HDP’li kadınlar: Yeni yaşamı kurmak için el ele verelim

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi “Böyle gitmez kadınlar izin vermez” şiarıyla başlattıkları kampanyanın deklarasyonunu açıkladı.

HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Kadın kazanımları egemenleri rahatsız etti. Bizler erkek egemenliğe karşı omuz omuza vererek kadın mücadelesini var ettik. Hayatın her alanında kadınların kendine yer açması verdiğimiz mücadele ile ve bu güne kadar kadınların emekleri ile gerçekleşti” dedi.

HDP Kadın Meclisi Şişli’de bulunan Kenterler Tiyatro Salonunda “Böyle gitmez kadınlar izin vermez”  şiarıyla başlattığı kampanyayı deklere etti. Açıklamanın yapıldığı salonda tutuklu vekillerin ve belediye eşbaşkanlarının resimlerinin yanı sıra “Kadın iradesi teslim alınamaz”, “Tecrit kaybedecek özgürlük kazanacak”, “Em bernadin vê dîlanê”, “Mafya racon KHK”, “Kadın katliamına karşı isyandayız”, “İş yok aş yok güvence yok” pankartları asıldı. Açıklamaya TJA, HDP Eşgenel Başkanı Serpil Kemalbay, HDP Milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Ayşe Acar Başaran, Hüda Kaya, Besime Konca,  Pervin Buldan, Meral Danış Beştaş, Dilan Dirayet Taşdemir, Filiz Kerestecioğlu, Saadet Becerikli, HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit’in yanı sıra siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda kadın katıldı. Salonda kadınlar sık sık “Jin jiyan azadi” sloganı attı.

Kampanya buluşması kadın eylemlerinin fotoğraflarının ve görüntülerinin yer aldığı sinevizyon gösterimi ardından başladı.

‘Kadın kazanımları egemenleri rahatsız etti’

Deklarasyon buluşmasında ilk olarak söz alan HDP Eşgenel Başkanı Serpil Kemalbay, “Seve, Pakize, Fatma onlar özgürlüğün peşindeydiler, özgürlüğe tutkundular. Onların özlemi şimdi bizimle birlikte, bizlere emanet. Halkların kardeşliği için yaşamını yitirmiş tüm kadınlara buradan selam olsun” diyerek sözlerine başladı. HDP Kadın Meclisi’nin Türkiye’de hiç yaşanmamış büyük bir kazanım elde ettiğini ifade eden Serpil, “Kadın kazanımları egemenleri rahatsız etti. Bizler erkek egemenliğe karşı omuz omuza vererek kadın mücadelesini var ettik. Hayatın her alanında kadınların kendine yer açması verdiğimiz mücadele ile ve bu güne kadar kadınların emekleri ile gerçekleşti” şeklinde konuştu.

‘Faşizm durana kadar mücadeleye devam’

AKP ve MHP’nin kadın kazanımlarının önünü kesmeye çalıştıklarının altını çizen Serpil, “AKP ve MHP halk düşmanı politikalarını hayata geçirmeye çalışıyor, biz buna izin vermeyeceğiz. Bundan sonra daha güçlü bir mücadele ile cevap vereceğimizi görecekler. Tutuklu bulunan arkadaşlarımız içerideyseler işte bu barış ve demokrasi mücadelesini yükselttikleri içindir. Yaşadığımız bu sistem tam bir faşist diktatörlüktür. Hiçbir zaman 16 Nisan sonuçlarını unutmuyoruz, büyük kentlerin hayır dediğini unutmadan faşizmi durdurana kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

‘Barış Abdullah Öcalan ile birlikte gelebilir’

Serpil, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın ağırlaştırılmış tecrit altında olduğunu vurgulayarak barışın Abdullah Öcalan ile birlikte gelebileceğini ifade etti. Serpil Kürdistan’da yaşanan katliamları hatırlatarak son olarak şu sözlere yer verdi; “İnsansız hava araçları ile köylüler katlediliyor. Köylülere cenaze aracı vermeyerek, cami açmayarak, ötekileştirerek tıpkı 1990’lı yıllarda olduğu gibi insanlık dışı muameleye maruz bırakıldılar. Bizler kadınlar olarak bu katliamlara asla ve asla izin vermeyeceğimizi bugün iktidarın gerçekleştirdiği infazlara karşı dayanışarak, örgütlenerek yükselteceğiz.”

Konuşmanın ardından kampanya deklarasyon metnini HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir okudu.

Deklarasyonun  tam metni şöyle;

“Kurumlarımızın, çalışmalarımızın ortadan kaldırılmasına; bizi tıkmak istediğiniz dört duvarınıza, pembe otobüslerinize, yaşamımıza el konulmasına, kadınların ücretli, güvenli, güvenceli emek alanından dışlanmasına, kölelik hayatının dayatılmasına, savaş ve katliam siyasetine,devlet/erkek şiddetine,yaratmaya çalıştığınız karanlığın, hayatlarımızı zindana çevirmesine izin vermiyoruz. 
Bu böyle gitmez diyen kadınları her mahallede, sokakta, okulda, fabrikada yan yana gelmeye; bugünümüzü ve geleceğimizi dirençle, umutla örmeye; Yeni yaşamı kurmak için el ele vermeye çağırıyoruz. Biz varsak bu böyle gitmez!

AKP / MHP ortaklığı iktidarını sürdürebilmek için faşizme bel bağlayarak:

*Ortadoğu ve Türkiye’de sürdürdüğü savaş

* Demokratik tüm kazanımların gaspı,

* Halk iradesini yok sayma ve demokratik tüm muhalefeti susturarak toplumu yeni duruma itaat etmeye zorlama gibi geleceğimizi karartacak adımlara ara vermiyor. 

OHAL uygulamalarının artarak devam ettiği coğrafyamız: 

* Kürdistan şehirlerini yıkarak, Kürt halkına SİHA lar eliyle yeni katliamlar dayatarak,

*Demokratik siyaset alanını ortadan kaldırıp, bileşenlerini cezaevlerine doldurarak, 

*Özgür ve bilimsel düşünceyi ihraç ve sürgünlerle yıldırmaya çalışarak, halkı gerçeklerle buluşturan gazetecilerini tutuklayarak, 

* Demokratik muhalefeti cezaevlerinde işkencelerden geçirerek,

* Kadınları şiddetle, vahşetle, tecritle ıslah edeceğini düşünen faşist, dinbaz bir iktidarın cenderesi altındadır.

‘Mutlaka kazanacağız’

Bir talan, gasp ve kayyum iktidarı haline gelen AKP’nin “yeni devleti, yeni Türkiye’si” tüm ezilenler için ama en çok kadınlar için karanlık, gerici ve şiddet dolu bir gelecekten başka bir şey vadetmiyor. Elbette geleceğimizi saray iktidarına teslim etmeyeceğiz. Yüzyıllık mücadelenin mirası olan hiçbir hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Savaşın, yoksulluğun katlanarak devam ettiği Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasında her şeye rağmen büyüyen kadın mücadelesinin enerjisiyle kadın düşmanı bu iktidara ve erkek egemen sisteme karşı tüm kadınlarla örgütlü gücümüzü büyüterek yeni bir mücadele döneminin kapılarını açacağız.

Faşizmi, panzehiri olan demokrasi ile yeneceğiz. Eşitsizlik üzerine kurulu bu toplumsal yapıyı eşitlik ile yeniden kuracağız. Kadınların insani var olma hakkına yapılan tüm saldırılara, birleşik bir kadın mücadelesinin kanallarını zenginleştirerek cevap vereceğiz. Faşist erkek sistemin boyunduruğuna girecek kadınlar olmayacağımızı, faşizmin bu toplumda yerleşik bir hayata geçmesine izin vermeyeceğimizi, kadın mücadelesini birlikte büyüterek göstereceğiz. Ve mutlaka kazanacağız.

‘Öz savunma yapan kadınlarla yan yanayız’

Kadınlar katlediliyor. Kadınlar her geçen gün daha vahşi bir şekilde erkekler ve devlet tarafından katlediliyor. Kadınların ‘Hayır’ demesine, erkek egemenliğine itaat etmeyip hayatlarına sahip çıkmasına tahammülleri yok. Kadınlar evde, sokakta, parkta, metroda, dolmuşta erkekler tarafından taciz ediliyor, şiddete uğruyor. Saldırganların suç ortağı olan, işkence ederek katlettiği kadınların bedenlerini teşhir eden, hapishanedeki kadınlara işkence eden devlet bir yandan da din, gelenek ve görenek diyerek kadınların şiddete uğramasına, katledilmesine göz yumuyor, iyi hal, haksız tahrik indirimleriyle kadın katillerini, taciz ve tecavüzcüleri cezasız bırakıyor veya ödül gibi cezalar veriyor.

Bu böyle gitmez; şiddet davalarının ısrarlı takipçisiyiz. İyi hal ve haksız tahrik indirimleriyle teşvik ettiğiniz örgütlü erkek cinayet şebekesine karşı özsavunma yapan kadınlarla yan yanayız, kadın katillerinin, taciz ve tecavüzcülerin yargıdan kaçmasına izin vermeyeceğiz!

‘Kabul etmiyoruz’

AKP/Saray iktidarı, kadına yönelik şiddetle mücadele etmiyor. Törenlerle imzaladıkları sözleşmeleri bile uygulamıyor. Şiddetten kurtulmak isteyen kadınlar evlerine gönderiliyor. Devletin danışma merkezleri, sığınma evleri, kadınların şiddeti kabullenerek yaşamaya ikna edildiği yerler haline getiriliyor. Şiddeti önlemek için çıkarılan yasalar uygulanmıyor. Bu böyle gitmez; kapattığınız kadın danışma merkezlerimiz dört duvar bir kapı değildi. Nefes aldığımız her yerde birbirimizi koruyacak, derde derman olacak örgütlülükleri kurmaya devam ediyoruz, yeni bir hayat kurmak isteyen kadınlarla yan yanayız, hayatlarımızın karartılmasını asla kabul etmiyoz.

Gasp edilen belediyelerdeki kayyumlar, belediyelerin kadın birimlerini, dayanışma merkezlerini ganimetmişçesine yandaş kadın örgütlerine dağıtıyor, ortadan kaldırıyor. Erkek şiddeti ile mücadele eden kadın örgütleri, hak örgütleri çocuk dernekleri kapatılıyor, kapatılan kurumlara başvuran kadınların bilgileri ortalığa saçılıyor. Bu böyle gitmez; kadın dayanışması ve birlikte mücadele ile kurumlarımızın, çalışmalarımızın ortadan kaldırılmasına izin vermiyoruz!

AKP’nin IŞİD zihniyeti, kadınların toplumsal hayat içinde varoluşunu sınırlandırıyor, zihniyetinin belirlediği alanlara hapsetmek istiyor. Kadınları yalıtan pembe otobüsleri hayata geçiriyor. Başörtülü, şortlu, sigara içen-içmeyen, itaat eden-etmeyen diye kadınları ayrıştırmaya, bölmeye çalışıyor. Bu böyle gitmez, bizi tıkmak istediğiniz dört duvarınıza da, pembe otobüslerinize de sığmayız, sokakları, parkları, alanları özgürleştiriyoruz, kadın dayanışması ve birlikte mücadele ile yaşamımıza el konulmasına izin vermiyoruz!

‘Mücadeleyi durmaksızın yürütüyoruz’

Bu iktidar, kadınların uzun mücadeleleri sonucu kazanılmış haklarını ortadan kaldıracak yasal düzenlemeleri ardı ardına gündeme getiriyor. Müftülere verilmek istenen nikah kıyma yetkisi, evde yapılan doğumlarda, sözlü beyanın yeterli sayılması, çocukların zorla evlendirilmesini kolaylaştıran düzenlemelerdir. Yeni yasalar, aynı zamanda evlenme, boşanma, miras gibi medeni haklarımızın dinsel kurallara göre düzenlenmesinin adımları. Kadınların hak ve hukukunun zemini olan laiklik ortadan kaldırılıyor. İktidar, cinsiyetçi, milliyetçi, savaşı ve öldürmeyi kutsayan, din ve inançlar arasında ayrım yapan, bilimsellikten daha da uzaklaşan bir müfredatı dayatıyor. Bütün toplumu binlerce yıl geriye götürecek bir eğitim sistemini kurmayı hedefliyor. Bu böyle gitmez; kadın dayanışması ve birlikte mücadele ile laikliği, özgürlükçü, bilimsel anadilinde eğitimi savunmaya devam ediyoruz. Yaratmaya çalıştığınız karanlığın, hayatlarımızı zindana çevirmesine asla izin vermeyeceğiz!

Biz kadınlar, 'erkek' siyaset alanına müdahale ederek dönüştürme mücadelesi veriyoruz. Bütün engellemelere, saldırılara karşı cesaretle durmaksızın yürüttüğümüz bu mücadele, iktidarın kurmak istediği faşist hegemonyanın önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor. Bu nedenle iktidar binlerce kadın arkadaşımıza karşı her gün saldırıyor, rehin alma siyaseti sürdürüyor. Özgürlük mücadelesi veren, emeğine, bedenine ve kimliğine sahip çıkan, soran sorgulayan kadınların faşizan rejimin emrindeki yargı eliyle susturulmasına; eş genel başkanlarımızın, vekillerimizin, belediye eş başkanlarımızın, HDP’li kadınların rehin alınmasına; kadınları siyasetin dışına itmenize, sözsüz ve sesiz bırakmanıza izin vermiyoruz!

‘İzin vermemeye kararlıyız’

Kadınlar güvenceli istihdam alanlarından dışlanıyor, kadın emeği yarı zamanlı, güvencesiz işlere doğru zorlanıyor. KHK’larla bir gecede işsiz, geleceksiz bırakılıyor. Akademiden önce kadınlar atılıyor. Kadın işsizliği ve yoksulluğu her gün artıyor. Ücretli ücretsiz ev içi emek yok sayılıyor. Üç kuruşluk ‘özendirici’ ücretlerle yaşlı ve çocuk bakımı kadınların üzerine yıkılıyor. Böylelikle kadınlar eve, erkeğe ve devlete bağımlı hale getiriliyor. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan mevsimlik tarım işçileri, göçmen işçiler insanlık dışı koşullarda çalışmaya, yaşamaya, ölüme mahkûm ediliyor. 
Bu böyle gitmez; Kadın dayanışması ve birlikte mücadele ile kadınların ücretli, güvenli, güvenceli emek alanından dışlanmasına, kölelik hayatının dayatılmasına izin vermemeye kararlıyız!

İktidarın kadınlara karşı savaşı, militarist, cinsiyetçi ve faşist bir anlayışla ülkenin tümünde yürüttüğü savaştan bağımsız değil. AKP Genel Başkanı Erdoğan ancak kaos, çatışma ve savaş ortamında iktidarını sürdürebileceğini düşünüyor. Bu nedenle barış masasını terk etti, Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamasını başlattı ve tüm ülkeyi bir ateş topunun içine atmaktan çekinmedi. Şimdi de bu vahşet ve soykırımı sınırların dışına taşıma derdinde. Son günlerde yürüttüğü tüm diplomatik, askeri ilişkiler ile bölgede halkların birlikte özgürleşme iradesine karşı yeni bir kanlı süreç başlatılmak isteniyor. Şengal ve diğer bölgelerde yapılacak operasyonlar sadece o bölgede yaşayan halkların kazanımlarına bir müdahale değil, Rojava Kadın devrimine yönelik bir tehdit ve saldırıdır.

Bu böyle gitmez; Kadın dayanışması ve birlikte mücadele ile içte ve dışta halklarımızı kanlı savaşların içine sürüklemenize, Rojava Kadın Devrimini boğmanıza izin vermeyeceğiz!

Bu böyle gitmez; Çoğu köhnemiş erkek egemen ideolojinin yansıması olan tarih kitaplarının satırlarından alınarak yeniden önümüze sürülen kuralları, yaşam dayatmalarını, savaşları reddediyoruz. Sokak ortasında cansız bir beden, ev içlerinde yaşayan ölü, fabrikalarda alın teri teraziye bile konmayan emek değiliz.

Kadınların eşit varlığını sokak sokak mücadele ederek kazanan, halkımızın iradesini belediyelere, meclis salonlarına onurla taşıyan kadınlarız biz. İktidarınızın zulmünü meclis kürsüsünde de, mahkeme salonlarında da haykırmaktan zerre korkmayanlarız. Başımızı önünüzde eğmediğimiz için cezaevlerinde rehin tuttuğunuz ama teslim alamadığınız kadınlarız.

Biz masalların başkahramanlığına değil, hayatın yapı ustalığına adayız. Demokratik, eşitlikçi, özgür yarınlarımız için kurumsallaştırmak istediğiniz faşizme izin vermiyoruz! 

Bu böyle gitmez diyen kadınları her mahallede, sokakta, okulda, fabrikada yan yana gelmeye; bugünümüzü ve geleceğimizi dirençle, umutla örmeye; yeni yaşamı kurmak için el ele vermeye çağırıyoruz.

Yeni Yaşam Barış demektir; demokratik, laik ve eşitlikçi bir toplumu yeniden inşa etmek demektir.

Yeni Yaşam Devletin başından tırnağına kadın düşmanlığıyla bezenmiş zihniyetine; sokaklarda ve evlerde erkek kitlesinin önüne atılmış kadın bedeninin yağmalanmasına ve şiddet görmesine her an karşı durmak demektir.

Yeni Yaşam kadınlar özgür ve eşittir sözünü eyleme geçirmek, hukukta, toplumsal ve siyasi hayatta güvenceye almak demektir. Biz varsak bu böyle gitmez.”

Deklarasyonun okunmasının ardından HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca kampanyanın detaylarını kadınlara anlatmasıyla kampanya buluşması alkış, slogan ve halaylarla son buldu.