiarlarımızla alana çıkarken bir kez daha korku konseptine karşı yılmayacağımızın mesajını verdik. Kadınlar bunu başardı ve bizler inanıyoruz ki 8 Mart’ ta ki bu coşku ve heyecan ile 21 mart Newroz’unda da hep birlikte kadın öncülüğünde kutlayacağız” şeklinde konuştu.

'ŞENGALLİ KADINLARIN YANINDAYIZ'

Taşdemir, Şengalli kadınların direnişine de değinerek, DAİŞ barbarlarına karşı Şengalli kadınların 2014 yılında bir mücadele başlattığını hatırlattı. Taşdemir, “BM’nin de ‘soykırım’ olarak tanımladığı bir soykırım gerçekleşti Şengalli Êzidîlere karşı. Şengalli’ler ise 2014 yılında kendi meşru savunmalarını kurarak bu saldırıya, bu soykırım konseptine karşı durdu” dedi. DAİŞ barbarlığının saldırıları sonucunda 3 bine yakın genç kadın ve içinde çocukların da olduğu binlerce kişinin kaçırıldığını, köle pazarlarında satıldığını söyleyen Taşdemir, “O zaman halkı yüzüstü bırakan, sahiplenmeyen, bu mücadeleyi vermeyenler bugün bunun karşısında direnen, mücadele eden Êzidî halkının öz savunma güçlerine saldırı harekatı başlatılmış durumda” diye belirtti.

Şengalli kadınlara yönelik saldırılara ilişkin Mesut Barzani’ye çağrı yapan Dirayet Taşdemir, şunları söyledi:

"Şengalli kadınların mücadelesini selamlıyoruz, yanlarında olduğumuzu söylüyoruz. Burada özellikle Kürtler adına hareket eden güçlerin de yapması gereken IŞİD katliamından kurtulanlara 74’üncü fermanı yaşatmak değil; görevi bugün IŞİD barbarların elinde olan köle pazarlarında satılan kadınları kurtarmak ve bu mücadeleye destek vermektir. Onun için bizler bir kez daha iş makinelerinin açtığı hendekleri kapatmaya çalışan Şengalli kadınların direnişini selamlıyoruz. Kürdistanlı kadınlar olarak bu mücadelenin yanında olduğumuzu ifade etmek isterim.”