Komite'nin önerileri arasında tecavüz kavramının kaldırılması, cinsel ilişki sırasında muvafakata açıklık getirilmesi ve cezaların arttırılması yer alıyor.

2012 yılında İsveç'in kuzeyindeki Umeå ilinde genç bir kadına tecavüz eden üç kişinin beraat etmesi infial yaratmış, kadın örgütleri, cinsel suçlar yasasının değiştirilmesi talebiyle ülke çapında bir kampanya başlatmıştı. 'Fatta' (Anla) adı verilen kampanya bir halk hareketine dönüşmüş, siyasi parti liderleri yasalarda değişiklik yapılması için girişimde bulunma sözleri vermişti.

Aynı yılın sonlarında parlamentoda bulunan 8 parti temsilcisi ve 8 uzmadan oluşan “Cinsel Suçlar Komitesi” oluşturulmuş ve Komite, cinsel suçların engellenmesi ve yasadaki cezaların yeniden düzenlenmesi için çalışmalarına başlamıştı.

Komite'nin önerisinde cinsel suçlarda her zaman şiddet meydana gelmediği göz önüne alınarak şiddet içeren tecavüz (Våltäkt) kavramı kaldırılıyor ve suç ağır cinsel taciz olarak tanımlanıyor. Cinsel ilişki sırasındaki muvafakiyete açıklık getiriyor.

Komite'nin Başkanı Prof. Mari Heidenborg, “Gönüllülük sözlü veya vücut dili ile olmalı. Pasiflik gönüllü ilişki olarak görülmemeli. İnsan başlangıçta “Evet” demesine rağmen sonra düşüncesini değiştirebilmeli” sözleriyle muvafakat tanımına açıklık getiriyor.

Bazen tecavüz ve cinsel tacizlerde şiddet veya zorlama olmamasına rağmen kurbanın zor durumda olmasının kullanıldığına dikkat çeken Heidenborg, bu durumun göz önüne alarak yasalarda değişiklik yapılmasını istiyor.

Komite, tecavüz deyimi yerine cinsel taciz, cinsel zorlama yerine cinsel aşağılama, çocuklara cinsel tecavüz yerine çocuklara cinsel saldırı deyimlerinin kullanılmasını öneriyor. Günümüzde cinsel suçlar için kullanılan deyimlerin yanlış bir resim verdiğine, cinsel saldırıların çok azında şiddet kullanıldığına dikkat çekiyor. Cinsel suçları işleyenlere verilecek en düşük cezanın 6 yıl, üst sınırının da 10 yıl olmasını öneriyor.