Hesseno: Her şeye rağmen kadın ekonomisi gelişiyor

Hesseno: Avrupalı işçiler ve demokratik kesimlerden demokratik özerklikte kadın ekonomi sistemimizin gelişim düzeyine büyük bir ilgi ve merak var.

Geçtiğimiz hafta Yunanistan’da gerçekleştirilen 2. Avrupa-Akdeniz İşçi Toplantısına Skype üzerinden katılarak Rojava’daki kadın ekonomisinin gelişimi üzerine bir sunum yapan Rojava Ekonomi Konseyi Eşbaşkan Yardımcısı Leman Hesseno, Rojava’da kadın ekonomisindeki gelişim düzeyini ve yaşanan sorunları ajansımıza anlattı.

‘SİSTEMİMİZ AVRUPALI EMEKÇİLERDEN BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR’

Hesseno Avrupa Akdeniz işçi toplantısına aldıkları davet, toplantıya ilişkin şunları söyledi: “28-30 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen Avrupa-Akdeniz İşçi toplantısına biz de davet edildik. Fakat koşullardan panel sunumlarının yapıldığı 2. günde katıldık. Toplantıya Yunanistan, Hırvatistan, Fransa ve İspanya’dan işçi oluşumları kooperatiflerinden kişiler, öz yönetimi savunan sosyal ve politik oluşumlar, bazı düşünürlerden oluşan 400 kişi katılmıştı. Toplantının esas konusu öz yönetimli içi kolektifleri, kooperatifler, alternatif ekonomik ağlarıydı. Toplantıda işlenen temalarda küresel kapitalist kriz, kemer sıkma, halk direnişleri, öz yönetimli çalışma, işgal edilmiş işletmeler ve iş kolektifleri, öz yönetimli dağılım ve alternatif ticari ağlar, Avrupa emek hareketleri yine ırk, cinsiyet ve toplumsal eşitsizlikleri aşmak gibi konulardı. İkinci günde Rojava’da kadın ekonomisinin gelişimi konusundaki panelde sunum yaptım. Rojava’daki demokratik özerklik sisteme, bunun içinde ekonomik sistemin örgütlenmesine, özellikle de kadın ekonomisinin örgütlenmesine dönük büyük bir ilgi ve merak vardı. Fakat dikkatimi çeken nokta 400 katılımcıdan 150’si kadın olmasına rağmen divanın hepsinin erkek olmasıydı. Yine panel sunumu yapanlar içinde benden başka kadın yoktu. Fakat benim koşullardan dolayı bu toplantının 3. gününe katılma ve izleme olanağım olmadı.”

‘KADININ EKONOMİK SİSTEMİ ADIM ADIM GELİŞİYOR’

Hesseno bu toplantıda da anlattığı Rojava’daki kadın ekonomisinin gelişim düzeyine ilişkin “Rojava’da kadın ekonomisinin gelişimini şöyle anlatabiliriz. Ayağa yeni yeni kalkan bir çocuğu düşünün. Nasıl ki yavaş yavaş kendi ayakları üzerinde durmayı öğreniyor ve duruyorsa kadın ekonomisi açısından da durum böyle. Ekonomik yaşam kadının temel alanlarından birisiyken devletçi sistem tarafından kadın ekonomiden uzaklaştırılmış. Şimdi yeni yeni ekonomiyle bağını daha güçlü kuruyor.

Kadının Rojava’daki ekonomik sisteminin temelini ise tarım oluşturuyor. Rojava’nın hemen birçok kentinde birçok tarım kooperatifi kuruldu. Zaten tarım toplumun temel ekonomik çalışması ve Rojava toprakları da aslında tüm toplumu besleyecek ürün verecek kadar zengin. Yine hemen hemen bütün ekonomi çalışmalarında kadın yerini alıyor. Tüm alanlar kadınlara açık. Ticarette yine yerini alıyor. Üretim kooperatiflerinde de yer alıyor.

Ekonomi bakanlığında da kadınlar yerini alıyor. Kadın bakanlığında özgün bir kadın ekonomi birimi de kurulmaya başlandı. Şu anda bu birimin kurulması, tüzüğünün oluşturulması çalışmaları var. Kongreya Star, TEV-DEM Kadın Konseyi ve Cizîr Kantonu Ekonomi Bakanlığı olarak bu çalışmayı birlikte yürütüyoruz” şeklinde konuştu.

‘ZİHNİYET VE ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLI SORUNLAR OLUYOR’

Kadın ekonomik sisteminin bir gelişme ivmesi yakalamış olmasına karşın halen zihniyetten kaynaklı bazı sorunların yaşandığını ifade eden Hesseno şunlara dikkat çekti: “Kadın ekonomik sistemini, kadın ekonomisini örgütlerken iki türlü sorunla karşılaştık ve karşılaşıyoruz. Birincisi tüm toplumumuzun yaşadığı bir sorun olan kendi yaşamını idame edecek üretim bütünlüğünden uzaklaştırılmış olmaktı. Rejim bu konuda özel bir ekonomi politikası uygulamıştı. Örneğin Rojava’da sadece buğday ekimine izin vermişti. Meyve, sebze gibi ürünler Halep gibi kentlerde üretiliyordu. Tohumu ve mazotu bedavadan vererek toplumu buna razı ediyordu. Ama istediğinde bu ürünlerin gelişini durdurup ya da fiyatı uçurarak kriz yaratıyordu. Yine rejim Rojava’da üretilen buğday için yüksek fiyatla alıp ekmeği merkezi fırınlarda üretip neredeyse bedava satıyordu. Böylece toplumu ekmeği üretmekten uzaklaştırmıştı ve rejim ekmeği kestiğinde toplum bir kriz yaşıyordu. Fakat toplumumuz ve kadınlar yavaş yavaş da olsa bütünlüklü bir üretim anlayışı ve ürünleriyle tanıştı.

İkinci sorun ise kadınların ekonomik sistemimizin temel birimlerinde kooperatiflerde yer almalarına karşın öz güven sorunlarından kaynaklı karar aşamalarında yer almak istememeleri. Fakat tüm bu sorunlara karşın sistemimiz bir düzeye ulaştı. Şu anda hemen her alanda kadınlar ekonomik üretim içinde ve özgün kadın kooperatifleri var. Fakat en güçlü kooperatiflerimiz tarım alanında.”

‘SORUNLARIMIZI AŞMADA EĞİTİMİ ESAS ALIYORUZ’

Kadının ekonomik alanda karar alma noktasındaki bu güvensizlikleri devletçi ve sınıflı sistemin, yine feodal toplum özelliklerinin yarattığı etkilerden bağımsız ele alınamayacağını kaydeden Hesseno “Bu noktada kadının kendini, tarihini, toplumunu, kendi öz gücünü ve yeteneklerini tanıdıkça bunlar aşılacak. Bu doğrultuda Rojava’da bir kadın eğitim sistemi var, akademiler var. Hem de her kominin ve şehrin bir eğitim sistemi var. Yine ekonomi çalışmaları açısından da bir kadın konseyi kurulacak. Önümüzdeki dönemde kendi eğitim sistemini de geliştirecek. Yine ekonomi akademilerimizde kadın birimleri var. Ve bunlar ekonomik sistemimizin oluşturulmasında önemli rol oynuyor” dedi.

‘SEMELKA ÜZERİNDEN UYGULANAN AMBARGO PROJELERİMİZİ GECİKTİRİYOR’

Rojava’da kadın ekonomisini daha fazla geliştirmek amacıyla kooperatifleri daha yaygınlaştırmak istediklerini fakat bu konuda KDP’nin uyguladığı ambargonun kendilerini geciktirdiğini dile getiren Hesseno, “Toplumsal ekonomi ve kadın ekonomisini güçlendirmek için elimizdeki imkanları tarımdan, ticarete, farklı üretimlere kadar sonuna kadar değerlendirmeye çalışıyoruz. Fakat Rojava’da uzun bir süreç bir savaş yürüdü ve üzerimize uygulanan bir ambargo var. Zaten bir tarafta DAİŞ ve çetelerin kuşatması, diğer tarafta açıktan Kürt düşmanlığı yapan Türk devleti var. Bunlar anlaşılır fakat PDK’nin de Semalka sınır kapısını kullanarak üzerimize uyguladığı ekonomik ambargo toplumsal ekonominin gelişimini olduğu gibi kadın ekonomisinin de gelişimi önünde engel oluşturuyor. Örneğin tarımı geliştirebilmek için gübre gerekiyor. Fakat Semelka’dan geçişi yasak olduğu için gelmiyor. Burada ürettiğimiz organik gübrede tek başına yetmiyor. Yine bazı üretim araçları gerekiyor. Ama Semalka sınır kapısı kapalı olduğu için gelmiyor. Ve bütün bunlar projelerimizin çok gecikmesine neden oluyor. Fakat her şeye rağmen kadın ekonomisi gelişiyor ve daha da geliştirmekte kararlıyız” diye konuştu.