Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde devam eden süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine dair Sincan Cezaevi’nde bulunan kadın tutuklular, taleplerini içeren bir mektup gönderdi. 23 Şubat tarihinde 7 kadın tutuklu ile başlayan Sincan Cezaevi’nde şu anda 25 kadın süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde.

Kadın tutukluların kaleme aldıkları mektup şöyle:

“Bizler 23 Şubat’tan beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan siyasi tutsaklar olarak bu greve iki amaçla başladık.

Amaçlarımızdan birincisi ve en önemlisi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılmasıdır. İkinci talebimiz ise Kürdistan illerindeki işgal ve ablukaların son bulmasıdır.

Bizler siyasi tutsaklar olarak şunun farkındayız ki bütün yaşananlar İmralı’daki tecritle doğrudan bağlantılıdır. Tecrit kırılmadan ne zindanlardaki hak ihlalleri ve de baskı ve zulüm son bulmaz. Çünkü Kürt halkına karşı geliştirilen bu soykırım ve işgal operasyonlarının merkezinde Önderliğe uygulanan tecrit vardır. Yaşananlar Kürt halkına karşı geliştirilen bir darbedir ve bu darbeye ilk önce önderliğimizin düşüncelerinin tecrit edilmesiyle başlanmıştır.

Önderliğimizin 2011 yılından beri avukatlarıyla son iki yıldır da dışarıyla tüm iletişimi kesilmiş durumdadır. Buradan da anlaşılacağı üzere son iki yıldır Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan savaş hali önderliğimizin düşüncelerinin dışarıya yansımamasının bir sonucudur. Bu kaos ve darbe ortamından çıkabilmek için tecridin kaldırılması şarttır. O yüzden tutsaklar ve halk olarak bu temel amaca kilitlenmemiz gerekiyor. Ötesi kendini kandırmak olur.

Tüm STK, basın, siyasi partiler ve kamuoyunun taleplerimiz bu şekilde bilmesini ve yansıtmasını istiyoruz. Zindanlardaki bu büyük direnişe bu eksende sahip çıkılması ve dışarıda da direnişin büyütülmesi hayati önemdedir. İmralı’daki tecrit kırılana kadar direnişimiz büyüyerek devam edecektir.”